MİT uyarıyor:
'Devlet dairelerine yeniden sızmalar olabilir. Yeni personel alımlarında liyakate önem verilmeli!'
Hele şükür!
Ve fakat!
Öyle tatlıdır ki torpil… Öyle tatlıdır ki hak etmeden elde etmek…
***
Biz kimsesiz, biz arkasız ve hırkasız olanlar da öyle çok çektik ki başkalarının sahip olduğu bu torpil illetinden…
Mucize kabilindendir şu an bulunduğumuz yer.
***
Yıllar önce bir tanıdığım tayin istiyordu.
Dilekçesi her defasında geri çevriliyordu.
Oysa tayininde herhangi bir engel yoktu.
Bütün şartlar yerine getirilmişti.
Bulunduğu yerde üç yıl çalışma şartı aranıyordu.
O beş yıl çalışmıştı.
Bulunduğu yerde personel fazlası, gideceği yerde de personel ihtiyacı vardı.
Neyse, bir de ben gidip görüşeyim, dedim.
Personel Daire Başkanına gidip anlattım.
Tayini için bir engelin olmadığını söyledim.
Mırın kırın etti önce.
Sonra,
'Bu iş böyle olmaz,' dedi.
'Neden?'
'Öyle her hak edenin tayinini, işini yapacak olursak…'
'Eee?'
'Hiç tanıdığınız yok mu?
'Nasıl bir tanıdık?'
'Bana birinden bir kart, bir mektup getirin.'
***
Adamın biri, işe girmek için tanıdığı bir politikacıdan torpil istemiş.
'Bana bir mektup yaz da Genel Müdür'e götürüp vereyim' demiş.
Politikacı,
'Hak, hukuk, sınav, liyakat…' dediyse de dinletememiş.
Adam ısrarcı olunca politikacı mektubu yazıp vermiş.
Adam, yolda, politikacının ne yazdığını merak etmiş. Açıp okumuş mektubu.
'Bu mektubu size getiren adamı hiç tanımam. Başıma bela oldu, sırf başımdan savmak için bu mektubu yazdım. İstediğini yaparsanız sevinmem; yapmazsanız da üzülmem.'
Adam mektubu okuyunca çok kızmış.
Yoldan dönüp geri gelmiş politikacının yanına.
'Bu ne biçim bir mektup!' demiş. 'Sen hiç utanmıyor musun?'
Politikacı,
'Peki sen torpille başkasının yerine işe girmeyi istemeye utanmıyor musun?' demiş.
***
Ne yalan söyleyeyim, fıkranın sonunu ben uydurdum.
Fıkra böyle bitmiyor.
Fıkralarda bile yok torpile karşı olan politikacı.
***
Fıkra bir yana durum hakikaten ciddi.
Liyakatin olmadığı yerde haksızlık, hukuksuzluk adaletsizlik...
Hile, kadrolaşma, devleti ele geçirme…
Yani her türlü şeytanlık olur.
Diğer taraftan…
Sizin hak ettiğiniz bir yerde hak etmeyenin olduğunu düşünün…
Onun tanıdığı, bunun tanıdığı; sizden, bizden; onun adamı, bunun adamı; o cemaatten, bu cemaatten…
Çocuğunuzun hak ederek girmesi gereken işe başkasının girdiğini düşünün ki…
Çalınan sorulara, şaibeli sınavlara, kuşkulu atamalara bakılınca öyle olmuş şimdiye kadar.
Ya şimdi?
MİT uyarıyor:
'Liyakat!'
Boş yere de uyarmaz MİT! Olsa liyakat, neden uyarsın?