Sevgili Okurlar
İnsan hayatında önemli olan bir kısımda hayatımızın nasıl geçtiğidir. Mesela kimi insan uzun yaşar. Bir rivayete göre Hz. Nuh Peygamber, 950 yıl yaşamış. Buna benzer geçmiş insanların özellikle peygamberlerin hayatını incelediğimiz zaman bazı peygamberlerin çok uzun yaşadığını, bazılarının da ömürlerinin çok kısa olduğunu görürüz. Bizim peygamberimiz Haz. Muhammed As. 63 yıl yaşamış ve bu dünyadan irtihal etmiştir. Hz. Nuh As.'ma sormuşlar: Ya Nuh dünyadan ne anladın o da karşılık olarak 'İki kapılı bir han gibi gördüm. Bir kapısından girdim bir kapısından çıktım' demiş. Bunun yanında henüz annesinden yeni doğmuş. Gözlerini dahi açamadan bu aleme veda eden nice insanlar olmuş. Tüm bunların yanında şehir hayatında bazı insanların tüm işlerini koşarak yaptığını, bazılarının ise dünyayı adeta hiç umursamadan gayet sakin ve yavaş bir hayat geçirdiğine şahit oluruz. Burada diyeceksiniz ki hangisi doğru; Acelenin de yavaş olmanın da gerektiği yerler vardır. Bunları birkaç örnekle anlatalım. Önce aceleyi;
1-Cenaze hazır olduğunda kaldırmakta
2-Günah işlediğimizde tevbe de acele edilmeli
3-Namaz vakti geldiğinde vakit geçmeden acele edilmeli.
4-Bir kız evladı yetişip hayırlı bir kısmeti çıktığında onu telli duvaklı gelin etmek de acele etmeli.
Yavaş olmaya gelince:
1-Çok aç olsak bile yemek önümüze geldiğinde hiç acele etmemeli
2-Bir kimseye borç verdiğimizde onu sık boğaz ederek istemekte acele etmemeli
3-Birisine kızıp kavga edeceğimiz zaman ona saldırmada ve kavgada acele etmemeli
4-Namaza bittiğinde camiden çıkmadan acele etmemeli
Velhasıl, hayır işlerinde acele edilmeli. Şer işleneceği zaman belki vazgeçeriz diye acele edilmemeli. Ve şu kelimeyi de asla unutmamalıyız.
EL-ACELETÜ-MİNEŞŞEYTAN
Acele etmek şeytandandır.