Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan haber dikkatimi çekti. Gazetede yer alan haber şöyle;'Erzurum Atatürk Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı'nda, 2 kadın öğretim üyesi arasında, moleküler biyolojide kullanılan 'spektrofotometre' adlı cihaz nedeniyle tartışma çıktı. Taraflar anlaşamayınca araya polis girdi. Doçentle profesörün 'moleküler biyoloji' kavgası karakolda bitti.' Bu haberi okuyunca ülkemiz geleceği için umutlandım. Doçentle profesör oda için deği, gerçekten bilim için kavga etmişler. Hatta biyolojiyi aşıp 'moleküler biyoloji' yüzünden kavga etmişler. Bir cihazı kullanmak için iki bilim insanının kavgasını destekliyorum. 'Tokatı güçlü olan' kazansın(!) Öğretim Üyeleri bilim için kavga ediyorsa, üniversitelerde bilimsel çalışmayı engellemek amacıyla kurulmuş olan YÖK'ü (Yükseköğretim Kurulu Başkanlığını) Tanrı korusun(!)


****
NOSTALJİ
İKİSİ SANATKAR ÜÇ BAŞKAN
Yıl: 1999. 19 yıl öncesine ait tarihi fotoğrafta; Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, dönemin Esnaf Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Ali Yüksel Yüzügüllü ve Saatçiler Odası eski Başkanı Ahmet Bozkaya yer alıyor. Ahmet Ataç 2004 yılında seçimi kaybetti. Ancak beş yıl sonra halk onu tekrar Tepebaşı Belediye Başkanı yaptı. Ataç toplamda 14 yıldır başarıyla Tepebaşı Belediye Başkanlığı görevini yürütüyor. 30 yılı aşkın başkanlık yapan ve asıl mesleği 'terzilik' olan Yüzügüllü bayrağı 2005 yılında şimdiki Başkan Ekrem Birsen'e teslim etti. 1957 yılında ilimizde Saatçiler Derneği'nin kuruculuğunu yapan ve uzun yıllar Oda Başkanlığı yapan Ahmet Bozkaya 1 Ekim 2013 yılında vefat etti. Saatçilik sanatına büyük katkılar veren Bozkaya'ya Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun. Uzunca bir süredir sağlık sorunlarıyla uğraşan Ali Yüksel Yüzügüllü'ye de Allah'tan acil şifalar dilerim. 'İki sanatkar başkan' olan Yüzügüllü ve Bozkaya'nın hizmetleri asla unutulmayacak...


****

FOTO ŞAKA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Binali, 'Cumhur İttifakı' için gittiğin her yerde 'Bozkurt' işareti yap.

Başbakan Binali Yıldırım: Cumhurbaşkanım bana 'İn Ali' de. İnerim. 'Bin Ali' de. Binerim. Ama düne kadar ayaklar altına aldığımız Milliyetçiliği şimdi neden başımızın üstüne çıkardığımızı anlayamıyorum.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Binali sırf sen değil, bize oy veren kimsenin anlayamadığı için bunu yapabiliyoruz zaten(!)


****

FIKRA

YAŞLI TEMEL

Bir araba yaşlı Temel'e çarpar. Arabanın şoförü bağırır,
- Suç sende ben 20 yıllık şoförüm!..
Temel karşılık verir,
- Pen de 80 yıldır yüreyrum!