Son zamanlarda sıkça kullanılmaya başlanan bir deyim var…
'Bunlar bizim aklımızla alay ediyorlar…'
Ancak birilerinin sizin aklınızla alay ettiğini söyleyebilmek için, karşınızdakinin aklının sizin aklınızın en az bir tık yukarısında olduğunu kabul etmeniz gerekiyor…
O nedenle,
Sizin aklınızla alay etmeye kalkanların akıllarının, hangi merhalede olduğunu doğru tespit etmek gerekiyor…
'Bunlar bizim aklımızla alay ediyorlar…' derken, belki bir kalkışmadan, bir teşebbüsten söz edilebilir…
Gerçekten de bir aklın başka bir akılla alay etmeye kalkışması, katlanılması çok da kolay olmayan sonuçlar doğurabilir…

***

Örnek mi?
Son dönemde Eskişehir'e kurulması planlanan kömürlü termik santral konusunda, 'şehir dışından gelenlerin' Eskişehirlileri ikna etme yönündeki çabaları…
'Şehir dışından gelenler' ibaresini özellikle kullanıyorum…
Zira,
Bu şehri ve bu şehirde yaşayanları yakından tanıyan, dahası, kendileri de bu şehirde yaşayanlar böyle boş ve beyhude işlere kalkışmazlar…
Bilirler ki, böyle işler beyhude işlerdir…
O yüzden hiç tevessül bile etmezler…
Kömürlü termik santral kurulması için asla,
Kendilerini 'komik' duruma düşürecek çabalar içine girmezler…
O yüzden de dikkat edin, hükümet projesini savunmaya kalkan hiçbir yerel iktidar temsilcisi bulamazsınız Eskişehir'de…
Hemen bir iki istisnayı söyleyeceksiniz biliyorum…
Ancak onu da, 'istisnalar kaideyi bozmaz' deyip geçmek gerekiyor…

***

Şimdi örneği biraz daha özele indirelim…
Geçtiğimiz hafta sonu Eskişehir'e gelen ve 'çok gizli toplantı' yapan Sevda Güner'e gelelim…
Kendisi, muhtarlara 'tüy dökücü krem' hediye etmeyi, bir ikna yolu olarak gören bir psikolojik danışman ve rehber…
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümün'ü bitirmiş…
Ankara'da US Eğitim Danışmanlık ve Organizasyon Şirketi'nin sahibi ya da yöneticisi…
AKP'den milletvekili ve belediye başkan aday adayı olmuş…
Açılım Süreci'nde (kendi deyimiyle) 2 yıla yakın Doğu ve Güneydoğu'da bulunmuş…
Artvinli…
Artvinli ama Artvin Cerattepe'de açılacak altın madeninin en önde giden savunucusu olmuş…
Kendi memleketine bunu yapmış biri…
Cerattepe'de olduğu ileri sürülen altınları Almanların çıkarttırmadığını iddia ediyor…
Aynı, bizdeki kömürü de yabancı ülkelerin çıkarttırmamaya çalıştığını iddia etmesi gibi…
Sevda Güner,
Kömürlü termik santral konusunda da yabancı ülkelerin gelip biz Eskişehirlileri korkuttuğunu, aslı astarı olmayan şeyler anlatarak bizi kandırdıklarını ve bu yolla bizi termik santrale karşı çıkmamız için kışkırttıklarını söylüyor…
Yani Almanlar gelip bizi kışkırtmış…
Yoksa 7 ülkenin büyükelçisi Eskişehir'e boşuna gelmezmiş…

***

Peki bunları kimlere söylüyor?
Özellikle seçilerek oluşturulmuş bir kalabalığa…
Sanırım bu kalabalığın da, Sevda Güner'in anlattıklarıyla, çıkıp yollarda, sokaklarda, kahvelerde Eskişehirlileri ikna edeceğini düşünüyorlar…
Peki Sevda Güner,
Örneğin yerel bir televizyon kanalına çıkıp, karşısında aksini düşünenlerle karşılıklı bu olayı tartışmayı düşünür mü acaba?
Ya da yerel gazeteleri tek tek ziyaret etmeyi?
Merak etmesin,
Eskişehirliler misafirperverdir…
Ne kimseyi kapıdan çevirirler ne de gelen misafiri rencide ederler…
Ne söyleyeceklerse kibarca söylerler, güzelce anlatırlar…
Kimsenin öyle ne yaşıyla uğraşırlar, ne enerjisiyle…
Onun için kendisinin çıkıp Eskişehir sokaklarında bunları konuşmasında, anlatmasında fayda var…
Kapalı kapılar arkasında muhtarlara ya da il teşkilatının gençlerine değil,
Eskişehirlilere…
Dener mi acaba?

***

Bence denemez…
Zira ben Sevda Güner'in kömürlü termik santral konusunda birilerini (hele ki Eskişehirlileri) ikna etmeye yetecek bilgisi olduğunu düşünmüyorum…
Çünkü o bir rehber…
Turist rehberi değil canım, psikolojik danışman…
Psikolojiniz bozulduğunda gideceğiniz bir danışman değil…
Bir tür toplum mühendisi…
Hayır canım makine mühendisi ya da maden mühendisi değil, toplum mühendisi…
Yani?
Yani insanların bir konuda ne düşüneceklerini, neye inanacaklarını, nasıl tepki vereceklerini, kendisinden istenen yönde oluşturmaya çalışan kişi…
Yani şu;
Hükümet Sevda Güner'e şöyle bir görev vermiş…
'Arkadaş git Eskişehir'e, oradaki insanları kömürlü termik konusunda ikna et…
İkna edemesen de,
Bizim istediğimiz şekilde tepki vermelerini sağla,
Ya da hiç tepki vermemelerini…
Başımız ağrımasın yani…'
Görev bu…
Ne yapsın, o da kendisine verilen görevi yerine getirmeye çalışıyor…
Yoksa kimse kendisinden,
Kömürlü termik santral konusunda bilimsel bir panel yapmasını, bilimsel verilerden yola çıkıp bilgi vermesini beklemiyor…
Psikolojik savaş yürütücüsü oluyor kendisi…

***

Dün yarım sayfa, bugün yarım sayfa, eder size tam bir sayfa…
Diğer arkadaşlar da yazdı,
Ben de kendisine neredeyse bir tam sayfa ayırıp yazı yazdım…
Gerekli mi değil mi, hala emin değilim…
Eskişehir halkı zaten kendisi ile ilgili notu verdi…
Biraz bilimsel,
Biraz aktüel,
Biraz literatüel,
Biraz entelektüel…
Parçacıklardan bir bütün oluşturmak mümkün mü?
Asla…

***

Hülasa,
Söyleyeceğimiz o dur ki,
Sayın psikolojik danışman rehberimiz boşa nefes tüketiyor, boşa kürek çekiyor…
Kendisini Eskişehir için boşa yormasın…
Gelsin,
Biz Eskişehirliler ona Porsuk kıyısında demli bir çay ısmarlayalım,
Yorgunluk atsın…
Eskişehir'in keyfini yaşasın…
Söz yaşını sormayacağız…