Hep güncele takılacak değiliz ya, biraz da 'geyik yazı' alemine dalalım.
'Laf ola torba dola' yazılara da gerek var canım!
Mesela, gözlenen hastalık boyutundaki davranışlarıyla 'memletim insanı'na değinelim biraz.

***

Yeni atılmış betona ayak izinizi bırakır, çubukla adınızı yazar mısınız? Ağaca, banka kalp çizer, adınızın baş harfini kazır mısınız?
Ya da gazetedeki resimlere sakal, bıyık, gözlük yapar mısınız?
Defter niyetine duraklara, tuvalet duvarlarına ayıp mesajlar bırakır mısınız?
Kartopunun içine buz koyar, kardan adama tekme atmaktan zevk alır mısınız?
Otobüs durağa gelince canınız hep ön kapıdan inmek mi ister?
Siz 'memleketim insanı'sınız vesselam!

***

Daha neler var, neler!
Şahin marka arabayı Doğan görünümlü yapmak, şaka olsun diye arabayı tanıdık birinin üstüne sürmek hastalıktır bizde.
Ara yoldan ana yola çıkmak isteyen arabaya yol verirsek küçük düşebiliriz.
Yolda bizi geçen arabayı da mutlaka yakalayıp geçmemiz şart. Sinyal verir vermez şerit değiştirmemize kızanlara 'Kör müsün, sinyal verdik ya!' diye dayılanmazsak olmaz.
Kırmızı ışıkta dururken eğer karıştırmazsak burnumuz; yeşil yanar yanmaz kornaya basmazsak elimiz kaşınır.
Kolay mı 'memleketim insanı' olmak!

***

Yasak olan yerde nedense canımız telefonla konuşmak ister. Bağırarak konuşmak da şarttır ha!
Ünlü birini görünce el sallamak, kol omuzda fotoğraf çektirmek gerekir ki, başkalarına gösterince ünlüyle samimi olduğumuz havası oluşsun.
Konuşulan konuyu oradakilerin bilmediğini anlayınca, konu hakkında atıp tutmak da bizim işimiz.
Takım elbise giyince elimizi cepte tutmak, kumsalda deve güreşi yapmak, çalışkana 'inek' demek, tiki olanın tikiyle uğraşmak, silahla şaka yapmak alışkanlıklarımız arasındadır.

***

Memleketim insanıysan eğer;
Faturaları son gününde yatırmalısın. Kar yağınca eve fazla ekmek almalısın.
Evliysen, bekarlara 'Sakın ha, evlenme!' diye nasihat etmelisin.

***

Benim köşeye bu kadarı sığdı. Eminim sizler de eklenecek başka özelliklerimizi biliyorsunuzdur.
Ben böyle değilim deme özgürlüğünüz var.
Yine de, bu özelliklerle kendi davranışlarınıza kuşkuyla yaklaşıp bir oran çıkarabilmeniz, ne kadar 'memleketin insanı' olduğunuzu bulmanız mümkün.

***

Laz olmaktan hoşlanmayan Temel piyano eğitimi almak için İngiltere'ye gider. Ameliyatla burnunu düzelttirir, çok iyi İngilizce öğrenir.
Zamanla meşhur bir piyanist olur. Bir gün konsere başlarken, seyircinin biri bağırır:
'Helal sana hemşerum, sen Lazların yüz akusun!'
Temel şaşırır. Konserden sonra bağıran seyirciyi yaka paça kulise getirtir ve sorar:
'Değişmek için bu kadar emek verim. Sen benim Laz olduğumu nereden anladın?'
Bizim Laz lafı yapıştırır hemen:
'Anlamayacak ne var uşağum? Bütün piyanistler otururken sandalyeyu piyanoya yaklaştirur.
Sen sandalyeye oturup piyanoyu kendina çektun daa…!'

***

Hadi bakalım!
İstediğin kadar eğitim aldım, değiştim de.
Seni gidi 'memleketim insanı' seni!