Öyle yıllar yaşıyoruz ki; Cumhuriyet değerleri çiğneniyor, demokratik dünyayla bağımız kopuyor, dinbaz bir Ortadoğu ülkesi olmayı istemek muteber sayılıyor.
OHAL gücünün cüretkarlığı, referandum sonucunun pervasızlığıyla,
İnsan hakları, fikir özgürlüğü, parlamenter demokrasi, laiklik, bağımsız adalet gibi kavramlar rafa kaldırılıyor.
***
Şili'de Pinochet yılları,
Tavşanın biri telaş içinde kaçarak sınıra gelir. Görevlilerden yardım ister. Sınırdaki görevliler sorar:
'Ne oluyor tavşan?'
'Şili'deki bütün filleri tutukluyorlar!' der tavşan.
Tavşanı sakinleştirmeye çalışırlar:
'Sakin ol, sen bir tavşansın!'
Tavşan endişeyle cevap verir:
'İyi ama bunu onlara nasıl ispatlayacağım?'
***
FETÖ alanında ismi ve izi olanları bulamayan ya da tahliye eden yargı,
Hayatını FETÖ'yle mücadeleye, onu deşifre etmeye adamış, zaman zaman FETÖ'nün gadrine uğramış demokrat insanları,'üyesi olmamakla birlikte' diye başlayan iddialarla FETÖ'cülükle suçluyor, tutukluyor, mahkûm ediyor.
Ülkede adalet ve huzurun son kırıntılarını ararken, derdin anlatılabileceği bir yargının kalmadığı görülüyor.
CHP milletvekili Enis Berberoğlu'nun adalete, vicdana, mantığa aykırı ve mahkûmiyet ve tutuklama kararı sonrası Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi,
'Bıçak kemiğe dayanıyor.'
***
Dede torununa masal anlatmaktadır:
'Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, anlı şanlı bir ülke varmış. Bu ülkenin insanları, dürüst, doğrucu ve özgür fikirliymiş. Hakimleri adil ama avukatlar yalancıymış.'
Torun birden söze girmiş:
'Dede, burası çok komik. Tekrar söylesene!'
***
Kılıçdaroğlu, her ne kadar bir CHP milletvekilinin tutuklanması sonrası başlasa da, sözün bittiği yere gelindiğini anlamış olacak ki, eyleme geçme gereği duydu;
Çürütülen devlet, işlevsizleşen meclis, yok edilen adalet karşısında,
Ankara Güvenpark'tan İstanbul Maltepe Cezaevi'ne uzayacak, muhtemelen 23 günlük ve 400 km'lik 'Adalet Yürüyüşü'ne başladı.
Bir çeşit, ülkenin açık tutukevine dönüştürülmesine tepki olan Adalet Yürüyüşü'ne,
Adalet talebi olan herkes davet edildi.
***
'CHP'nin beyin yakan yanlışları' çok.
Cumhurbaşkanlığı seçimindeki Ekmeleddin desteği gibi,
'Aman bize terörist derler' çekincesiyle; -aslında sayıca az ve zayıf olanı korumak üzere konulmuş- milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasının yolunu açması gibi…
Her şeye rağmen, demokratik kültür tarihimizde yer alacak bu yürüyüşün, 'ama'sız, 'fakat'sız desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
'Adalet herkese gerekli!'
***
'Adım adım ümit verdiğim yollar' diyor ya bir şarkıda.
Kılıçdaroğlu, kendisinin en büyük siyasi hareketi olabilecek yürüyüşüne başlarken, adalet beklentisiyle çırpınan yüreklerde heyecan yarattı. Bu taşlı, dikenli, yolda; mücadelenin önüne geçmek için her türlü tehdit, iftira, şantaj, kışkırtma, alay etme, küçümseme, yok sayma, hatta tutuklama silahları sık sık devreye sokulacaktır.
Kötü propagandanın pusuda yattığı unutulmamalıdır.
Şarkının 'gönül isterdi ki böyle bitmesin' diye devam ettiği de unutulmamalı. Umutların, adalet arayışının hayal kırıklığıyla bitmemesi için;
İtidalli davranmalı; fiilen olmasa bile kendi içinde,
'Yürekten bir adım atmalı.'
Dileğimiz, her adımla yükselecek 'adalet' sesinin, ülkemizde ve vicdanlarda hak ettiği yeri bulmasıdır.