Bugün 1 Mayıs İşçi Bayramı. Aynı zamanda Birlik, Dayanışma ve Haksızlıklarla Mücadele Günü.

TEK VÜCUT OLAMAYACAK
Emek sömürüsünün, işsizliğin ve özgürlüklerin önünde engellerin giderek arttığı bir dönemde emekçiler meydanlarda günlerini buruk bir şekilde kutlayarak 'Ekmek, İş ve Özgürlük' diye haykıracak. Emekçilerin 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak istediği bir ortamda ne yazık ki Eskişehir'de 1 Mayıs meydanları beş yıl ikiye 'TAKSİM' ediliyordu. Bu saçmalık geçtiğimiz yıl sona ermişti. Ancak bu yıl yaşanan kısır çekişmeler yüzünden maalesef 1 Mayıs Eskişehir'de birlik ve dayanışma günü değil de ayrışma günü olarak kutlanacak.
DİSK, KESK, EBTO, TMMOB Üyeleri 1 Mayıs'ı saat 12.00'de Sıhhiye Meydanı'nda kutlayacak. Türk-İş Üyeleri saat 09.00'da Opera önünde toplanarak, Şeker Fabrikası önünde kitlesel basın açıklaması yaparak, 1 Mayıs'ı kutlayacak. Türkiye Kamu-Sen Üyeleri de 1 Mayıs'ı Ankara Genel Merkezde kutlayacak. İdeolojik saplantılarından ve hırslarından kurtulamayan konfederasyon veya sendika yöneticileri yüzünden kentimizdeki emekçiler bu anlamlı günlerinde haksızlıklara karşı tek vücut olamayacak. Hep birlikte, kardeşçe halaylar çekemeyecekler. Bu ayrışma Eskişehir gibi aydın bir kente hiç yakışmıyor. Sorun tertip komitesi başkanlığı değil. 1 Mayıs'ı birlikte kutlamaya tahammülü olmayanların bir bahanesi bu. En büyük sorun sendikalar arasındaki ideoloji ve dünya görüşü farklılıkları.

ESKİDEN NASIL KUTLANIYORDU?
Ne yazık ki, bugünkü sendika yöneticilerinin çok sesliliğe, farklı seslere, farklı fikirleri tahammülleri yok. Sendikalar ne hazırlanacak ortak basın metni, ne alanda taşınacak dövizler, ne de atılacak sloganlar konusunda ortak bir noktada buluşamıyor. Özellikle bazı ideolojik parti ve dernekler bu ayrışmayı körüklemek için var güçleriyle çalışıyor. 1 Mayıs'ı ayrı kutlamak, bu parti ve derneklerin güdümünde hareket eden sendika yöneticilerinin işine geliyor. Peki daha önceki yıllarda hep bir arada kutlanan 1 Mayıs son yıllarda neden ayrı ayrı kutlanıyor? Türk-İş 2. Bölge Temsilcisi Veli Eker, DİSK Bölge Temsilcisi İsmet Ayrancı, KESK Dönem Sözcüsü Ali Paşa Şanlı, Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi İbrahim Dursun, TMMOB Temsilcisi Erman Gölet, Mali Müşavirler Odası Başkanı İlker Özokçu daha önceki yıllarda defalarca ortak olarak 1 Mayıs Bayramlarını nasıl kutladı? Hep birlikte nasıl halay çektiler? Demek ki yıllar önce bu kitle önderlerinin birlik ve beraberlik için yaptığı doğruları, bugünkü halefleri yapmıyor. Veya yapmak işlerine gelmiyor. 'Türkiye'ye İleri Demokrasi getirdik' diye övünenler emekçilerin bugün bayramlarını Taksim'de kutlamasına izin vermeyecek. Haksızlıkların, eşitsizliklerin, adaletsizliklerin ve ezilmenin olmadığı, emeğin sömürülmediği, aydınlık, eşit ve güzel bir dünyayı göreceğimiz günlerin geleceği umuduyla, tüm emekçilerin 1 Mayıs İşçi Bayramı ve Birlik, Dayanışma ve Haksızlıklarla Mücadele Günü'nü kutluyorum.

İDEALLER VE AŞK
Günün anlam ve önemine uygun bir şiiri köşemde yer veriyorum. Amerikalı Yazar ve Şair James Oppenheim 1911 yılında Massachusetts Lawrence'ta dokuma işçilerinin grevi sırasında bazı genç kızların taşıdığı dövizde yazılı 'We want Bread, and Roses too!' (Ekmek de istiyoruz, gül de!) sloganından yola çıkarak, 'Bread and Roses' (Ekmek ve Gül) adlı ölümsüz şiirini yazdı. Ekmek devrimcinin toplumsal sorumluluk ve ideallerini anlatırken, Gül ise aşkını ve sevdasını anlatıyor.

EKMEK VE GÜL

Yürüyoruz yürüyoruz, günün aydınlığında
Donuk fabrika bacalarına, yoksul mutfaklara
Çarpıyor sesimiz ve birden parlayan
Bir ışık gibi ulaşıyor insanlara
'Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!'

Yürüyoruz yürüyoruz, erkekler için de yürüyoruz
Çünkü hala bizim oğullarımızdır onlar
Ve biz hala analık ederiz onlara
En zorlu iş, en ağır emek
Ve çalışmak doğuştan mezara dek
Ve böyle sürüp gitsin istemiyoruz
Yaşamak için ekmek
Ruhumuz için gül istiyoruz!

Yürüyoruz yürüyoruz kol kola
Saflarımızda ölüp gitmiş arkadaşlarımız
Ve türkümüzde onların kederli 'Ekmek!' çığlıkları
Çünkü bir köle gibi çalıştırıldı onlar
Sanattan, güzellikten, sevgiden yoksun
Biz de bugün hala onların özlemini haykırıyoruz
İş ve ekmek istiyoruz
Ama gül de istiyoruz

Yürüyoruz yürüyoruz, yan yana, güzel günler adına
Kadınız, insanız, insanlığı ayağa kaldırıyoruz
Paydos bundan böyle köleliğe, aylaklığa
Herkes çalışsın, bölüşülsün kardeşçe, yaşamın sundukları
İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizden
Bu ekmek ve gül türküleri
Ve yineliyoruz hep bir ağızdan
'Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!'
James Oppenheim
----------------------------------------------------------
KÖYLÜ ÇİLENİN EFENDİSİ OLDU

İYİ Parti İl Başkan Yardımcısı Naci Erdemli milletvekili aday adayı olduğu için görevinden istifa etti. Erdemli'yi 20 yıldır tanırım. Çiftçilik ve ticaret yapan Erdemli hep ilimizde Ziraat Odaları yönetimlerinde yer aldı. Uzun yıllardır Odunpazarı Ziraat Odası Başkan Yardımcılığı yapıyor. İki dönem Kalkanlı Köyü Sulama Kooperatifi Başkanlığı yaptı. Ayçicekciliği Üreticiler Birliği'nin Kurucu Üyeliği ve Başkanlığı görevlerinde bulundu. Kırım Türkleri Dayanışma ve Spor Derneği'nin yönetim kurullarında görev aldı. Erdemli ile geçtiğimiz günlerde sohbet ettim. Türk tarımının bilinçli olarak bitirildiğini ifade eden Erdemli; 'Ülkemiz saman, yem, hayvan ithal ediyor. Bunları ithal eden bir ülke nasıl milli olur. Büyük Önder Mustafa Kemal'in 'Milletin Efendisi' olarak gösterdiği Türk Köylüsünü çilenin efendisi yaptılar' dedi. Erdemli Eskişehir tarım camiasının sevilen ismidir. O'nun adaylığı İYİ Parti'ye özellikle kırsalda büyük oy kazandırır...

-------------------------------------------------------
FOTO ŞAKA

Memur-Sen Üyesi Memurlar:
Muammer Başkan pankartı ters tutmuşsun.
Memur-Sen İl Temsilcisi Muammer Karaman: 1 Mayıs bizim neyimize. Zaten 'Dostlar alışverişte görsün' misali katıldık şuraya. Pankartı siz okusanız yeter!..
------------------------------------------------------------------------
FIKRA
ÜSTAD

Papağan almak isteyen biri, evcil hayvan dükkanına girer ve sorar,
'papağanlar kaça?' Satıcı yanıtlar, 'Birincisinin fiyatı 1000 dolar.'
Adam tekrar sorar,
'Ne biliyor ki bu kadar para ediyor?' Satıcı, '10 bin kelime bilir,
... 500 cümle kurabilir ve iki bilinmeyenli denklemleri çözebilir!'
'Vayyy be!' der adam, 'peki ikincisi neler biliyor?'
'Ooo!' der satıcı,
'100 bin kelime bilir, 10 binden fazla cümle kurabilir,18 bilinmeyenli denklemleri çözer, C++ dilinde programlama yapabilir!'
Adam, iyice etkilenmiştir heyecanla sorar,
'Peki ya şurada tüyleri dökülmüş yaşlı olan üçüncüsü? Bu kaç para?'
Satıcı, 'O biraz pahalı, 20 bin dolar!'
Adam, 'Gerçekten mi? Hem yaşlı, hem tüyleri dökülmüş peki neler yapabiliyor' diye sorar.
'Biz de bilmiyoruz bir türlü çözemedik özelliklerini' der satıcı...
'Eee kardeşim niye o kadar pahalı ki o zaman ?'
'Valla bilmiyorum' der satıcı, ama diğer ikisi ona ÜSTAD diyorlar!'