Geçen hafta özgürlük üzerine biraz sohbet etmiştik. Özgürlük nedir? sorusuna cevap aramıştık. Arkadaşlarımdan gelen farklı ve bir o kadar da güzel tanımları sizlerle paylaşmıştım.
Gördüm ki özgürlük tanımı ve özgürlük anlayışı kişiye, zamana, kültüre ve inanca göre değişiyor. İnsanın içinde bulunduğu çevre, yaşadığı ortam, aldığı eğitim ve kültür etkiliyor insanın özgürlük anlayışını.
Yaşadıkları ve yaşamak istedikleri, elde ettikleri ve elde etmek istedikleri de insanın özgürlüğe olan gereksinimini ve anlayışını doğrudan etkiliyor.
Sonra kendime sordum özgürlük nedir diye?
'Özgürlük kendimiz olabilmektir, üzerimizdeki çelik zırhları çıkarabilmektir, coşkuyla, inançla evet ya da hayır diyebilmektir. Kimi zaman da şımarabilmektir'. Diye yazmıştım.
Bu hafta da özgürlük üzerine yazmaya devam etmek istedim.
Özgürlük, hayatımıza doğru insanların girmesidir. Okul, iş, meslek ve sosyal hayatımızda doğru insanlarla birlikte değilsek kesinlikle özgür değilizdir. Eş, dost ve arkadaşlarımız da bu anlamda önem kazanıyor.
Özgürlük; ruh, beden, zihin (akıl) dengesidir. Ruh-beden-zihin., bu üçlüden biri diğerini esir almışsa, hatta biraz da bencilleşmişse insan özgür olamaz. Ruh, ne istediğini zihnimize iletiyor. Zihnimizde komutlar vererek ruhumuzun taleplerini bedenimize yaptırıyor. Ruh-beden-zihin dengesi bozulduğu zaman özgür olamıyoruz. 'Akılsız başın cezasını ayaklar çeker' atasözü de bu durumu açıklamak için kullanılıyor sanki.
Her ne kadar özgürlük ruh-beden-zihin dengesidir desek de bazen özgürlük aklı devre dışı bırakabilmek, hatta bazen başkaldırabilmektir. Çünkü kimi zaman aşık olmak, aşkın, sevdanın peşinden koşmak, ancak aklı devre dışı bırakabilmeyi gerektirir. Bu güzel duyguları yaşayabilmek için bazen akıl ve mantığın baskısından kurtulabilmek ve bir başkaldırıya ihtiyaç vardır.
Özgürlük, sevdiğimiz şeyleri yapabilmek, yaptıklarımız şeyleri de sevebilmektir. İnsan sevmediği işin, mesleğin, etkinliğin ve uğraşın içindeyse ruh, beden ve zihin esaret altındadır yani özgür değildir.
Özgürlük, coşkuyla, inançla, korkusuzca, üzerinde hiçbir baskı hissetmeden evet ya da hayır diyebilmektir. Yapmak istediklerimize tüm benliğimizle koşabilmek, evet diyebilmek; yapmak istemediklerimize de hiç tereddüt etmeden, korkusuzca hayır diyebilmektir özgürlük.
Özgürlük, yolculuğu gidilecek yerden daha keyifli hale getirebilmektir. Yolculuğu, hedef kadar önemli hale getirebilmektir özgürlük.
Özgürlük sevmektir. Dünyayı, insanlığı, doğayı sevebilmektir özgürlük. Sevmiyorum dediğimiz şeyin insanın kendisi değil, davranışları olduğunun farkında olabilmektir.
Özgürlük, bazen de konfor alanından çıkabilmek ve yeni keşiflere yolculuk yapabilmek; kurulu düzenin çemberini kırarak kaosa yelken açabilmektir.
Özgür kalmaktan ve özgür olmaktan korkmayın.