CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç, dün öğle saatlerinde yaptığı paylaşımda; 'Bu sabah, Kırmızı ışıkta geçmenin cezası 206,5 liradan 236,4 liraya yükseldi. Herkese mutlu yıllar' yorumunda bulundu.

DAHA DA YÜKSEK OLMALI
CHP İl Başkanı Sinan Özkar tarafından da beğenilen paylaşıma yapılan yorumlar dikkat çekiciydi.Nesrin Alkan adlı vatandaş; 'Çok iyi olmuş. Herkes kurallara uymalı yeni öğrencimizi kaybettik alkollü ve aşırı süratten espark önünde' diye yorumda bulundu.Saliha Öter'de 'İnsanlar hız yapmasın. 20 TL hesabını mı yapacağız?' demiş. Yasemin Özmutlu; 'Kırmızı ışıkta geçmenin cezası daha da yüksek olmalı. Bilinçli her bireyin bu uygulamayı olumlu karşılanmasını umuyor yeni yılın kazasız olmasını diliyorum' diye yorumda bulundu.Nevin Kavak'da 'Bu iyi olmuş' diyerek, kırmızı ışıkta geçmenin cezasının artırılmasını olumlu bulduğunu belirtti. Reyhan Ünalan Özcan, 'Atilay abi öncelikle sağlık,esenlik diliyorum.Umarım tecrübe etmemiş duymuşsunuzdur' derken, CHP Tepebaşı'nın çiçeği burnunda Saymanı Derya Bülbül'de 'Gittimi şimdi asgari ücretten 30 lira?' diyerek, ceza artışını ti'ye aldı.

ASGARİ ÜCRETİ ELEŞTİR
Türkiye'de herkes vergi artışlarına tepki gösteriyor. Ne yazık ki vergi dağılımında büyük adaletsizlik yapılıyor. Emekçilere 1603 Lira asgari ücret dayatılıyor. Bu ücretten bile vergi alınıyor. Ancak trafik cezalarının arttırılması yukarıdaki yorumlarda görüldüğü gibi tepki almıyor, tam tersine olumlu karşılanıyor. Kurallara uymayarak, başkalarının can güvenliğini tehdit edenlere verilecek para cezalarının ağırlaştırılması isteniyor. Zaten para cezaları arttırılıp; sürücülerin ehliyetlerine el konularak ülkemizdeki ölümlü kaza oranları düşürüldü. Sayın Dalgıç sabah aracıyla kırmızı ışıkta mı geçti? Geçtiyse, bu ceza artışını paylaşmamalıydı. Tam tersine 'Hukukçu' kimliğiyle herkesi kırmızı ışıkta geçmemeleri, trafik kurallarına uymaları konusunda uyarmalıydı. Eleştirecekse diğer dolaylı vergileri, ÖTV zamlarını eleştirmeliydi. Anamuhalefet Partisi İlçe Başkanı olarak; tespit edilen asgari ücret ile ilgiil görüşlerini paylaşmalıydı.



******



TÜRK USULÜ
KURU FASÜLYE(!)


Biz ilkokula giderken öğretmenimiz Türkiye'nin Dünya'da kendi kendisine yeten yedi tarım ülkesinden birisi olduğunu gururla söylerdi. Gerçekten Türkiye bir tarım ülkesiydik. Ancak merhum Turgut Özal döneminde 'montaj sanayi hamlesi' adı altında Türk Tarımı bilinçli olarak geriletildi. Anavatan Partisi sonrasında iktidara gelen DYP-SHP Koalisyon Hükümeti tarıma gereken önemi verdi. Ancak bu hükümetten sonra gelen iktidarlar Türk Tarımı'na hep 'Şaşı' baktı. Özellikle AK Parti İktidarı döneminde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Milletin Efendisi' olarak gösterdiği Türk çiftsini, 'Çilenin Efendisi' haline getirildi. Son olarak, Kuru fasulye, barbunya, nohut ve börülce ithalatında gümrük vergisi oranları sıfıra indirildi.Bakanlar Kurulu'nun 'İthalat Rejimi Kararına Ek Karar'ı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, kuru baklagillerden tohumluk olmayan fasulye türleri, barbunya, nohut ve börülce ithalatında AB, EFTA, Bosna-Hersek, Güney Kore, Malezya, D-8 ülkeleri ve diğer ülkelerden yapılacak ithalatta gümrük vergisi oranı sıfır olarak uygulanacak. Böylece zaten can çekişmekte olan Türk kuru bakliyat üreticisi tamamen bitirilecek. Buğday, arpa,samanda olduğu gibi bu üretimlerde de tamamen dışa bağımlı olacağız. Bugünlerde 'Milli Otomobil', 'Milli Tren', 'Milli Helikopter' diye ortalığı yangın yerine döndürenler tarımda neden milliliği savunmuyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı, Sirbistan hayvancısının, Tunus zeytincisinin, İran Kuru soğancısının, İsrail tohumcusunun, Belarus domates salçacısının, Çin sarımsakcısının, Amerikan pirinççisinin mi Bakanı? Yaptığı uygulamalarla Türk çiftçisinin Bakanı olmadığı belli. Yazımı son günlerde sosyal medyada paylaşılan 'Türk Usulü Kuru Fasülye Tarifi' ile tamamlıyorum.

TÜRK USULÜ
KURU FASÜLYE TARİFİ

2 su bardağı Güney Kore kuru fasulyesi.
2 kaşık Tunus zeytinyağı.
300 gr. Sırbistan kırmızı eti.
1 adet İran kuru soğanı.
2 adet KKTC sivri biberi.
1 kaşık Ukrayna domates salçası.
2adet Çin sarmısağı.
Yanına 3 bardak Amerikan pirinci ile yapılan pilav.
Rus doğalgazı ile Fransız düdüklü tencerede pişirilir.

******

BİLEK BÜKME OYUNU

30 Aralık Cumartesi günü Görünüm'de kaleme aldığım 'İYİ Parti'de Neler Oluyor?' başlıklı yazımda bazı partililerin oluşturulan yönetimlerle ilgili şikayetlerine yer vermiştik. İYİ Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Mehmet Ektaş yazımla ilgili elektronik posta göndererek, görüşlerini açıkladı. Aktaş gönderdiği açıklamada şu görüşlerini dile getirdi; ' Ayhan Bey, yazınızıda üstü kapalı olarak şahsımla ilgili bir bölümün de yer alması nedeniyle aşağıdaki açıklamaları ve doğru bilgilendirmeyi yapma gereği ortaya çıkmıştır.
1) Aylar önce, hiç bir yönetsel görev beklentisi içinde olmadan, Sayın Dr. Arslan Kabukçuoğlu'nun İYİ Parti İl Başkanlığını destekleyeceğini açıklayan onlarca kişi gibi ben de Genel Merkeze sunacağı dosyada yer alacak şekilde CV'mi kendisine teslim ettim.
2) Aslan Kabukçuoğlu'nun İl Başkanı olarak görevlendirilmesinden sonraki aşamada da Tepebaşı İlçe Başkanlığı dahil hiç bir göreve talip olmadım. Her durumda İYİ Parti için fedakarlık yapacağımı samimiyetle ifade ettim.
3) Sayın Kabukçuoğlu, teveccüh göstererek şahsımı Tepebaşı İlçe Başkanı olarak görmek istediğinde ise, İYİ Partinin teşkilatlanma aşamasında çok önemsediği 'Katılımcı Ve Kapsayıcı Yönetimler Oluşturma' ilkesine paralel olarak şahsımın bu görevi ve sorumluluğu yüklenmesinin fayda sağlayacağını düşünerek ikna oldum.
4) Sayın Hasan Gürbüz'ün dünürüyle akrabalığım vardır ancak Kardeşi olduğum bilgisi doğru değildir.
5) Tepebaşı İlçe Başkanı olarak görevlendirilmem de Sayın Hasan Gürbüz'ün etkisi ve telkini olmadı. Aksine Sayın Gürbüz şahsıma bu görevin tevdiine başka önerilerinin olması nedeniyle karşıda çıkmıştır.
6) İnşaat, İş Yönetimi ve Hukuk alanlarında aldığım Yüksek öğrenim eğitimleri, hiç bir olumsuzlukla anılmamış 30 yıllık memuriyet ve yöneticilik geçmişim, özellikle demiryolu konusunda görev aldığım uluslararası bir çok proje, Anadolu Üniversitesi Ulaştırma Yüksek Okulu Raylı Sistemler Teknolojisi ile Lojistik Programlarında üstlendiğim inşaat, işletme ve hukuk dersleri, kamu çalışanları sendikaları ile derneklerde aldığım görevler gibi özelliklerim dikkate alındığında benim de en az diğer adaylar kadar siyasi partilerde görev alma hakkım olduğu ve gerekli yetkinlikleri taşıdığım kuşkusuzdur.
7) Partiye hizmet, birlikte özveriyle çalışma kültürünü içselleştirmekten geçer. Bunun tipik örneklerinden biri Sayın Ahmet Boztepe'nin davranışıdır. Bilindiği gibi Sayın Ahmet Boztepe MHP Tepebaşı İlçe Başkanlığı yapmış, İYİ Partinin kuruluş çalışmalarına büyük katkı sağlamış şahsiyetlerden biridir. Kendisi de İYİ Parti Tepebaşı İlçe Başkanlığı görevini üstlenmek istemiş, görev şahsıma tevdi edilince büyük bir olgunluk göstererek bütün bilgi ve deneyimini paylaşarak İYİ Partinin gelişmesi ve büyümesi için birlikte hareket edeceğini beyan etti. Ve beyanını söz de bırakmayarak hayata geçirmiştir. Yönetsel görev beklentileri karşılanamayan diğer adaylardan da beklenmesi gereken davranışın da bu doğrultuda olması gerektiği kuşkusuzdur.
8) İYİ Parti'nin şu anda, İYİ Partili gibi görünüp kısır çekişmelerini ve ikbal hesaplarını basına yansıtarak gelişimine ket vurmaya çalışanlara değil, sokak sokak hane hane gezip halkın gönlüne girerek İYİ Partinin vizyonunu, ilkelerini, değerlerini, parti programını anlatmaya çalışan gerçek gönüldaşlara ihtiyacı vardır. Bazı kişilerin daha önce Sayın Odunpazarı İlçe Başkanımız Özlem Ayrancı üzerinden gerçekleştirmeye çabaladıkları ancak başarılı olamadıkları bilek bükme oyununu şimdi Sayın Hasan Gürbüz üzerinden yapmaya çabaladıkları aşikardır. Bu bağlamda, incir çekirdeğini doldurmayacak eleştirilerle İYİ Partinin içinde sanki bir çekişme varmış, Koray Aydın-Meral Akşener'ci ekipler kurulmuş gibi izlenimler yaratmak isteyen kişilerin iyi niyetlerinden söz edilemeyeceği de açıktır.
9) Şahsım başta olmak üzere İYİ Parti'nin tüm kadroları, partiye ve Eskişehir halkına hiç bir yarar getirmeyecek bu tartışmalardan uzak durarak Sayın Kabukçuoğlu'nun etrafında kenetlenecek ve işine odaklanacak, partiyi ileri taşımak, iktidarın tek alternatifi haline getirmek, yerel ve ulusal düzeydeki toplumsal sorunlara uygulanabilir ve sürdürülebilir çözümler üretmek için çalışacaktır.'

Ektaş'ın açıklamaları böyle. Daha kuruluş aşamasında partide büyük hareketlilik ve çekişme yaşanıyor. Demek ki herkes İYİ Parti'de 'ikbal görüyor' olmalı ki kendilerine yönetimlerde iyi yerler kapmak adına karşı tarafı yıpratmaya çalışıyor. Bu çekişme ve hareketlilik partiye ivme mi kazandırır? Yoksa kaybettirir mi? Bu soruların yanıtını bekleyip göreceğiz...

******

FOTO ŞAKA

Makinist: Harun Bey, treni nereye çekelim?
Eski ETO Başkanı Harun Karacan: Beştepe'ye yakın bir yere çekte, Cumhurbaşkanımı görüp, bir hatırını sorayım.
AK Parti eski İl Başkanı Süleyman Reyhan: Adam bizden yıllar sonra partiye geldi. Önce Büyükşehir adayı sonra milletvekili oldu. O da yetmedi Reis'in Yardımcısı, sağ kolu oldu. Demek ki AK Parti'de 'BİRLİK'ten güç doğmuyormuş(!)

******

FIKRA

PATLICANIN DALKAVUĞU DEĞİLİM

Padişaha musakka yapmışlar, 'şu patlıcan ne lezzetli sebze' demiş. Dalkavuk atlamış hemen… 'Ağzınızın tadını biliyorsunuz sultanım, patlıcan öyle lezizdir ki, kırk çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur, insan yemeye doyamaz, parmaklarını yer, üstelik vitamin deposudur' demiş.
Ertesi gün, padişaha karnıyarık yapmışlar, 'şu patlıcan ne lezzetli sebze' demiş. Dalkavuk atlamış hemen… 'Keramet buyurdunuz haşmetlim, şu karnıyarığı icat edenin mekanı cennet olsun' demiş.Daha ertesi gün, padişaha imambayıldı yapmışlar, padişah o gün tersinden kalkmış, 'yeter be' diye kükremiş, 'her gün patlıcan mı yiyeceğiz, götürün gözüm görmesin…' Dalkavuk atlamış hemen… 'Valla şu insanlara hayret ediyorum, ne yemeği yemek, ne tadı tat, hiç mi damak zevkleri yok, adını duymaktan bile nefret ediyorum, bana sorarsanız patlıcanı yetiştirmek bile yasaklanmalı' demiş.Sofra toplanıp, padişah gittikten sonra, dalkavuğun yakasına yapışmış aşçılar, 'ulan sen değil miydin patlıcanı göklere çıkaran' demişler. 'Ben padişahın dalkavuğuyum arkadaş' demiş, 'patlıcanın değil'