Haberi izleyince şok oldum!
Ne hale gelmiş insanlık!
***
Sokak ortasında adam kadını sıkıştırmış dövüyor.
Güpegündüz.
Kadının başını kolunun altına almış…
Ellerinin arasına alıp okşayacağı yüzü yumrukluyor…
O ipeksi…
O dokunulmaya kıyılamayacak yüzü…
O çocuksu…
O masum yüzü…
Oysa insan, bir kadının yüzüne şöyle parmaklarının ucuyla okunabilmek; parmaklarını yüzünde, dudaklarında hafifçe gezdirebilmek için neler vermez ki?
***
İşin garip tarafı…
Beni şok eden tarafı, caddeden gelip geçen insanların duyarsızlığı.
İnsanların 'neme lazım'cılığı.
İki genç kadın kol kola, sohbet ederek hemen yanlarından geçip gidiyor.
Bir kadın manavda alışveriş yapıyor.
Domates seçiyor.
'Ne zaman ucuzlayacak bu domates?'
'Ucuzlar bakalım abla be! Meyve ucuz ama bak. Elma iki lira, portakal üç...'
'Alacağım alacağım, meyve de alacağım.'
Kadın bağırıyor, feryat figan ediyor:
'İmdaat! Kurtarın beni!'
'Neme lazım!'
Meyvenin fiyatı uygun olsun da… Domates beşten üçe insin de…
***
Fare çiftlik evinin duvarına yuva yapmış.
Yuvasının iki kapısı var.
Bir kapısı evin mutfağına açılıyor.
Mutfağa açılan kapıdan, ev sahibinin kapan kurduğunu görmüş.
Fırlamış dışarı.
Koşmuş ineğe.
'İnek kardeş kurtar beni. Ev sahibi mutfağa kapan kurdu. Beni yakalayıp öldürecek.'
İnek otlardan başını kaldırıp bir fareye bakmış bir önündeki çayır çimene, taze otlara…
Rahatı yerindeymiş ineğin.
'Neme lazım,' demiş, 'sahiplerimle aram iyi benim. Ayrıca ot bol, su bol…'
Fareye arkasını dönmüş.
***
Fare çiftliğin koyununa koşmuş.
'Koyun kardeş kurtar beni.'
Koyun duymazlıktan gelmiş önce. Sonra,
'Neme lazım,' demiş, 'yediğim önümde yemediğim arkamda. Kapan bana kurulmadı ya…'
***
Fare çaresiz…
Yapayalnız kalmış meydanda.
O sırada bir bağırtı duyulmuş mutfaktan.
Fara koşmuş yuvasına. Yuvasının mutfağa açılan kapısından olanları izlemiş.
O dışarıdayken yuvasından geçip mutfağa giren yılan kapana yakalanmış.
Ev sahibinin karısı, fare için kurulan kapandan yılanı çıkarmaya çalışırken yılan can havliyle kadının elini ısırıp kadını zehirlemiş.
Kadın ölmüş.
Adam karısının cenazesine gelenlere yemek vermek için koyunu kesmiş.
O kadar çok gelen olmuş ki cenazeye, koyundan bir şey kalmamış geriye.
Cenazenin ardından başsağlığına gelenlerin önüne koyacak bir şey kalmamış evde.
Öyle olunca adam mecbur kalmış ineği de kesmeye.
***
Kadının gördüğü şiddete duyarsız kalan kadınlar düşünmez mi ki bir gün işin ucunun kendilerine de dokunacağını?
Ve başkasının gördüğü kötülüğe sesini çıkarmayanların, kendilerine yapılacak kötülüğe boyun eğmek zorunda kalacaklarını bilmezler mi ki?