Maçın ardından sosyal medyada bunun nedenleri çok tartışıldı ve Şimşekler teknik direktörümüz Alpay Özalan üzerine yoğunlaştı.Her ne kadar ligin üstünde bir takımız diyorsak da, lig uzun maraton elbette kayıplar olacaktır. Eskişehirspor da yenilecektir. Ama bu kadar korkak ve bu kadar isteksiz oynayarak yenilmek bize hiç yakışmıyor.
Futbol yorumcusu olarak ben maç içerisinde teknik direktörün oyuna katkısının % 10'u geçmeyeceğini savunan kişilerdenim. Maç oynanırken yapılan taktiksel değişiklik ve oyuncu değişikliği sahaya olumlu yansıyorsa ben bunu maç öncesi hazırlıklara yorarım. Çünkü kenar yönetimi dışarıdan ne kadar kendini yırtarsa yırtsın, oyuncu o gün saha da ne yapmak istiyorsa ancak onu yapar.
Eminim maç oynanırken hocamızBurhan Eşer'inve Ergin Keleş'in olduğu kanadı etkisiz hale getirmek için mutlaka oraya önlem almak istemiştir. Leandrinho'nun etkili arkaya arkaya bir kaç defa kafa vurduğunu gördüğünde, defansa gerekli uyarıları da yapmıştır. Ama 90 dakika sonuna kadar Leandrinho hala kafa topu vurabiliyordu. Ben bir teknik direktörün bunları göremediğine ve uyarmadığına inanmam.Yok yapmamışsa o zaman bunları göremeyen hiç kimse zaten teknik direktörlük yapmasın.
Benim asıl eleştirmek istediğim Alpay Özalan ile ilgili eleştirilerim maç öncesi yapılan gerekli çalışma ve takımını maça ne kadarmotive edebildiğidir.
Çoğu kişi maç öncesi kadronun iyi oluşturulduğunu söylüyor. Kuru sahada ayakta durmakta zorlanan Axel Meye'nin neden ilk 11'de olduğunu bana söyleyebilir misiniz? Sahanın yarısının buz olduğunu gören teknik direktör, teknik kapasitesi yüksek olan oyuncuları mı tercih ederdi, yoksa yere sağlam basan oyuncuları mı tercih ederdi. Maçı mutlak kazanmak isteyen takım için bu tür sahalar her zaman dezavantajdır. Çünkü kazanmak için pas yapmak ve oyun kurmak zorundasınızdır. Hiç kimse kusura bakmasın ama puan sıralamasına baktığımızda bu maçı mutlak almak zorunda olan takımınSivasspor olduğunu görebilirdi. Kaybettiklerinde bu lig yarışında yoklardı. İşte bu nedenle buzlu saha onlar için dezavantajdı. Bunu kullanacak takım ise Eskişehirspor'du. O nedenle maça farklı açıdan bakmak gerekirdi. Rakibe oyun kurdurmadan uzun toplarla gol aramak bizim oyun planımız olmalıydı. Bu maç içerisinde çözülecek bir oyun planı değildir.Görseniz dahi uygulatma şansınız çok azdır. Bunu maçtan önce yapmanız gerekir.
İşte bu nedenle bir teknik direktörü eleştirecekseniz bu açıdan eleştirin. Futbolcu sahada isteksiz ise, formsuzsa, yeterince mücadele etmiyorsa, saha içinde yardımlaşma yoksa bilin ki ya maç oynanmadan kazanılmıştır, ya da rakip küçümsenmiştir. Ben her yerde söylerim teknik direktör maçı sahaya çıkmadan önce kazanır. Rakibi iyi analiz edebilirseniz, güçlü silahlarını görerek buna yönelik çalıştırır, her rakibin tehlikeli olduğunu, saha da mücadele etmeden maç kazanılmayacağını, futbolcunuza maçtan önce anlatabiliyor ve uygulatabiliyorsanız teknik direktörsünüz. Yoksa bizler maçı 90 dakika izler sonucuna göre abalıya vurur geçeriz. Önemli olan yaptığınız hataların öz eleştirisini kendinize yapabilmektir. Maça günler öncesinden hazırlanmaktır. Olağandışı durumlara her an hazırlıklı olabilmektir. Yoksa galibiyeti insanları rencide edici şekilde kutluyor, mağlubiyette tribüne gönderiliyorsanız, sahadaki davranışlarınıza da dikkat edeceksiniz demektir. Bir camianın lideri ve önderi olmak kolay değildir. Hele hele Eskişehirspor'un teknik direktörü olmak hiç kolay değildir.