Her üretim döneminde, yetiştirilmekte olan ürüne göre bir iş programı izlenir. Bu programın hazırlığı için en önemli nokta üretilecek ürün için çeşit seçimidir çünkü bütün uygulamalar bu çeşidin yüksek verim ve iyi kalitede ürün vermesi için yapılacaktır. Ancak yetiştirilecek ürüne, ürün için hangi çeşidin yetiştirileceğine, çeşide uygulanacak girdilere ve bakım işlemlerine karar verilirken dikkate alınması gereken etmenlerin en önemlisi, üretimin yapılacağı alanda hüküm süren iklim koşullarıdır.

Açıkta yapılan üretimlerde tarım doğa koşullarına çok bağlı olduğundan, öncelikle o alanlarda yıllardır yaşanmakta olan ve normal iklim şartları olarak benimsenen koşullar göz önüne alınacaktır. Ancak çok yıllık iklim verileri, bilgi birikimi ve tecrübeler ne olursa olsun üretim dönemi olan ekim ile hasat arasındaki sürede iklimde aniden meydana gelen kısa veya uzun süreli, bazısı yararlı bazısı zararlı hatta bazısı yıkıcı etkide olabilen değişiklikler görülebilmektedir. Bunlar için ancak üretim sırasında alınabilecek sınırlı önlemler bulunurken, bölge ikliminde bazı yıllarda ve/veya mevsimlerde görüldüğü bilinen, örneğin kuraklık, don, aşırı düşük veya aşırı yüksek sıcaklıklar gibi etmenlerin zararını azaltabilmek için üretim öncesinden başlayarak yapılması gerekenler vardır. Bunlara, bütün ürünlerde olduğu gibi kışlık tahıl üretiminde de bir önceki üretim dönemimde yaşanan iklim koşullarının yeni üretim dönemine olabilecek etkilerinin değerlendirilmesi ile başlanmalıdır.

Geçen yılın ekim döneminden başlayarak bu yılın hasat dönemine kadar geçen sürede tahıl bitkilerini şiddetli bir şekilde sarsan ve büyük rekolte kaybına neden olan kuraklık ve bununla birlikte süren yüksek sıcaklıklar nedeniyle, bitkiler kökleriyle ulaşabildikleri toprak katmanlarda bulunan suyu hem büyüyüp-gelişmek ve ürün yapabilmek için hem de terleme ile kendilerini soğutmak için olabildiğince fazla miktarda tüketirken, buna ek olarak yüksek sıcaklığın etkisiyle toprak yüzeyinden olan buharlaşma ile de kök derinliğinden daha aşağıda olan nem de kaybedilmiştir. Bu günlerde hala devam eden yüksek sıcaklıklar nedeniyle bu kayıp daha da büyümekte olup, başta hafif yapıda topraklara sahip olanlar olmak üzere çok geniş üretim alanlarındaki toprakların alt tabakalarında bulunan nem oranı çok düşmüş, taban suları yararlanılamayacak derinliklere inmiş bulunmaktadır.

Nadasa bırakılan tarlalar için normal olarak ilkbahara kadar sürüm yapılmaması önerilmesine karşılık, bu yılın (hatta geçtiğimiz bir kaç yılın) gidişi dikkate alınarak, yeniden olabilecek bir kış ve/veya ilkbahar kuraklığı tehlikesi düşünüldüğünde, sonbaharda tav bulunur bulunmaz pullukla ilk sürümün yapılması bu yıl için gerekli olabilecek gibi gözükmektedir. Bu durumda ilkbaharda tarlalarda otlanmanın artabileceği unutulmamalı ve buna göre de tedbirler düşünülmelidir.

Kıraçlarda yapılacak tahıl üretimleri için bu yıl kuruya ekim yapmak yerine yine tav beklemek zorunlu gibi gözükmektedir. Koşullar bu şekilde oluşursa, tav bekleyip tohum yatağı hazırlığı ve ekim yapma ile hava sıcaklığının 7 -8 C dereceye (toprak sıcaklığının 4-5 C ye) inmesi arasındaki zaman, eğer kış normal zamanda gelecek olursa, kısa olacağı için ekilecek çeşitlerin tohumlukları mutlaka yüksek vasıflı, kısa bir süre içinde çimlenip çıkabilecek özellikte olmalıdır. Ekimden hemen önce ağır olmayan bir merdane çekilmesi faydalı olacaktır. Tohum yatağı hazırlığı için toprağın un-ufak edilmesi her zaman zararlıdır, ancak bu gibi yıllarda zararı daha fazla olacaktır.

Bu yıl toprak tabakalarını doyurup çimlenmeyi, çıkışı ve bitkilerin kış öncesi kardeşlenme dönemine ulaşmasını sağlayacak kadar nem oluşması için eylül ayının ikinci yarısından başlayarak düşük şiddette, sindire sindire yağan, ilki 10-15 mm den az olmayan daha sonra ise her defasında 8-10 mm üzerinde su bırakan ve ekim ayı sonuna kadar toplamı 40-50 mm'yi bulan yağışa ihtiyaç bulunmaktadır.