Bir zamanlar 6 adet kağıdı birbirine zımbalar, kurşun kalemi elime alır, Allah ne verdiyse yazar da yazardım.
O zamanlar bir korkum yoktu. Şimdi ise, 'Acaba şöyle yazsam suç mu olur… Böyle yazsam hakarete mi girer…?' diye düşünürken, şu okuduğunuz satırları anca 3-4 saatte yazabiliyorum.
Sebebini de bilemiyorum. Herhalde devlet büyüklerimizin buyurduğu gibi ülkemiz basın özgürlüğünde en önde gelen ülkeler arasında olduğu için.
Neyse…!
Devlet büyüğümüz deyince aklıma geldi.
Devlet büyüğümüz Devlet Bey şöyle buyurmuş;
'Ohal sürecinde seçime gidilmesi gayet makuldür.'
Buyurun buradan yakın demek geliyor içimden ama diyemiyorum.
Zırt pırt yapılan zamlar yüzünden sigara çakmadan zaten el yakıyor.
Devlet Bey bunu da makul görüyordur. İçkiye yapılan zamda makuldür, ABD dolarının zıplaması da.
Neden kendisine teslim edilen bayrağı yolunda yürümüyor anlamıyorum.
Daha doğrusu anlıyorum da anlamıyorum.
MHP'li arkadaşlarım kırılmasınlar ama…
Bariyerlere çarpa çarpa ilerliyor bakalım duvara ne zaman toslayacak?
Aynen şöyle;
Mesela bir yarışma programında iki kişiye aynı soruyu soruyorlar.
'Daracık bir yolda gece vakti yerleşim merkezine doğru ilerliyorsunuz birden bire hava bozuyor, gök gürlüyor, şimşek çakıyor. Bardaktan boşalırcasına yağmur başlıyor.
Yolunuzun sol tarafında uçurum var, sağ tarafı ise bir ormanlık. Fakat içi vahşi hayvanlarla dolu.
Uçuruma mı atlarsınız, yoksa vahşi hayvanlarla dolu ormana mı girersiniz?'
İlk yarışmacı cevaplıyor;
'Uçuruma atlayıp kayalıklarda parçalanacağıma ormana dalarım. Belki de bir ceylana, geyiğe rastlarım kurtulma şansım olur.'
Diğer yarışmacı cevaplıyor;
'Ben uçuruma atlarım. Belki de bir ağacın dallarına takılır yere çakılmaktan kurtulurum.'
Soruyu soran sunucu da benden muzip bir adammış.
'İyi de birader' demiş her ikisine de. 'Gittiğiniz yolda bir engel yok ki ne diye sağa sola zıplayıp duruyorsunuz? Sadece ıslanacaksınız, yolunuzda dümdüz gitsenize.'
Fakat yılların kurt siyasetçisi Devlet Bey'in muhakkak bildiği bir şey vardır.
Mesela 80 milletvekilini 40'a düşürmeyi başardı.
Şimdide 40'tan 20'ye düşürmek gibi.
Kim bilir belki de 'Milletvekili sayısından bana ne. Şahsıma bir başkan yardımcılığı verilsin bana yeter' diye düşünüyordur.
Asena kendisine birazcık kızıyordur ama olsun, bize ne.
Kadı kızında bile olurmuş bu kadarcık.
Aslında benim bu konuya değinmem bile yanlış ama…
Türkiye Cumhuriyeti Turizm ve seyahat otobüsünün arka koltuklarındaki bir yolcu olarak, sadece otobüsü kör topla sürmeye çalışan Devlet Bey'in yanında, bizler de gümbürtüye gideceğiz diye endişeleniyorum.
Fakat bu satırlardan başka yapabileceğim bir şey yok.
Allah sonumuzu hayır etsin.
***
Konuyu değiştirelim. Üst satırlarda Devlet Bey'den kurt siyasetçi diye bahsetmiştim.
Kurttan aklıma geldi.
Geçtiğimiz hafta 'Bir muhtarın isyanı' diye yazmıştım.
Odunpazarı Belediye Başkanımız Sayın Kazım Kurt'a bir şeyler sormuştum.
O günden bu yana Sayın Kurt'tan cevap gelmedi.
Üç ihtimal var. Birincisi; 'Bu dangalağa cevap vermeyelim de kendini bir halt zannetmesin.'
İkincisi; 'Cevap verirsek olayı dallandırıp budaklandırır.'
Üçüncüsü; 'Verilecek bir cevabımız yok ki, verelim'
Her üçü de kabulümdür. Özellikle dangalaklığı kabul ettiğim şık. Neyse, bununda hayırlısı olsun.
***
SİLEMEZLER GÖNLÜMDEN!
Mevlana'nın 743'üncü ölüm yıldönümü için İzmir'de düzenlenen Şeb-i Arus töreni davetiyelerinde spor salonun ismi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olarak değil, sanki Makine Kimya'dan bahsedilir (MKE) gibi MKA olarak yazılmış.
M.K.A. Karşıyaka Spor Salonu.
Boşuna uğraşmayın birader!
İster çıkartmaya çalıştığınız kanunla boynu bükü olsun, ister döşeğimde son nefesim olsun…
Hep ruhuna Fatiha okuduğum rahmetli Mustafa Kemal Atatürk'e bu kez şu şarkıyı ithaf ediyorum.
Selahattin Altınbaş'a ait hüzzam makamında ki bu şarkı sevgili Ata'mızın ruhuna gitsin.
Şu satırları yazarken leblebi ile rakı içiyorum ama ne olur bu dileğimi kabul et, Ya Rabbim, beni affet.
Yurtlardaki minicik yavrularımızın leblebi ile rakı içenler yakmıyor cayır cayır.
***
Dilimi bağlasalar anmasam hiç adını
Gözümü bağlasalar görmesem hiç yüzünü
Elimi bağlasalar tutmasam ellerini
Silemezler gönlümden ne aşkını ne seni
***
Dünyamı karartsalar unutmam için seni
Büyüler yaptırsalar sevmemem için seni
Gurbete gönderseler kan doldursa içimi
Silemezler gönlümden ne aşkını ne seni.
***
Sen rahat uyu Atam!
Mevlana'nın 743'üncü ölüm yıldönümü hatırlanmış.
Seninse..
Torunlarımın torunlarının torunları 2023'ncü ölüm yıldönümünü hatırlayacaklar.
Silemezler kalbimizden silemezler.
***
Kalın sağlıcakla