Direnişten Diriliş dönemine geçtiğimiz ve tek hedefimizin misafir olduğumuz ligden layık olduğumuz Süper Lig'e çıkmak için sona geldik.
Bu süreçte belki yolunda gitmeyen bazı şeyler oldu fakat hiçbir şey bizi yolumuzdan çeviremez. Tüm şehrin Kalbi Antalya Arena'da çarpacak.
Sevgili sporcu kardeşim artık senin için tek görev var bu şehri ve taraftarı mutlu etmek ve tarihe geçmek sizin elinizde.
Artık geri dönüşü ve telafisi olmayan bir maça çıkıyoruz. Açıkçası Rus ruleti oynuyoruz onun içinde şanslı olan taraf olmak istiyoruz.
Hakem şansı, gol atma şansı gibi.
Sosyal medyada esprili bir söz dolaşıyor. 'Pazar günü tüm şehir Antalya'dayız şehirden en son çıkan ışıkları kapatsın' diye.
Çünkü bütün şehir maç sonu şampiyonlukla aydınlanacaktır. Göztepe'den bahsedecek olursak; İzlediğim kadarı ile daha agresif daha hızlı ve mental açıdan daha güçlüler.
Gosso orta sahada takımı yönlendiren bir maestro.
Sol kanatta kaptan Halil çok hareketli ve tehlikeli.
Santraforları Umut Nayir ayrı bir tehlike.
En önemlisi de Emre Can tamamen rakip üzerine oynayıp karşısındakini sinirlendirip kart görmesine sağlıyor.
Mustafa hocam sanırım bunları gözden geçirmiştir. Gelelim maçın oynandığı saate ve gününe; Hangi akla hizmet iki ayrı şehrin maçı Pazar gününe ve 21.30' a alınıyor.
Bu şehirlerin ortalama uzaklıkları 450 km.
Bahsedilen saat de maçın oynandığını düşünün oraya gelenler ya öğrenci ya da çalışan bireyler. Bunların geri dönüşlerini ve ertesi günü işe ve okullarına gideceklerini düşünün. Maçın uzaması, penaltılar ve iki ayrı şehrin taraftarının birbirleri ile temasa geçmemeleri için bir tarafın taraftarının en az iki saat bekletilmesi gibi etkenler hiç düşünülmedi mi? İşte bu gibi sorunlar göz önüne alınarak TFF'den ricam maçın Cumartesi gününe alınmasıdır.
Sonuç olarak her ne olursa olsun biz inandık biz güvendik.
Hakkımız olan Süper Lige geri dönmek istiyoruz ve buna hazırız.
Şehirden en son çıkanın ışıkları söndürsün çünkü bütün şehir Antalya'da maç sonunda şampiyonlukla aydınlanacaktır.