Bıçak çoktan ete girmiş, bedende ilerleyip kemiğe dayanmasıyla başlamıştı 'Adalet Yürüyüşü'.
Yelkenler, yaratılan barışçıl rüzgara açıldı. Güvenpark'tan Maltepe'ye, 25 günde 432 km yol aşıldı ve görkemli 'Maltepe Mitingi'yle sona erdi.
Kendiliğinden yola çıkan, gönüllü üç milyon katılımcı; tarihe not olarak düşülen uygar bir eylemle, haklı bir talebi seslendirmenin mutluluğunu ve gururunu paylaştı o gün.
9 Temmuz günü Maltepe Meydanı'nda umudun resmi çizildi.
***
Parti kimliği olmaksızın,
Tek bayrak altında, tek sözcük etrafında, tek yürek olarak buluşmuştu insanlar:
'Adalet!'
Yorgunluğun yerini,
Çölleşen adalet mecrasında, yeni bir vaha oluşturmanın dinamizmi almıştı.
7'den 70'e tek ses olmuştu sanki:
'Hak, hukuk, adalet!'
***
Ve ben oradaydım.
Eskişehir'den, İzmir'den, Ankara'dan, Malatya'dan, Gaziantep'ten, Adana'dan, Balıkesir'den, Muğla'dan, Edirne'den, İstanbul'un farklı semtlerinden…
Ülkenin her yöresinden gelen insanların samimiyetini, gülen yüzünü, gözündeki ışığı gördüm; sesindeki heyecanı duydum.
Kimse kimsenin fikrini sormadı.
Gençlerle kır saçlı demokrat omuzdaşlar tek beden olmuştu sanki.
Suyu paylaştılar, ekmeği paylaştılar, o 'an'ı paylaştılar.
Dragos'a inen yolda üzerlerine atılan yumurtayı da, kahvaltı yapmadan yola çıktıklarını düşünen birinin ikramı olarak kabul ettiler.
Alkışlarla teşekkür ettiler kendisine.
***
Demokrasinin en temiz elbiseleriyle donanan yürüyüş, ayrıştırıcı değil birleştirici özelliğiyle toplumun tüm kesimlerinde kabul gördü.
'Saygı ve nezakete bürünen siyasi anlayış'ın güzelliklerini gözler önüne serdi.
Kazasız, belasız sonuçlanmasıyla; organize eden, katılan ve güvenliği sağlayan tüm paydaşların verdiği demokrasi sınavı takdirle karşılandı.
Adalet Yürüyüşü'nün siyasete yeni bir ivme kazandıracağı kesin. Bu kırılgan ivmenin CHP ve referandumun yüzde kırk dokuzuna yönelip yönelmeyeceğini ise zaman gösterecektir.
Kılıçdaroğlu ise gösterdiği yüreklilik ve dirençle, geleceğindeki siyasi kariyerine yeni bir başlangıç yapmış oldu.
Genel başkandı, lider oldu.
***
Hiç kimse,
'Sokağa çıkan muhalefetse faşist, yandaşsa demokrat' riyakarlığına,
'Hızlı trenle gitsin' küçümsemelerine,
'Teröristlerle yan yana yürüyorlar' pervasızlığına,
Aynı protestocu trollerin yer değiştirerek defalarca ettiği hakaretlere,
Hatta yola dökülen gübreye aldırış etmedi.
Ancak,
Mitinge yolcu taşımamaları için otobüs ve servislere baskı yapan, kendine demokrat iktidar partili belediyelere;
Katılımı binli sayılara indirgeyerek, daha önce bu alanın iki milyon kişiyi alacağını söyleyen Sayın Cumhurbaşkanımı yalancı çıkarmaya çalışanlara;
'Gözüne gözlük' kelamını tetikleyen hesaplarıyla, beyninde abaküsten daha küçük sayı dağarcığı taşıyanlara kafayı taktım.
***
Biraz da ironi yapalım:
9 Temmuz günü Dragos sahilinde, Kılıçdaroğlu Maltepe'ye doğru tek başına caddede yürürken, kaldırımda tek başıma onu destekliyordum. Katılım iki kişiden ibaretti yani!
Bak fotoğrafı var.
Nasıl, çevremdeki üç milyon kişi mi..?!
Bilmem.
Ya pikniğe gelmişlerdir,
Ya da tesadüfen oradaydılar herhalde..!!!