Yıllardır ava çıkmamış olan avcı sabah erkenden kalkmış.
Eski günlerini hatırlayıp ev halkına seslenmiş:
'Avcı yeleğimi getirin bana!'
Getirmişler.
'Çizmelerimi getirin!'
Getirmişler.
'Tüfeğimi getirin!'
Getirmişler.
'Mermilerimi getirin!'
Getirmişler.
'Bıçağımı getirin!'
Getirmişler.
Üstüne başına, av malzemelerine bakmış.
Ava çıkmak için her şey tamam gibi gözüküyormuş ama…
Ama yine de avcının içinde, eksik olan bir şey olduğuna dair bir his varmış.
Ev halkı,
'Her şey tamam, hiçbir malzemen eksik değil; sen yıllardır bunlarla çıktın ava. Hatta çoğu zaman bıçağını bile almazdın yanına,' dese de…
Avcıya bir şey eksik gibi geliyormuş yine de.

***

Neden sonra avcı yola çıkmış avlanmak üzere.
Avlanacağı alana gelince, ilerideki çalıların arasında boz bir ayı görmüş.
Çok korkmuş. Hayatında hiç bu kadar korkmadığını düşünmüş…
Hemen yolunu değiştirmiş, doğuya doğru gitmeye başlamış.
Bir süre sonra, burada da ayının ayak izlerini görmüş.
Yine yönünü değiştirip batıya yönelmiş.
Bir süre de bu yönde ilerlemişken bu kez de ayının bokunu görmüş.
Öyle korkmuş ki…
Korkudan ne tarafa gideceğini şaşırmış.
'Ayıdan kork, ayının ayak izinden kork, ayının bokundan kork!' demiş.
İşte o zaman, eksik olanın, yıllar içinde kaybolanın av malzemesi değil cesareti olduğunu anlamış…

***

Malını mülkünü; evini, arabanı; paranı pulunu kaybedebilirsin.
Siktir et!
Sıkma canını.
Çalışıp yeniden kazanırsın. Kazanmasan da olur.
Peki ya cesaretini kaybedersen?
Her şeyini kaybedersin.
Başta onurunu...

***

Her şeyden korkuyorsan...
Haksızlıklar karşısında duramıyorsan, sesini çıkarmıyorsan...
Korkudan mağdurun...
Zayıfın...
Ezilenin...
Haksızlığa uğrayanın yanında duramıyorsan...
Zayıf olanı koruma cesareti gösteremiyorsan, onurunu koruma cesaretini nasıl göstereceksin.

***

Boş bir arsaya arabasını park ediyor adam.
Değnekçi dedikleri zorba yanında bitiyor. Otopark parası istiyor.
Vermeyince de bıçaklıyor.
Bıçaklanan adam bir işyerine sığınıyor. İşyerinin ortasına yığılıp kalıyor.
Peşinden gelen eli bıçaklı zorba, iş yerinin kapısında dikilen kapı gibi iri yarı adama şöyle bir gözükünce adam kenara çekiliyor.
Yerde yatan, bıçakladığı zavallı adamı dövmeye başlıyor.
Toplanan o kadar insan seyrediyor.
Yaklaşma cesaretini bile gösteremiyor.
Değnekçi, üzerine çullandığı yaralı adamdan başını kaldırıp şöyle bir 'höt' deyince herkes sağa sola kaçışmaya başlıyor.

***

İnsanlar ne hale geldi böyle.
E tabi korkutulursa insanlar her şeyden…
Ona ses çıkarmazsa, buna ses çıkarmazsa zarar göreceği, başına bir iş geleceği korkusuyla…
Sonunda; ayıdan korkar, ayının ayak izinden korkar, ayının bokundan korkar!...