''Sürer Eker Biçeriz, Güvenip Ötesine,/Milletin Her Kazancı Milletin Kesesine/Toplandık Baş Çiftçinin, Atatürk'ün Sesine/Toprakla Savaş İçin, Ziraat Cephesine'' sloganıyla Köye Doğan Güneş olan Köy Enstitüleri'nin bugün 78'inci
kuruluş yıldönümü.

MİMARI TONGUÇ'TUR
Köy Enstitüleri, 'ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere' 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile açılmış okullardır. Tamamen 'Türkiye'ye özgü olan bu eğitim projesinin' mimarı İsmail Hakkı Tonguç'tur. 3 Ağustos 1935'te İlköğretim Genel Müdürlüğü görevine vekaleten getirilen Tonguç, dönemin Kültür Bakanı Saffet Arıkan'a, Köy Enstitüleri'nin temelini oluşturacak bir rapor sundu. 1936'da Kayseri, Çorum ve Yozgat illerini kapsayan bir geziyle, buralarda 'eğitmen kurslarının açılabilirliğini' araştırdı.

İLK EĞİTMEN OKULU
MAHMUDİYE'DE AÇILDI

Temmuz 1936'da da 'Köy Enstitüleri'nin önceli sayılan ilk Eğitmen Kursu'nu Eskişehir iline bağlı Mahmudiye'de açtı. O yıllarda Türkiye'deki 'okuryazar oranı %10'dan' azdı. Atatürk'ün desteği ile o dönem okuryazar sayısını artırmak için eğitmen kurslarında altı aylık bir eğitimle, askerliğini okuma yazma bilen çavuş olarak yapmış gençler eğitmen olarak yetiştirildi ve köylerine eğitmen olarak gönderildi.1937'de Köy Eğitmenleri Yasası çıktıktan sonra, İzmir'de Kızılçullu'da (bugünkü Şirinyer), Eskişehir Çifteler'de (Mahmudiye Hamidiye Köyü'nde) ilk köy öğretmen okulları açıldı. 1938'de ilköğretim kurumlarını incelemek üzere Bulgaristan'da,Macaristan'da ve Almanya'da bulundu.

YÜCEL BAKAN OLDU
28 Aralık 1938'de Hasan Âli Yücel Milli Eğitim Bakanı olduktan sonra, vekaleten yürüttüğü İlköğretim Genel Müdürlüğü görevine asaleten atandı.17 Nisan 1940'ta Köy Enstitüleri Kanunu çıktıktan sonra açılmaya başlayan enstitülerle çok yakından ilgilendi. 1946'da görevden alınışına değin, enstitüler için canla başla çalıştı.

TUTUCU KANAT
GÖREVDEN ALDIRDI

Köy Enstitüleri 1954 yılında kapatıldı. Ancak kapatılması çalışmaları Tonguç'un görevden alınmasıyla 1946 yılında başlamıştı. 1946 yılında yapılan genel seçim sonucunda CHP'nin 'tutucu kanadı iktidara ağırlığını' koydu; Hasan Âli Yücel Bakanlık görevinden ayrıldı, Tonguç ve ekibi de görevden uzaklaştırıldı. 1947 yılında Köy Enstitüsü Öğretim Programı ve Yönetmeliği değiştirilerek, 'öğrencilerin yönetime katılması, iş eğitimi gibi temel ilkeler ve etkinlikler' kaldırıldı; mezunlara 'arazi ve teçhizat verme uygulaması' sona erdirildi.

1947'DE YÜKSEK KÖY
ENSTİTÜSÜ KAPATILDI

1947 yılı sonlarında Yüksek Köy Enstitüsü kapatılarak öğrencileri başka okullara nakledildi. Yüksek Köy Enstitüsü mezunlarından bazıları 'solcu' oldukları gerekçesiyle, yedek subay okulunda, 'çavuş' çıkarıldı. 1948 yılında Eğitmen Kurslarına son verildi ve birçok eğitmen de görevden uzaklaştırıldı. 1950'den sonra 'Köy Enstitülerinin kız öğrencileri ayrılarak, Kızılçullu ve Beşikdüzü Köy Enstitülerinde' toplandı. Sonra Kızılçullu kapatılıp öğrencileri Bolu Kız Öğretmen Okuluna aktarıldı. Aynı yıllarda 4 enstitüdeki 'Sağlık Kolu' kapatıldı. 1953 yılında Köy Enstitüleri Programı ile İlköğretmen Okulları'nın programları birleştirildi. 1954 tarih ve 6234 sayılı yasa ile Köy Enstitüleri, İlköğretmen Okulu'na dönüştürüldü. Böylece Köy Enstitüleri Demokrat Parti zamanında kapatılmış oldu. Ancak, Köy Enstitülerinin kapatılmasında '1946-1950 yılları arasında' CHP yönetiminde ağırlığı bulunan 'tutucu kanadında' büyük bir payı var.

DEVRİMLERİ KÖYE
GÖTÜREN ADAM

Hasan Âli Yücel 'Biz, istiklal mücadelesinden itibaren sosyal hayatımızda yaptığımız büyük devrimleri köylere götürecek adam yetiştirmek isteriz. Çünkü ümmet devrinin böyle bir adamı vardır. Bu, imamdır. İmam, insan doğduğu vakit kulağına ezan okuyarak, vefat ettiği vakit mezarının başında telkin verene dek, doğumundan ölümüne kadar bu cemiyetin manen hakimidir. Bu manevi hakimiyet maddi tarafa da intikal eder. Çünkü köylü hasta olduğu vakit de sual mercii imam olur. Biz imamın yerine, köye devrimci düşüncenin adamını göndermek istedik.' Toprağın çocuklarını ve köyleri aydınlatan Köy Enstitüleri fikri böyle doğdu ve 1940 - 1953 arası 13 yıl boyunca 21 enstitüden 17 bin mezun verdi. 'Köy Enstitüleri ülkemizin yarattığı ama daha sonra elinden kaçırdığı bir eğitim mucizesiydi.' Bu okullar 'siyasete meze edilip, kapatılmasaydı' Türkiye Cumhuriyeti bugün çok farklı bir yerde olurdu.



****
BÜYÜK BİR EĞİTİMCİDEN ÖĞRENCİLERE ANLAMLI MEKTUP
Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsü Müdürü merhum Rauf İnan (1905-1996) 17 Temmuz 1940 tarihinde okula kabul edilecek olan öğrencilere bir mektup yazıyor. İnan'ın okula alınacak öğrenciler için yazdığı mektubu okuyunca, içimden, 'Şu ulviliğe, naifliğe bakın. Bir insan sevgisiyle içten bir mektup böyle nasıl yazılır? Merhum İnan, daha okula başlamadan öğrencisine neyi öğreteceklerini çok samimi bir şekilde açıklıyor' dedim. Başta İnan olmak üzere 'Köye Doğan Güneş' olan Köy Enstitülerinin çok değerli öğretmenlerini saygıyla hürmetle anıyorum. Sizin yetiştirdiğiniz pırıl pırıl ve aydın eğitimciler sayesinde dimdik ayaktayız. Halide Edip Demirsöz'ün arşivinden alınan bu anlamlı mektubu özellikle genç eğitimcilere örnek olması için köşeme alıyorum;

T.C. ESKİŞEHİR-ÇİFTELER KÖY ENSTİTÜSÜ ve EĞİTMEN
KURSU MÜDÜRLÜĞÜ


Sayın ……………
Oğlum:
Enstitümüze talebe olarak seçildin. Sana müjdeler ve kutlarım. Enstitümüzde hem okumanı, tahsilini ilerletecek, hem de ileri usullerde Ziraat öğreneceksin. Bağcılıkta, Sebzecilikte, Arıcılıkta, Tavukçulukta, hayvan bakımında, makine ile ekim, biçim ve harman yapmasında, zahire hazırlamada çalışıp iyice yetişeceksin. Ayrıca bir de sanat elde edeceksin. Dokumacılık, dikiş makinesi kullanmayı, halı dokumacılığını, bisiklet ve motosiklet binmeyi, mandolin çalmayı da öğrenebileceksin. Burada çok çalışma ve iyi yetişmen için her şey var. Senden yalnız çalışmanı istiyoruz. Burada bir yıl Cumhuriyet Bayramı'na kadar çalışacak, ikinci sınıfa geçecek, ondan sonra köyüne izinli gideceksin. Bu mektubu sana hazırlanman için yazıyorum. Ne zaman hareket edeceğini sana ayrıca duyuracağız. Sen o zamana kadar hazırlan, haber gelir gelmez hareket et. Beraberinde şunları getirmen lazımdır.
Nüfus Cüzdanı (yani kafakağıdı)
Köy ilkokulundan alacağın diplomayı
Sureti ilişik taahhüt senedini.
Bu taahhüt senedini kazadaki veya vilayetteki notere yaptıracaksın. Bu hususta zorlukla karşılaşırsan maarif memuruna, vilayette olursan maarif müdürüne başvur. O senin işini yaptırır. Seninle kavuşacağımız günleri sevinerek bekliyorum. Gözlerini öper, anana, babana, komşularına selam gönderirim. Onlara söylersin. Mümkünse beraberinde iki çift çorap, iki mendil, üç fotoğraf getir.
Köy Enstitüsü Müdürü
M.Rauf İnan



****
FIKRA
DOKTOR SIRRI

Bir kadın ve bir erkek doktorun özel muayenehanesine giderek vizite ücretin öderler ve muayene olmak istediklerini söylerler. Doktor; anlatın bakalım neyiniz var? Adam; doktor bey, ben 15 yıllık evliyim fakat bugüne kadar karımı hiç mutlu edemedim. Sağlıklı bir cinsel ilişkimiz olmuyor. Doktor çifte şöyle bir bakar ve masanın çekmecesinden çıkardığı bir tane hapı erkeğe uzatarak; 'bunu yut ve arka odaya gidip deneyin' Adam hapı alır ve yanındaki kadınla birlikte doktor muayenehanesinin arkasındaki odaya geçerek sağlıklı bir şekilde işini görür ve mutlu bir ifadeyle çıkarlar, doktora da teşekkür ederler. Doktor çiftin mutluluğunu görünce dayanamaz ve; 'Aslında bu bir doktor sırrı, söylenmez ama yine de ben size bir sır vereyim. Sizin hiç bir şeyiniz yok. Sadece psikolojik. Çünkü size verdiğim ilaç Aspirin'di.' Adam sırıtarak; 'Doktor bey, bende size bir sır vereyim mi? Bu kadın benim karım değil, yatacak yer bulamadık da.'

****
FOTO ŞAKA


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Akıncığım, Eskişehir'e gittiğinde Ahmet Başkan'a selam söyle.
CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Akın Sallarel: Genel Başkanım o benim bölgemde değil, isterseniz onun yerine Kazım Başkan'a selam söyleyeyim.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Akıncığım neden selamı götürmüyorsun? Yoksa Odunpazarı ile Tepebaşı Berlin duvarıyla mı ayrıldı?
CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Akın Sallarel: Duvar falan yok. Ancak Kazım Başkan izin verirse selamınızı götürürüm.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Şimdi sen bana 'az daha okuyaydın da CHP Genel Başkanı olacağına Odunpazarı Belediye Başkanı olsaydın mı' diyorsun?