İnsanın hem damağına hem de gözüne hitap eden ve mutfağımızın geleneksel tatlarından biri olan keşkek, milletimizin doğum, düğün, sünnet, asker uğurlama, hacı uğurlama, bayram, nevruz, hıdrellez, muharrem ayı, yağmur duası, mevlit vb. önem verdiği kutlamalar ve törenlerde pişirilerek dağıtılan bir yemektir.
Ülkemizin her bölgesinde bilinen ve sağlıklı bir besin olan keşkeğin bir tabağından hem hayvansal hem bitkisel gıdalar alınabilmektedir. Keşkek, kutlamaların, törenlerin yemeği olması, sosyal birlikteliğin simgelerinden birisi olarak kabul edilmesi nedeniyle 2011 yılında UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) listesine alınmıştır.
Sosyal etkinliklerde keşkek yapımında geleneksel uygulamalara önem verilmekte, özellikle bakır kazanlar, taş dibekler, dövme sopaları kullanılmakta, geleneklere de sahip çıkılarak sonraki nesillere aktarmaya çalışılmaktadır. Bir yandan keşkek hazırlanırken bir yandan da çeşitli eğlenceler düzenlenerek tanışma, dostluklar kurma, birlik ve beraberliği pekiştirme de amaçlanmaktadır. Köy ve kasabalarda büyük kazanlar içerisinde pişirilen keşkeğin yapılışı yörelerin tercihleri veya ekonomik duruma göre farklılıklar gösterebilmektedir.
Keşkeğin temel malzemesi yarma buğday ve et olup, bazı yörelerde içine mısır, nohut, fasulye gibi gıda maddeleri de konulmaktadır. Keşkek yapımında kullanılan et bazı yörelerde sığır eti, bazı yerlerde tavuk, kaz, hindi gibi kanatlı etleri olmakta, bazı yerlerde pastırma veya kıyma da kullanılabilmektedir.
Bir gece önceden ıslatılan buğday, sabahtan bir kazan içerisinde kaynatılmaya başlar ve içine et ve istenirse nohut, fasulye vb. baklagillerden konulup bütün malzeme ahşap tokmaklarla dövülerek adeta birbiri içinde eritilerek karışması sağlanır. Dövme süresi ne kadar uzun olursa keşkeğin lezzeti o kadar artmakta ve sakız gibi olmaktadır. Bu yapıya gelen keşkeğe sakız keşkek denilmektedir.
Keşkeğin ana maddesini oluşturan buğday halkımızın temel gıdalarının ham maddesidir. Önemli bir kısmı karbonhidrat olan buğdayda protein de vardır, ancak protein değeri fazla değildir. İçine konulan et ve isteğe bağlı olarak konulan bir baklagil sayesinde keşkeğin protein değeri artmaktadır.
Buğday yarması, hem kabuk hem de öz kısımlara sahip olduğundan vitaminler, mineraller ve besin lifi bakımından zengindir. İçerdiği posa kanser, kalp-damar rahatsızlıkları, diyabet ve şişmanlığa karşı faydalı, sindirime yardımcıdır.
Buğday iyi bir B ve E vitamini kaynağıdır ve içerdiği B grubu vitaminlerle kalp, sinir sistemi ve kasların iyi çalışmasında, cildin sağlıklı ve vücudun hastalıklara dirençli olmasında etkilidir.
Keşkeğe konulan kırmızı etle protein değeri ve besleyiciliği artan keşkek B vitaminin her türü özellikle B12 vitamini ile zenginleşmekte minerallerden demir, çinko, magnezyum için de iyi bir kaynak olmaktadır. İçerdiği folik asit ile sinir sisteminin düzenli çalışmasına katkı yapmaktadır.
Keşkekte baklagil olarak genellikle nohut kullanılmakta bazı yörelerde buna başka bir baklagil de eklenebilmektedir. Genellikle yörede en çok yetiştirilen bir yemeklik baklagil türü tercih edilmektedir.
Keşkeğe konulan her üç ana madde de fosfor bulunmakta olup, bunun yardımı ile kan hücre sayısı artmakta, böbrekten fazla tuzlar temizlenmekte, kemik ve dişler sağlamlaşmaktadır.
Keşkek oldukça kalorili bir gıdadır. Üzerine kırmızı biber ve içine karabiber konulması kalorisinin bir kısmının yakılmasına yardımcı olmaktadır.
Keşkek salata, ayran, hoşaf, şerbet, turşu, yoğurt gibi gıdalarla birlikte tüketilmelidir. İçeriğinin en büyük kısmı buğday kaynaklı olduğundan keşkek yanında ekmek yemekten kaçınılmalıdır.