Mesela, Avrupa'daki vatandaşlarımıza şöyle seslenseydi cumhurbaşkanımız:
'Çocuklarınızı mutlaka okutun. İnsanlığa ve bilime katkı sağlayacak düzeye gelmeleri için mümkünse en iyi okullarda eğitim almalarını sağlayın.
Bulunduğunuz ülkenin insanlarıyla iç içe yaşayın. Onların yaşamına ve kurallarına saygı gösterirken; Türklerin ve Müslümanların barışçı, hoşgörülü, paylaşımcı, mütevazı yüzünü gösterin.
Eğitiminizle, çalışkanlığınızla, dürüstlüğünüzle, mütevazı davranışlarınızla yaşadığınız ülke gözünde kazanacağınız değer, Türkiye'ye ve İslamiyet'e katacağınız değer olacaktır.'
Ne güzel olurdu!
'Doğdukları ülkeyi ve inançlarını yücelten harika bir konuşma' olurdu.
Böyle bir konuşma, kronik karşıtların bile hoşuna giderdi.
Mesela ben, ellerim patlayıncaya kadar alkışlardım.
***
Ama konuşmanın aslı böyle değil!
Cumhurbaşkanımız, Eskişehir konuşmasında Avrupa'da yaşayan Türklere şöyle seslenmişti:
'Daha çok iş yeri açın. Ailenizi daha iyi semtlerde yaşatın. Çocuklarınızı daha iyi okullarda okutun. Üç değil beş çocuk yapın.'
İyiye yorulacak gibi görünse de, toplumun büyük kesimine metastaz yapmış sosyal çürümüşlüğün ürünü dilekler sadece.
Hele söyleyenin jest ve mimiklerini görünce, aklıma başka bir şey gelmiyor.
Kompleks!
Türkçe karşılığı karmaşa…
Bilinçaltında var olan, karar verme yetisini, sağduyuyu etkileyen, baskı altında tutan, ruhsal dengesizliklere neden olan karmaşıklıkların tamamı.
Bilincin geçmişte kaydettiği anı, duygu ve düşünceler bütünüyle şartlanmışlık hali.
Ben demiyorum, TDK diyor.
***
Bizim çocukluğumuzda 'mütedeyyin insanlar tevazu, hoşgörü ve bilgisiyle saygınlık kazanır'dı.
Çevrelerinden 'gördüğü saygı', onların 'başarı'larıydı.
Günümüzün İslamcı kesiminin saygınlık arayışı farklı; tam da sayın cumhurbaşkanımızın sözlerinde bulmuş tarifini.
Konuşmanın meali şöyle:
Başarı ve saygının tek yolu güçtür, gücü elinde bulundur,
Ki yandaşlara kolayca rant ve mevki dağıtılabilsin.
Pahası ne olursa olsun, çok kazan; lüks evlerde otur, ciplere bin, marka giyin,
Ki yıllarca seni horlayan insanlar sana imrenerek baksın.
Çocuklarını en iyi okullarda parasını bastırıp okut,
Ki zamanında tepeden baktığı için kızdığın diplomalılar utansın.
Anadolu'da çok çocuğun bir güç göstergesi olduğu bilinciyle beş çocuk yap,
Ki sayınız yaşadığınız ülke nüfusunun içinde önemli bir noktaya gelince, kontrolü ele alma şansınız olsun.
Ve yıllarca farkında olmadan bilinçaltında biriktirdiklerin, intikamını alsın!
***
Bir sözden nerelere geldik.
Her saat başı ülkemin itibarını zedeleyen, geleceğini yaralayan politik söylemlerden yoruldum artık.
Tarih örnekleriyle anlatıyor, bir ülkenin sonsuza değin kin ve güçle yönetilemeyeceğini.
İktidarın yaşam enerjisi barış, huzur ve akıl olmalı.
Ne diyelim, Allah sonumuzu hayır etsin!