'Ülke nüfusunun tamamına yakınını kapsayan Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamındaki sigortalılara sağlık yardımları Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından sağlık kurum/kuruluşlarından hizmet alımı yapılması suretiyle karşılanmaktadır.
SGK tarafından sağlık giderlerinin ödenmesinde Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hükümlerine titizlikle bağlı kalındığı, sigortalılara yapılacak sağlık giderlerinin asgari düzeyde tutulması gayreti içerisinde olduğu görülmektedir. (Özel sağlık kurumlarınca sigortalılardan alınan ek ücretler konusunda aynı duyarlığın gösterilmediği bilinmektedir.)
Nitekim, SUT ile belirlenmiş olan sağlık hizmeti bedellerinin büyük bölümü 2013 yılından beri güncellenmemiştir. Örneğin özel hastanede ayaktan tedavi sırasında KBB muayenesi için SGK'nın özel sağlık kuruluşuna ödeyeceği rakam (KDV dahil) 25,92 TL'dir. Yine SUT hükümlerine göre özel sağlık kuruluşlarının sigortalıdan alacağı ek ilave ücret ise bu rakamın iki katı olan 51,84 TL'yi geçmemesi gerekmektedir.'
Bu sözler 'Genel Sağlık Sigortası Uygulamalarına Toplu Bakış' konulu makalede E. Mülkiye Baş Müfettişi Mahmut Esen'e ait.
Bu durumun kamu hastaneleri başta olmak üzere sağlık kurum/kuruluşlarında yol açtığı olumsuzlukları da medyada yayımlanmış bazı haberlerle net bir şekilde ortaya koymuş buyurun bakalım;
İ.Ü. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erbuğ Keskin bir yazısında görevli olduğu Çapa Hastanesi'nin durumu aşağıdaki şekilde açıklamıştır:
'…Çapa zor durumda..
Çapa çok zor durumda..
Borç batağında..
Borçlarını 36 ay geriden zar zor ödeyebiliyor..
İşin en acısı ne biliyor musunuz?
Çalışmadığımız için değil.. Çalıştığımız için batıyoruz.
Bir safra kesesi ameliyatı yaptığımızda devletin hastaneye ödediği para 1100 TL. Ama o ameliyat bize en iyimser şartlarda 1800 TL'ye mal oluyor.. Yani derdinden kurtardığımız her hasta da 700 TL zarar ediyoruz.
Devletin her hizmet için hastaneye ödediği bir fiyat var ve bu fiyatlar yıllardır değişmedi. Oysa kullandığımız malzemelerin fiyatı defalarca katladı..
Yani devlet bize diyor ki;
Pahalı tedavileri sakın uygulama..
Sakın ameliyat yapma… Yapmak zorunda kalırsan ilçe devlet hastanelerinde bile yapılabilen basit ameliyatları kabul et..
Sadece muayene yap.. Hızlı Hızlı.. Fazla Tetkik isteme.. Fakültenin ayakta kalabilmesinin belki de tek yolu muayene yapmak..
Hastaya bir faydası yok ama zarar ettirmiyor..
Ne kadar çok muayene yaparsan, ne kadar az tetkik istersen o kadar kazanırsın diyor devlet..'
( T24, 2017)
'Hastaneler hasta. İstanbul'da Okmeydanı, Şişli Etfal, Kartal Dr. Lütfi Kırdar ile Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma hastanelerini gezdik. Uzun kuyruklar, aylar sonrasına verilen tahlil-tetkik sırası, hijyen olmayan ortam gibi bilindik manzaralar bir kez daha karşımıza çıktı. Hastalar ve sağlık çalışanları mutsuz. Hastaneler Hasta' başlığı verilmiş güncel bir haberde de:
'….Kamu hastanelerinden sağlık hizmeti almak isteyen yurttaşlar uzun kuyruklar, ameliyat, tahlil-tetkik gibi işlemler için aylar sonrasını bekliyor. Yurttaşlar binaların bakımsızlığı, hijyen sorunu, 14 kaleme varan alanda alınan katkı-katılım payı gibi durumlarla karşı karşıya kalıyor. Parası olan özel hastanelere giderken, olmayan yurttaşlar bu çileye katlanmak zorunda kalıyor...' şeklinde bir değerlendirme yer almıştır. (Cumhuriyet, 2017)
'Üniversite hastanesi 250 milyon liralık borç nedeniyle faaliyetlerini durdurmak üzere' başlıklı bir haberde:
'Yüz ve kol nakilleriyle ismini dünyaya duyuran Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi, medikal firmalara olan 250 milyon liralık borç nedeniyle faaliyetlerini durdurmak üzere. Başhekimi Prof. Dr. Bülent Aydınlı, 'Olay gerçekten son noktaya geldi. Bu durum böyle devam ederse birçok malzemeyi bulamayız ve belki de birçok önemli ameliyatı da yapamayacağız' şeklinde bir açıklama yer almıştır. (Cumhuriyet, 2018)
Ülkemizdeki sağlık sorunun geldiği nokta bu başka bir şey söylemeye gerek var mı?