Münir Özkul da geçip gitti bu dünyadan.
Aydın Boysan'la aynı gün. 5 Ocak Cuma günü.
Aydın Boysan doksan yedi yaşındaydı.
Münir Özkul doksan üç.

***

Karikatürü bana Ayten Tosunlar göndermiş, Aydın Boysan üzerine yazdığım yazıyı okuyunca.
Can Baytak'ın karikatürü.
Münir Özkul önde…
Peşinde Aydın Boysan.
Elinde iki kadeh rakı,
'Münir'cim bi ufak yolluk?' diyor.
Mizah, espri zeka işidir.
Zeki insanlardır mizahçılar.
Boşuna vermemişlerdi Münir Özkul'a, İsmail Dümbüllü'nün kavuğunu.
Aydın Boysan da mizah zekasıyla yazmıştı altmış üç yaşından sonra kırktan fazla kitabı.
E tabi karikatür sanatçıları da zeki insanlardır.
Hakkını yememek lazım Can Baytak'ın.
Benim yazılarımı okuduğuna göre, Ayten Tosunlar'ın pürdikkat zekasını da yabana atmamak lazım. E bu kadar hakkımız olsun, alttan alta kendimize de bir fahriye beyti yazmaya.
İnsan kapalı kapılar arkasında tek başına yazamaz yazılarını, okurlarıyla birlikte yazar.
Ve aslında yaşadığı çağla, yaşadığı çağın tüm insanlarıyla birlikte yazar…

***

Hayatımızın neşesiydiler renkli kişilikleriyle.
Ve çağımızın örnek, efendi insanlarıydılar.
Aydın Boysan sadece yazılarında, Münir Özkul sadece oyunlarında, filmlerinde değil, gerçek hayatta da duygusal, yufka yürekli, efendi, merhametli, babacan insanlardı.
Sofra adabı Aydın Boysan'dan sorulurdu.
Rakı nasıl içilir, rakı sofrasının adabı nedir; rakı sofrasına nasıl oturulur, sofradan nasıl kalkılır; dost meclisine nasıl girilir, dost meclisinde nasıl kalınır…
Münir Özkul'dan sorulurdu nitelikli mizah nasıl olur?
Mizah ile şaklabanlık…
Mizah ile komiklik…
Hele soytarılık nasıl ayırt edilir…
Ayrıca, iyi bir insan nasıl olunur?
Buna verecek bir cevabı olur muydu bilmiyorum.
Mütevazılığından,
'Benim gibi olur,' diyemezdi kesin.
Ama biz söyleyelim.
Dünyanın elde edilmesi en zor kazancı, başarılması en zor işi iyi bir insan olmaktır.
Devlet adamı olabilir insan, başarılı bir devlet adamı. O insan yine de iyi bir insan olmayabilir!
Bilim insanı olabilir. Alanında profesör olabilir. Önemli buluşlar yapmış olabilir. Ama iyi bir insan olmayabilir!
Sanatçı olabilir. Büyük bir sanatçı… Fakat iyi bir insan olmayabilir.
Tolstoy iyi bir insan mıydı?
Karısı, on sekiz yaşındayken evlendiği -on altı yaşında olduğu da söyleniyor, kendisi otuz dört yaşındaydı- Sophie Behrs'e inanılmaz eziyetler etmişti hayatı boyunca. Başka insanlara yaptığı kötülükleriyse 'İtiraflarım'da kendi yazdı.
Metresini eve kilitleyip dışarı çıkmasına izin vermeyen Picasso iyi bir insan mıydı?
Ama Münir Özkul iyi bir insandı.
Adile Naşit anlatmıştı:
'Film setindeyiz. Çorba molası verildi. Tarık Akan bir köşede sessiz, düşünceli oturuyor. Çok samimi değiliz ama yine de yanına gidip nesi olduğunu sordum. Arkadaşının matbaasının iflasın eşiğinde olduğunu, buna üzüldüğünü söyledi.
Münir Özkul'a anlattım.
Yevmiyeyle çalışıyoruz.
Akşam olunca paramızı alıyoruz.
Münir Özkul, verin yevmiyelerinizi, dedi.
Yevmiyelerimizden düzenli olarak bir miktar para ayırıp bugün hala çalışan matbaayı iflastan kurtardık.'
Tıpkı filmlerinde olduğu gibi… Filmlerinde,
'Yürüyün gidiyoruz çocuklar!' deyip kötülüklerin üzerine gittiği gibi.

***

Birer birer gidiyor işte zor yetişen iyi sanatçılar, iyi insanlar.
'Atatürk'le kalın, Cumhuriyet'le kalın; hoşça kalın,' diyen Levent Kırca…
Yılmaz Güney'in arkadaşı Tuncel Kurtiz ve diğerleri…
Meydansa, şaklabanlığı mizah zanneden, düzen insanı düzenbaz zamane p.çlerine kaldı.