Yıllarca eğitim konularını tartıştık: Yapılandırıcı eğitim, 4+4+4, bitişik yazı, sınav sistemleri, test uygulamaları, servisler, müfredatlar…
15 yılda aynı parti iktidarında değişen 6 bakanın, öncülünün icraatlarını kırıp dökmesine tanık olduk. Eğitim, 'züccaciye dükkanına giren fil' misali darmadağın edilirken, biraz daha biraz daha geriletilirken öylece baktık.
Yıllardır ideolojik kodlardan arınmadan, hiçbir bilimsel ve sosyal sonuca varmayan tartışmalar yapıyoruz.
Eğitimde aldığımız yol, bir arpa boyu bile değil.
***
Geldiğimiz noktada,
Atatürk konuları çıkarılmış, evrim teorisi yasaklanmış, bilimden uzaklaşmış, sadece dini objeler gölgesinde inşa edilmeye çalışılan müfredat değişikliğini,
Liyakate ve bilime değil de, 'biat'a dayanan, sadece yandaş sendika üyelerinin yönetici olabildiği yönetim anlayışını,
Dindar (!) nesil yaratma arzusuyla, 'ne yapıp ne edip' herkesi imam hatiplere yönlendirme sevdasını,
Devlet okullarında adaleti, huzuru ve eğitim aşkını yok ederek, 'paran kadar oku' anlayışını yerleştirerek, giderek özelleşen ve ticarileşen eğitim sistemini,
'Piyasa'ya ve 'inanç sömürüsü'ne göre şekillenen eğitim anlayışını görüyor;
Eskiden beğenmediklerimizi mumla arıyoruz.
***
Sosyal medyada o kadar çok paylaşıldı ki, mutlaka okumuşsunuzdur.
Hani, doğru olup olmadığı tartışılan, Almanya'da bir lise müdürünün her öğretim yılı başında öğretmenlere gönderdiği söylenen mektup:
'Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim.
Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.
İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.
Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.
Sizlerden istediğim şudur:
Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın.
Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin.
Okuma, yazma, matematik çocuklarımızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.'
***
Alman müdürün mesajıyla, eğitimli insanların da kötülük yapabildiğini görüp, eğitimden mi vazgeçelim?
Hayır, eğitimin önemini, cehaletin tehlikesini hepimiz biliriz. Önemli olan eğitimden ne istediğimizdir.
Eğitimin öncelikleri 'barış, hoşgörü, sevgi, saygı, adalet, demokrasi' olmalı.
Eğitim, çocuğu tüm insanlığa ait etik değerlerle donatabilmeli ve çocuklarımız bu değerleri içselleştirebilmeli.
İlkesiz eğitim, eğitimli cahiller üretir.
Bu dünyaya masum olarak gözlerini açan çocukların hedefe ulaşmak için her yolu mubah gören psikopatlar, başkalarını geride bırakarak başarılı olacağına inanan yarış atları, ideolojik köleler değil,
'Önce insan yetiştirmeliyiz.'
***
Eğitim, ülke gemisinin pusulası gibidir.
Pusula doğruysa, çağımızın jeopolitik badirelerini, tehlikelerini atlatmak, geleceğe umutla ve güvenle yol olmak daha kolay olacaktır.
Aksi halde, uçsuz bucaksız gelecek okyanusunda kaybolmamız işten bile değildir.
***
Geçen yılki sayıları biraz yuvarlayarak yazayım.
63 bini aşan sayıdaki resmi ve özel okulda,
1 milyonu aşan öğretmen ve 16 milyona yaklaşan öğrencimize,
2017-2018 Eğitim ve Öğretim yılında başarılar diliyorum.