Bu yazı başlığı, aklımıza hemen,
Nuri Bilge Ceylan'ın 1999 yapımı dünyalar güzeli filmini getirmiş olmalı…
Başlık her ne kadar Ceylan'ın filminin adıyla çakışsa da,
Ben bunun dışında bir şeyden söz edeceğim…
Mayıs'ın giderek ağırlaşan gri bulutlarından…
2017 Nisan'ının bu günlere aktardığı bulanıklıktan…
Ezberlemekten bıktığımız,
Bıkmaktan yüksünmez hale geldiğimiz,
Ruh emicilerin yaşam sevincimizi tüketmesinden yorulduğumuz,
Anlaşılmaz bir sıkıntının göğsümüzün üzerine fil gibi oturmasından kımıldayamaz hale geldiğimiz bir Mayıs'tan söz edeceğim…
Söz sıkıntıdan açılmışken,
Bu yazının da en az Mayıs'ın kendisi kadar sıkıcı olduğunu en başından kabul ettiğimi de söylemeliyim…
***
Birkaç yıl öncesine kadar, 6 Mayıs Hıdrellez'le birlikte kış mevsiminin sona erdiği, baharın, Nisan yağmurlarından bereketini alan toprağın göz alıcı yeşiline büründüğü kabul edilirdi…
Öyleydi de…
6 Mayıs'ı geçtik mi, palto, bot, kazak her şey yatakların altına saklanır,
Kış hikayeleri,
Eski masallarla birlikte sandıkların içine istiflenirdi…
Çünkü
Bahar saklanmaya gelmezdi…
Gizli bir ses, dört bir yandan bizi çağırırdı dışarıya…
Çiçekler gürültüyle açardı,
Ağaçlar şarkı söyler, gençler onlara eşlik ederdi…
O güzelim Türk filmlerinin, zengin ama mutsuz kız ile fakir ama mutlu oğlanın hikayelerini durduk yerde uydurduğunu düşünmüyorsunuz herhalde…
O filmlere inat,
Mayıs geldi mi bahar içimize içimize işlerdi…
***
Cebinde dolar olan tutuklanırdı;
Çirkin suratlı adamlar ellerindeki kesenin içini karıştıra karıştıra Kent var Marlboro var diye kuytularda dolanırlardı…
Daha az otomobil, daha güler yüzlü insanlar vardı…
Bilgisayar yoktu, cep telefonunu bırakın her evde telefon bile yoktu…
Çocuklar sokakta oynarlardı…
Az mı dizlerim kan içinde girmiştim eve…
Bir de yırttıysanız pantolonu, şaplak kaçınılmazdı…
Sürülen yoğurdun üzerine ekilen toz şekerli bir dilim ekmek, değme börekten lezzetliydi…
Kısacası,
Daha fakir ama daha mutluyduk…
***
Artık Mayıs bile sıkıntılı,
Bahar kendini saklıyor…
Her sabah uyanıyor bakıyorum…
Bakıyorum,
Bakıyorum…
Çaresiz,
Artık sıkıntımı bile seviyorum…