Sevgili okurlar,
Önce olayı sizlere özetleyerek paylaşayım daha sonra ise neyin değiştiğini beraberce paylaşalım.
Ben çocukluğumda hem ilkokula hem de hafızlığı bitirmeye devam etti ve 3'üncü sınıfa geldiğimde Kur'an'ın tamamını ezberleyerek Diyanet İşleri Başkanlığından hafızlık diploması aldım. Ve aynı zamanda yurtta kalıyordum.
Bir tatil günü ben çocuk olduğum için bisiklete binmeye çok meraklı idim. 25 kuruş verip iki tur biniyordum ben bisiklete binerken hocam (hafızlık) beni görmüş ertesi sabah beni çağırdı. Sen nasıl olur da cin arabasına binersin diye beni bayağı bir benzetti. O kadar arkadaşın içinde dövmüştü.
Biz çocuktuk maçları ancak radyodan dinleyebiliyorduk. Bir akşam bizi radyoda maç dinlerken yakaladı ve fena dayak attı. Daha sonrasını anlatacağım.
Sonra bu hoca İzmir'den milletvekili oldu altına 500 Sel Mercedes çekti.
Bir bayram günü idi. Bayramlaşmak için memleketim Ankara'ya gittim. Hocam da milletvekili olmuştu, altındaki lüks Mercedes'le memleketine gelmişti. Orada karşılaştık. Ve kendisine şu suali sordum: 'Hocam sen beni bisiklete dindi diye fena dövmüştün. O gavur yapımı, cin arabası ona binilmez' demiştin. Şimdi sen bu lüks arabaya bindiğin için acaba Yüce Rabbim sana ahirette ne kadar sopa atacak, hiç hesap ettin mi? O zaman hocam sağa sola bakarak, 'Bahri sakın o günleri hatırlatma, o günler çok geride kaldı. Zaman değişti, köprünün altından çok sular aktı' dedi ve olayı öyle geçiştirdi. Bunu niçin anlattım.
Geçtiğimiz günlerde bir hafız Kur'an kursu müdürünü aradım bir konuda görüşelim dedim. O da şu an müsait değilim daha sonra konuşalım dedi. Ben de meşgalesini merak edip şu anda neredesin dedim. Hafızların futbol turnuvası var da halı sahaya onları maça götürüyorum dedi.
Eskiden biz maç dinlediğimiz için falakaya yatırılıyorduk. Şimdi hafızlar kendi aralarında turnuva düzenleyerek maç yapıyorlar. İşte ne olmuştu da oralardan buralara gelmiştik. Demek ki insanı kör eden İslam ve Kur'an değil de cehalet, taassup ve ileriyi görememe, geçmiş zamanlarda insanların zihinlerinde çok derin izler bırakmış ve insanları bu hale getirmişti.
Bu konuda bize yol gösterecek en büyük delil yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'dir. O halde oraya müracaat edelim. Tahrim Suresi 1'inci ayet: Bu sure Hz. Peygamberin bazı yiyecekleri kendine haram kılması üzerine indirilmiştir.
1'inci ayet: 'Ey Peygamber Allah'ın sana helal kıldığı şeyi kendine niçin haram kılıyorsun. Bununla eşlerini hoşnut mu etmek istiyorsun. Allah çok bağışlayıcıdır. Çok merhametlidir'
İşte bu ayet tam 1500 yıl önce yüce Peygamberimize gönderilmiştir. Kendimizi ona göre hazırlamalıyız.