Önce şu bilgiyi tekrar hatırlatmakta fayda var, Şeker fabrikaları, Cumhuriyet'in ilk kalkınma hamlesi olarak kendi kendine yetecek sağlıklı bir ekonominin temelini oluşturan ve kısaca 'üç beyazlar' olarak açıklanan; un, şeker ve pamuklu bez fabrikalarının en önemli halkası olarak 1926' da kurularak üretime başlamıştır. Hükümet ne yapıyor şimdi bu fabrikaları özelleştirmeye çalışıyor. Bugüne kadar özelleştirdikleri yetmiyor yenilerini ekliyor! Bu özelleştirme hamlesi ile gerçek değerini asla bulmayacak olan Cumhuriyetin simgesi şeker fabrikalarının satılması bu ülkenin can damarına vurulacak bir darbedir. Geçmişte et ve süt sektörlerinde yer alan kamu işletmelerinin özelleştirilmesi sonucunda ortaya çıkan ve hala yaşadığımız sorunlar herkesçe bilinirken; yeniden aynı yöntemlerle halkın malı olan, öz be öz 'yerli ve milli olan' şeker fabrikalarımızın elden çıkarılması hiç bir haklı gerekçeyle anlatılamaz!!
Glukoz şurubu ve fruktoz şurubu olmak üzere iki ana gruptan oluşan Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ)'in büyük bir çoğunluğunun GDO'lu mısırdan üretiliyor. Bunlar, maliyeti düşürmek amacıyla pancar şekeri yerine; şekerlemelerden, şekerli ve unlu ürünlere, bisküvi ve geleneksel tatlılardan (baklava vb), dondurma, helva, reçel ve marmelat, alkollü ve alkolsüz içeceklere, ketçapa kadar çok birçok yerde kullanılıyor. 80 milyon tüketicinin;şeker fabrikalarının özelleştirilerek satılmasıyla NBŞ' ye mahkum edilmesini ve kolon kanseri, pankreas kanseri, meme kanserleri olma riskiyle; obezite, diyabet, kalp-damar hastalıklarının yanı sıra; alerji ve kısırlık problemleri ile karşı karşıya kalmasını acaba kim ister?Ayrıca, unutmamak gerekir ki; pancar tarımı, hayvancılık, ilaç, et, süt, nakliye, alkol, yem, maya ve kozmetik sektörleriyle iç içe geçmiş durumdadır. Doğrudan veya dolaylı olarak 10 milyon kişinin geçim kaynağıdır. Muş gibi, Yozgat gibi öyle iller vardır ki, bu fabrikaları çıkardığınızda oralarda ekonomi çarkı durur. Bir tarafta yüz binlerce küçük köylü tarımı yapan üretici, diğer tarafta ise beş altı glikoz şurubu üreten yatırımcı şirketler bulunmaktadır. İşte olayın ikinci boyutu da budur.Dünya doğala dönmektedir. Ülkemizdeki uygulamanın aksine, başta ABD olmak üzere batıda NBŞ kotalarının gün geçtikçe azaltılması sonucunda gelecek pancar şekerinin olacaktır. Dünya Gıda Örgütü verilerine göre Türkiye dünya şeker pancarı üretiminde yüzde 7'lik pay ile altıncı sırada yer alırken, şeker fabrikalarının özelleşme sürecinin NBŞ üreticisi Cargill'in son raporu doğrultusunda hızlandığı şüpheleri yoğundur. Türkiye'de NBŞ üretiminin %90'nın bu şirketin tekelinde olması olayın özetidir. O nedenle şimdi Şeker Fabrikaları Satılmasın' demenin buna karşı yürütülen kampanyalara destek vermenin tam zamanıdır.