(Geç kalmış bir yazı…)

Oğuz Türkmen'i 2003 yılının Eylül ayında tanıdım…
Değirmen Sokak'ta, vitrininde davetiye örneklerinin bulunduğu, artık orada olmayan küçük, gölgeli ama sıcacık büroda beklemiştim kendisini…
İlk gün görüşememiştik,
ABD'den getirttiği 6 renkli dev bir matbaa makinesiyle uğraşıyordu…
İkinci gün yine aynı saatte geldi, bir önceki gün söz verdiği halde gelemediği için üzüntüsünü dile getirdikten sonra hemen konuya girdi…
Ben iş arıyordum, o da İstikbal Gazetesi için bir muhabir…
Beni arabasına alıp, birlikte, gazetenin Matbaacılar Sitesi'ndeki merkezine gittik…
Orada Murat Taşkın'la, Sedat Aydoğan'la tanıştım…
Ali Naki Erdoğan'la tanışmamız, tatilde olduğu için, bir hafta sonra gerçekleşti…
İstikbal Gazetesi'nde aralıksız yaklaşık 8 yıl çalıştım…
2011 yılında, ayrıldım…
Sonra Sonhaber Gazetesi…
ESGROUP bünyesine katılış…
Hala da devam ediyor…

***

Oğuz Türkmen'in vefat ettiğini öğrendiğimde, evde, yüksek ateşli seyreden bir rahatsızlık nedeniyle yatıyordum…
Cenazesine de katılamadım…

***

Oğuz Türkmen'i düşündüğümde, aklıma gelen ilk şey, o iri cüssesi ve kızsa da sevse de sözlerinin hep 'evladım'la başlaması…
Yaptığımız hataları anlatırken,
'Evladım gazete çıkartıyoruz, çelik çomak oynamıyoruz' derdi…
Her iş yerinde ve her gazetede olduğu gibi,
8 yıl boyunca iyi-kötü, acı-tatlı birçok anımız oldu…
Ancak,
Gazetecilik adına, 40 yılı aşan deneyiminden bize aktardığı çok şey vardı, azarlarken de, överken de…
Gazeteciliğin şakaya gelmeyeceğini, ciddi bir iş olduğunu, yaptığımız haberlerin ya da yazdığımız yazıların sonuçlarını önceden öngörebilmemiz gerektiğini hatırlatırdı hep…
Gazetecilikle çelik çomak oynamayı birbirinden ayırt etmemiz gerektiğini söylerken, bunu kast ediyor olduğunu uzun zaman sonra anlayacak, o bıçak sırtı zeminde yanlış tarafa düşmemek için çok dikkatli olmak gerektiğini anlayacaktım…

***

Oğuz Türkmen artık aramızda değil...
Ancak Eskişehir yerel medyasından birçok isim, onun tedrisatından geçmiş, meslek yaşamının bir bölümünde illaki yolu İstikbal'den geçmiştir…
Ve Eskişehir'deki hemen her gazetecinin Oğuz Türkmen'le illa ki bir anısı vardır…
Eskişehir onu özleyecek,
Gazeteciler özleyecek…
Ailesi, sevenleri özleyecek…
En çok da ondan bir şeyler öğrenenler…
Oğuz Türkmen'den öğrendiklerinin yaşamlarını biçimlendirmede ne kadar önemli olduğunu bilenler de bilmeyenler de…