Evet belki eskisi gibi kutlamaları göremiyoruz ve coşkunun azalıp devrim ruhunun yok olmasından bahsediyoruz ama hala çok önemli örnekler en azından bazı değerleri hayatta tutuyor. Bu Pazar her şeyi bırakıp 23 Nisan Bayramı Kutlamaları için Hasan Polatkan Kültür Merkezine gittim. Oyunpazarı Anaokulu'nun 23 Nisan Kutlamaları için salona girdiğimde elbette coşkulu kalabalığı görmek çok mutlu etti; ancak esas mutluluk çocukların olayın gerçekten farkında olmalarıydı. 23 Nisan'ın bendeki anlamını düşünerek, isteyerek gittiğim bu törende sembolik ya da klişe oyun ve müzikler görmek istemiyordum elbette.

***

Salona girince başlamış olan gösteride koltuklar tamamen dolu ve coşkulu, çocuklar ise şarkılarıyla özgürlüğün keyfini çıkarıyorlardı. Çocuk bayramının da tam olarak anlamı bu zaten. Ulusal egemenlik kavramı öncelikle barışı ve kardeşliği içeren bir anlama sahip ve bunun bayram olarak sadece bu topraklarda kutlanması çok büyük bir ayrıcalık. Demokrasi ve bağımsızlık için emperyalizme karşı verilmiş savaş sonucunda çocuklar üzerine kurulan bir geleceğin anlam ve duygu yoğunluğunda teoride ne demek olan bayramın uygulamada nasıl olduğunu da düşünerek izlediğim bu çocuklar aslında her şeyin farkındaymış gibi dans ediyorlardı. Milyonlarca çocuğun sokaklarda çalıştırıldığı, milyonlarca çocuğun açlık içinde yaşamak zorunda kaldığı, çocuk tacizlerinin zirve yaptığı bu dönemde, eğitimde eşitlikten uzak şartlarda ezilen çocukların gözyaşının sel olduğu şu dönemde çocuklara verilen bu gün sahne tahmin edileceğinden daha büyük bironeme sahipti. Çocuklar bunu hisseder gibi sadece kendileri için değil dünyanın her yerindeki çocuklar için dans ettiler, şarkı söylediler.

***

Gösteri devam ederken heyecanla kendi çocuklarını izleyenlere ve çocuklara bakarken sahnede bir çocuk için orada olmayan biri olarak hepsini aynı gözle izleyip birazdan sahneye çıkacak Başkan Kazım Kurt'u hiç böyle görmediğim için ayrıca sevindim. Kendisine gelen biraz soğuk mimiklere sahip olduğu eleştirisine de cevap verir gibi çocuklarla dans etmesi beni siyasetin, paranın ve çıkarların hakim olduğu bir dünyadan alıp çocukların güzel dünyasına daha da sürükledi. Bu ülkede çocuk tacizlerinin örtbas eden, çocuklara ait her şeyi suistimal eden çalanlar varken bu adamın onlarla dans edip özgürlüğü perçinleyip, onlara bir anlamda söz veriyor olması çok keyifliydi. Sembolik değil devrimci bir yürekle dürüstçe kutlanan bir çocuk bayramı izledim. Çıkışta hediye edilen Nazım Hikme'in Türk Köylüsü de ayrıca değerli bulduğum bir jest oldu. Başta emekçi öğretmenler olmak üzere tüm herkese teşekkür ederim. Eksik olmayın. Sevgilerimle...