Öğretmenevi'nde önceki gün '2017-2018 Öğgretim Yılı 2'nci İl Hayat Boyu Öğrenme Halk Eğitimi Planlama ve İşbirliği Komisyon Toplantısı' yapıldı.

BAĞIMLILIKLA
MÜCADELE BAŞARISI

İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ali Pehlivan'ın Başkanlık yaptığı bu toplantıya kurumumu temsilen komisyon üyesi olarak ben de katıldım. İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün mesleki ve hijyen eğitimlerinde, bağımlılıkla mücadelede okuryazarlık seferberliğinde çok önemli çalışmalar yaptığını gözlemledim. Pehlivan yapılan çalışmalarla ilgili bizlere sunum yaptı. Eskişehir'deki okullarda öğrenim gören öğrencilerin yarısına bağımlılılıkla mücadele konusunda bilinçlendirme eğitimleri verildi. Önümüzdeki süreçte diğer yarısına da verilerek, tüm öğrenciler bağımlılıkla mücadale konusunda bilinçlendirilecek.

KEŞKE DAHA ÖNCE
DÜŞÜNÜLSEYDİ

Ali Pehlivan, serviste unutulan çocuk ölümleri sonrasında Bakanlığın okul servis araç şoförlerine ve çocuklara refakat eden rehbet öğretmenlerine 30'ar saatlik bir kurs düzenleyeceklerini belirterek; 'Bu kursu başarıyla tamamlayıp, belge almayanlar önümüzdeki eğitim yılından itibaren servis şoförlüğü yapamayacak. Servis şoförü arkadaşlarımız kurs için bir an önce müracaat etsin. Kursa katılıp, belge almayan kişilere kesinlikle servis şoförlüğü yapmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda gerekli denetimleri yapacağız' dedi. Demek ki; art arda serviste unutulan çocuk ölümlerinin yaşanması sonrasında nihayet adında 'eğitim' olan Milli Eğitim Bakanlığı'nın aklına şoförlere 'eğitim' vermek gelmiş. Keşke bu ölümler olmadan önce bu eğitim programları hayata geçirilseydi.

VELİLERDE SORGULAMALI
Geçte olsa Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konuda önemli bir adım atmasını olumlu karşılıyorum. Umarım bu konuda gerekli denetimler yapılır. Bu kursu bitirmeyenler çocuklarımızı okullara taşımaz. Otomobilimizi bir arkadaşımıza emanet verirken, imtina ederiz. Ancak en değerli varlığımız olan çocuğumuzu okullara emanet ederken imtina etmeyiz. Otomobilimiz, çocuğumuzdan daha mı değerli? Velilerde çocuklarını taşıyan okul servisi şoförlerini ve araçta inip ve binmelerinde evlatlarına refakat eden rehber öğretmenlere dikkat etmeli. Onların bu konuda eğitim alıp, almadıklarını sorgulamalı...



*****

UMARIM HIZLI GÖÇ YAŞAMAYIZ

Hızlı göç alan İstanbul, Adapazarı, İzmit ve Bursa gibi illerimiz ne yazık ki çarpık kentleşme mağduru oldu.

VAHŞİ KAPİTALİZM
Bu kentlerimiz, nüfus patlaması sonucunda, plansız ve denetimsiz olarak, gelişigüzel, altyapısız, her türlü estetik kaygıdan uzak şekilde merkezden dışa doğru adeta 'bir ur gibi' büyüdü. Vizyonu olmayan yerel yöneticiler siyasi rant uğruna bu kentleri yaşanmaz hale getirdi. Eskişehir'de de bu iller gibi hızlı bir göç almamasına rağmen ne yazık ki çarpık kentleşme örnekleri var. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in göreve gelmesinden sonra çarpık kentleşmeye karşı önemli adımlar atıldı. Her türlü donatıları olan yeni yerleşim birimleri oluşturuldu. Ancak bu dönem de de hatalar yapıldı. Şehir dışında olması gereken AVM'ler kentin merkezine yapıldı. 19 yıl öncesine ait ç fotoğraftaki alanda bugün dev bir AVM var. Oysa 'yeşil alan' olabilecek yerler bugün AVM'ler ve yüksek yapılarla doluyor. Vahşi kapitalizm insanlara nefes alacak yer bırakmıyor.

ŞİMDİDEN ÖNLEM ALINMALI
Hızlı göç almamasına rağmen bugün çağdaş kentleşme konusunda istenilen yerde olmayan Eskişehir'i önümüzdeki süreçte nasıl bir akıbet bekliyor? Ekonomistler sanayileşmede Eskişehir'in Bursa'nın yerini alacağı öngörüsünde bulunuyor. Bu ne demek? Hızlı göç ve nüfus patlaması demek. Eskişehir bu konuda şimdiden önlem almalı. İmar planlarını ona göre hazırlamalı. Kentin dışarısında bu göç yoğunluğunu taşıyacak 'çağdaş yerleşim birimleri 'oluşturulmalı. Gecekondulaşmaya karşı şimdiden gerekli önlemler alınmalı. Bunlar yapılmaz ise önümüzdeki süreçte Eskişehir'de tıpkı Bursa örneğinde olduğu gibi bol varoş mahalleler görürüz. 'Eskişehir'in huzuru', güvenliği, insanların mutluluğu için umarım kentimizde hiçbir zaman hızlı göç yaşanmaz…



******

BİZ YAZINCA CAM TAKILDI

7 Mart'ta Görünüm'de kaleme aldığım 'Kırılan Camı da ETO mu Taktırsın?' başlıklı yazımda Batıkent Mahallesi Civanmert Sokak'taki Eskişehir Ticaret Odası Ortaokulu'nun spor salonu kapısının kırık olan camının takılmamasını eleştirmiştim. Bu fotoğrafı çekip bana gönderen velimiz spor salonunun giriş kapısının camının Eylül ayından beri kırık olduğunu belirterek; 'Altı aydır yenisi neden takılmadı? Okul Müdürü spor salonu kapısının bu halinden çok mu memnun' diye somuştu? Ben de ' Okul Yönetimi kırık camı bantlarla sarmak yerine Okul Aile Birliği'nden bu camı taktırmasını istemiş olsaydı, sonuç 'bu ilkel görüntü' olmazdı. Okul yönetimi buraya yeni cam taktırmayarak, eğitim kurumunu yaptırıp, adını veren ETO'nun ismine de zarar veriyor. Okul Müdürüne soruyorum; 'Kapının kırılan camını da ETO mu taktırsın?' Eğer öyle diyorsanız, ETO Başkanı Metin Güler eminim ki bugün kapıya yeni cam taktırır. Siz de yönetici olarak 'okulda oturmaya' devam edersiniz' diye yorumda bulunmuştum. Spor Salonu giriş kapısı yazımın çıktığı gün hemen takılmış. Demek ki biz yazmasak, o cam takılmayacakmış. Bizim yazı çıkınca okul müdürü 'zahmet edip', camı taktırmış.



******
FOTO ŞAKA


Eski ETO Başkanı Cemalettin Sarar: Zafer Bey vallahi sen dört yıl önce o saat olayından nasıl yırttın, aklım almıyor.

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: Cemalettin Bey, niye yırtayım ki? Benim Reza'dan aldığım saatin parasını ödediğimi kanıtlayan kapı gibi peçetem vardı(!)

Eski ETO Meclis Başkanı Alaattin Çam: Zafer Bey, bizde artık müşterilerimize fatura vermek yerine peçete yazıp verelim. Hem mahkemede sağlam kanıt olur. Hem de vergi de ödememiş oluruz.



*****

FIKRA

UÇAĞIN ARKA TARAFI


New York seferi yapmak için uçağa binen güzel sarışın firstclass koltuğa oturur, bilet kontrolünde hostes yerinin arkada ekonomik sınıfta olduğunu söyler. Sarışın buna itiraz eder ve sinirli bir edayla ben güzelim sarışınım istediğim yere otururum der. Hostes başa çıkamayınca kaptana haber verir, kaptan gelir ve sarışının kulağına bir şeyler fısıldar. Bunun üzerine sarışın kalkar ve arkada bir yere oturur, hostes hayretle kaptana sorar: 'Efendim ne söylediniz kulağına' kaptan, uçağın sadece arka tarafının New York'a gittiğini söyledim der.