İYİ Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Mehmet Ektaş kendi sosyal paylaşım sitesinde partisinde yönetici olup da Harun Karacan, Nabi Avcı ve Volkan Doğan'ın sayfa ve paylaşımlarını beğenenleri eleştirdi.

'NE İŞ!!!'
Ektaş paylaşımında; 'Partimiz üyesi hatta Yönetim Kurulu Üyesi olup AK Parti'den Volkan Doğan, Harun Karacan, Nabi Avcı sayfa ve reklamlarının beğenenler. NE İŞŞ!!!' ifadelerini kullandı.
Ektaş'ın bu paylaşımı beni yıllar öncesine götürdü. Mustafa Denizli A Milli Takım Teknik Direktörlüğü yaptığı 17 Kasım 1999'da galibiyetle biten İrlanda milli maçı öncesi sert eleştirilerde bulunan futbol yorumcularına gönderme yaparak; 'İrlanda'yı yendik, ama önemli olan içimizdeki İrlandalılar'ı yenmek' demişti.Tepebaşı İlçe Başkanı Ektaş partisindeki Volkan Doğan, Harun Karacan ve Nabi Avcı hayranı yöneticilere gönderme de bulunacağına gerekeni yapmalıydı.

ŞİRİNLİK YAPANLAR
Onları ya arayıp ikaz etmeliydi ya da Disipline sevk edilmelerini sağlamalıydı. 24 Haziran seçimleri öncesinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e kentlerde miting yaptırmamak için her türlü zulüm yapıldı. İYİ Parti'de yöneticilik görevinde bulunanlar bunu iyi biliyor.
Akşener'e karşı her türlü engeli ortaya koyan AK Parti'nin kentimizdeki milletvekillerine ve Odunpazarı İlçe Başkanına sosyal medyada şirinlik yapan parti yöneticilerinin zaten bundan sonra İYİ Parti'de işi olamaz...
--------------------------------------------------------
SAYMANLIK GÖREVİ İÇİN NEDEN DUYURUYA ÇIKILMADI?

Bazı eğitim çalışanları beni arayarak; Milli Eğitim'de yapılan bir saymanlık görevlendirmesi hakkında şikayetlerini dile getirdi. Eğitim çalışanları konuyla ilgili şu görüşleri dile getirdi; ' İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde Ocak ayında Motorlu Taşıtlar Sınav Kursları'nın (MTSK) parasal işlerini yapmak üzere Saymanlık görevlendirilmesi yapıldı. Bu görevlendirme yapılırken bünyesinde ve içinde bulunan bölümlere duyuruya çıkmadılar. Aslında Saymanlık görevi görevlendirme olmasına rağmen başvuru yapmak isteyenleri engellendiler. Bunun akabinde hiçbir şart aranmaksızın İl Milli Eğitim Müdürlüğünde çalışan kadın bir şefe bu görevi verdiler. Milli Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün yazısı olmasına rağmen Saymanlık görevi yapan bu kişi 'fazla mesai adı altında' her ay para almaktadır. Biliyorsunuz İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün girişinde kart okutmalı turnikeler bulunmaktadır. Giriş-Çıkış saatleri herkesin bellidir. Bu incelendiğinde bu kadın şefin fazla mesai yapmadığı anlaşılacaktır. Ayrıca İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde görev yapan memurlarda bu durumdan çok rahatsız. Şimdi de görevlendirme ile verilen bu unvanı sınavsız, şartsız, adaletsiz bir şekilde kadrolu olarak bu bayana vermeye çalışıyorlar. İlimizin saygın insanlarından devreye girip İl Milli Eğitim Müdürü ile görüşenler şu yanıtı alıyorlar. '1 senedir duyuruya çıktık kimse başvurmadı bizde bu kişiye vermeyi uygun gördük. Önceden bu iş parasızdı kimse başvurmadı. Para olduğu çıkınca talibi çok oldu. Ama bu bayan parasız baktı.'
Bizler de İl Milli Eğitim Müdürü'ne soruyoruz.
1-Saymanlık görevi için neden duyuruya çıkılmıyor?
2-Neden bu kişiye kadroyu verilmek diretiliyor?
3-Personeller arasında bu ayırımcılık adaletsizlik neden?' İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen bu konuda kamuoyuna açıklama yapmalıdır. Kurum içerisinde adaleti sağlamak istiyorsa 'Saymanlık Görevi için duyuruya' çıkmalıdır.
--------------------------------------------
ÖMÜR BOYU MUTLULUKLAR

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Türküz Kurt'un Avukat oğulları Can Kurt, Anemon Otel'de düzenlenen görkemli bir düğünle dünya evine girdi. Başkan Kurt oğlu ve gelininin nikahını kendi kıydı. 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü hatırlatarak söze başlayan Başkan Kazım Kurt, 'Dünyanın barışa ihtiyacı var' ifadelerini kullandı. Gelin Öz'e 'kızım' diye hitap eden Başkan Kurt imzaların atılmasının ardından evlilik cüzdanını ona teslim etti. Başkan Kurt oğlu ve gelininin mutluluğuna ortak olurken, eşi Türküz Hanım ile zaman zaman duygusal anlarda yaşadı. Birbirlerine çok yakışan genç çifte ömür boyu mutluluklar diliyorum.
--------------------------------------------------
NOSTALJİ
ŞEHRİN VEKİLLERİ BİR ARADA

Yıl 1992. 26 yıl önce. Yer: Eskişehir Polisevi. Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) büyük bir işe imza atarak; kentin beş milletvekilini bir araya getiriyor. (O tarihte Eskişehir'in toplam beş milletvekili vardı)
1991 Genel Seçimlerinde DYP 3, ANAP 2 milletvekili çıkarmıştı. (O yıllarda milletvekili sayımız beşti) 1991-1993 yılları arasında Derneğin Başkanlığını yapan Orhan Kesikoğlu, DYP Milletvekilleri Hüsamettin Cindoruk, İbrahim Yaşar Dedelek, Fevzi Yalçın ile ANAP Milletvekilleri Mustafa Balcılar ve Hüseyin Aksoy'u Eskişehir'i konuşmaları noktasında dernek üyeleriyle buluşturdu. Tarihi Fotoğrafta o yıllarda derneğin yönetiminde bulunan Nevzat Altınel, Serdar Taci Zengin, Ömer Bilgin, Mehmet Arapoğlu, Selim Çolpan, Servet Oğuzman, Necati Yalçın'da yer alıyor. Cindoruk o tarihte sadece milletvekili değildi. TBMM Başkanlığı gibi çok onurlu bir görevi de üstleniyordu.
20 Ekim 1991 seçimlerinde DYP'nin seçim sloganı 'Eskişehir Gelişecek Büyükşehir Olacak' idi. Yapılan seçimlerde DYP-SHP Koalisyon Hükümeti işbaşına geldi. Kesikoğlu, beş milletvekilinin katıldığı toplantıda Cindoruk'a bu sözü hatırlatarak; 'Eskişehir Büyükşehir olmak istiyor. Seçimde verdiğiniz sözü tutmanızı bekliyor' dedi. Cindoruk'ta 'Ankara'ya gidince bu işin olması için çalışacağım. Eskişehir'i Büyükşehir Belediyesi yapacağız' diye yanıt verdi. Cindoruk dediğini yaptı. Eskişehir'in Büyükşehir Belediyesi olmasını sağladı.
-------------------------------
FOTO ŞAKA

AK Parti MKYK Üyesi Harun Karacan:
Nabi Hocam trafikten dolayı biraz geciktim.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı: Harun Bey siz trafiğe falan takılmayıp erken gelin. Söz sizden önce ben konuşacağım!..
--------------------------------------------------
FIKRA
HEM GÖSTERİYOR HEM DE KOKU VERİYOR

Köye elektrik geldikten sonra köylüler yavaş yavaş elektrikle çalışan araçlar almaya başlarlar. Bunların başında da tabi ki televizyon gelir. Genelde siyah-beyaz televizyonlar. Durumu iyi olan bir köylümüz, Irak'tan ham petrol tankerinin içinde kaçak yoldan renkli televizyon getirir. Ama içine ham petrol girmiştir. Birkaç gün sonra evinde mevlit verir. Mevlit okunur, ardından yemek yenir. Oturanlardan biri 'Televizyonunuzu açın da renkli televizyon nasıl bir şeymiş görelim.' der. Televizyon açılır. Televizyonda İkinci Dünya Savaşı belgeseli gösteriliyor. Gösterilen sahnede Ruslar, Almanların petrol depolarını patlatıyorlar. Televizyon ısınınca mazot kokusu vermeye başlar.
Misafirlerden biri kokuyu alır ve; 'Televizyonunuz hem gösteriyor hem de koku veriyor!' der