YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Mandal, Mersin Sabancı Üniversitesi Rektörü oldu. 1965 yılında Eskişehir'de doğan Mandal, 1987 yılında ODTÜ Metalurji Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu.1996'da Doçent, 2001 Profesör oldu.

2009'DA ADAY OLDU
1999-2004 yılları arasında Anadolu Üniversitesi, Seramik Mühendisliği ile Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölüm Başkanlıkları, 2004-2010 yılları arasında Anadolu Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanlığı görevlerinde bulundu. 2010-2011 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcılığı görevinde bulundu.TÜBİTAK Bilim Ödülü dahil olmak üzere ulusal ve uluslararası düzeyde farklı ödüllere layık görüldü. Başarılı Bilimadamı kendi şehrinin üniversitesine rektör olmak istedi. Anadolu Üniversitesi'nde 26 Ekim 2009 tarihinde yapılan ve 807 öğretim üyesinden 778'inin oy kullandığı seçimlerinde yeniden adaylığını koyan Rektör Prof. Dr. Fevzi Sürmeli 334, Prof. Dr. Hasan Mandal 295, Prof. Dr. Davut Aydın 96, Prof. Dr. Ahmet Tuncan 28 oy, Prof. Dr. Nazmi Ulutak, Prof. Dr. Zühtü Altan, Prof. Dr. Yılmaz Benligiray, Prof. Dr. Mustafa Çakır, Prof. Dr. Nüvit Gerek ve Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu ise birer oy aldı.

BÜYÜKERŞEN VE ATAÇ
DESTEKLEMİŞTİ

YÖK, kendisine bildirilen 6 adaydan 334 oy alan Prof. Dr. Fevzi Sürmeli'yi üçüncü sıraya koydu. 295 oy alan Prof. Dr. Hasan Mandal'ı ikinci sıraya, 96 oy alan Prof. Dr. Davut Aydın'ı ise ilk sıraya koyan YÖK, bu 3 kişinin adını, Cumhurbaşkanı'na sundu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu üç isim arasından en az oyu alan Prof. Dr. Davut Aydın'ı rektör olarak atadı. Yılmaz Büyükerşen ile Anadolu Üniversitesi eski Rektör Engin Ataç, Fevzi Sürmeli'ye karşı Hasan Mandal'ı desteklemişlerdi. Onların sayesinde 295 oy almıştı. Büyükerşen ve Ataç'ın destek verdiği için Mandal'ın Rektör olarak atanmadığı o yıllarda kulislerde çok konuşuldu. Davut Aydın'ın yerine Hasan Mandal Rektör olarak atanmış olsaydı Anadolu Üniversitesi belki de bugün Dünya çapında üniversite olurdu. Eskişehirliler olarak kıymetini bilmediğimiz Mandal, Dünya'nın en prestijli üniversitelerinden biri olan Sabancı Üniversitesi Rektörü oldu.Çok eski bir söz vardır. 'Kimseyi doğduğu kentte peygamber yapmazlar' diye. Mandal'ın bu yaşadıkları bu sözün günümüzde de ne kadar geçerli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

******


ANANI ÖPEN KADI İSE

Ülkemizde ard arda yaşanan hukuksuzları görünce merhum Süleyman Demirel'in 'Karakuşi Kadısı' fıkrası aklıma geldi. Osmanlı döneminde, yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken, burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış, sahibini bekleyen nefis bir ördek duruyor. Karakuşi Kadı, fırıncıya 'Ben bunu aldım' demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: 'Hani bizim ördek?' diye sormuş. Fırıncı boynunu büküp 'Uçtu' deyince, iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarmış; korkusundan kaçmaya başlamış. Gayrimüslim vatandaş da peşinde koşuyor. Duvardan atlarken, öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmez mi! Kadın oracıkta düşük yapmış; kocası da fırıncının peşine düşmüş. Fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler, hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar. Ördeğin sahibi, 'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikayet etmiş. Kadı, fırıncıya sormuş: 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?' Fırıncı 'Uçtu' demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış: Ördeğin karşısında 'Tayyar' yazılı. 'Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil' diyerek fırıncının beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşın şikayetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o Müslüman'ın tek gözü çıkarıla...' Karakuşi Kadı, 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız.' Tabii gayrimüslim şikayetinden hemen vazgeçmiş.
Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da, Karakuşi Kadı, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak' diye hüküm kesmiş. Böyle olunca adam da, şikayetini anında geri almış. Kadı Yahudi'ye sormuş: 'Senin şikayetin ne? Yahudi ellerini açmış, 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa sen, e mi !' Merhum Süleyman Demirel fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek; 'Ananı öpen, kadı ise, kime şikayet edeceksin? Bugün ülkedeki durum bu! Anladınız mı?' demişti.


*********
NOSTALJİ


Koç ve Sabancı'ya Fahri Doktora
Yıl 1984. 34 yıl önce. Anadolu Üniversitesi, Türkiye'nin en büyük iki işadamına Fahri Doktora veriyor. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı merhum Vehbi Koç, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı merhum Sakıp Sabancı hayatlarının ilk Fahri Doktoralarını Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nden alıyor. Tarihi Fotoğrafta 34 yıl önce Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Fahri Doktora Töreni sonrasında Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı ile sohbet ediyor. Vehbi Koç 1996, Sakıp Sabancı 2004 yılında vefat ettiler. Koç ve Sabancı ülkemize büyük hizmetlerde bulundular. Milyonlarca insanı istihdam ederek, onların evlerine ekmek götürmelerini sağladılar. Vehbi Koç'un oğlu Rahmi Koç'ta Anadolu Üniversitesi'nden 18 Eylül 1998'de Fahri Doktora almıştı. İki büyük işadamımız Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı'ya Allah'tan rahmet diliyorum. Onların yaptığı hizmetler asla unutulmayacak.

******

FOTO ŞAKA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Devlet Bey, gel seni bir öpeyim. Senin bana yaptığın kıyakları bizim Gül, Davutoğlu bile yapmadı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Umarım bu yaptığım kıyakçılığın sonu 2019'da ayakçılık olmaz.

******

FIKRA

PAZAR AKŞAMI

Genç, güzel, üstelik oldukça dekolte kırmızı bir elbise giymiş bir kadın, Pazar akşamı gittiği bir pub'da, bara doğru yürür. Barmene yaklaşır, elleri ile barmenin saçlarını okşayarak: 'Bu barın sahibi sen misin ?' diye sorar. 'Hayır' der içi eriyen barmen, 'Barın sahibi bizim patron…' Genç kadın elini barmenin dudaklarına götürür ve öpmesine izin verir. 'Patrona bir söyleyeceğim vardı…' Barmen resmen erimiştir. Kendinden geçmek üzereyken sorar : 'Neydi patrona söylemek istediğiniz ?' Kadın gülümser: 'Kadınlar tuvaletinde ne tuvalet kağıdı var, ne sabun var, ne de havlu…'