Tepebaşı Ziraat Odası Başkanlığı tarafından 12 merkezde 45 köyü (şimdi mahalle oldular) bir araya getirecek şekilde organize edilen ve geçen yılın Aralık ayından başlayarak bu güne kadar süren 'kışlık tahıllarda gübreleme' konulu toplantılar ; üreticiler başta olmak üzere ; Ziraat Odasında danışman kadrosuyla görev yapan teknik elemanlar, biri hariç bütün toplantılara katılan Ziraat Odası Başkanı, farklı toplantılara katılan yönetim kurulu ve meclis üyeleri için bir çok bakımdan aydınlatıcı olmuştur. Çünkü katılan her kes kendi görevi ve sorumluluğu veya uğraşısı açısından yaptıklarını ve yapmadıklarını tartmış, uygulamalarını gözden geçirme ve değerlendirme fırsatı bulmuştur. Bunun yanı sıra Ziraat Odası ilgililerine üreticilerin yaşadıkları yerlerde, onların daha kolay katılabileceği, kendilerini daha rahat hissedeceği ortamlarda bilgilendirilmelerini sağlamaları nedeniyle en önemli görevlerinden birisini yapmanın huzurunu da vermiştir. Konuşmacı olarak katıldığım bu toplantılar ve benzerlerinden ben de yarar sağlamaktayım. Üreticilerin o zaman periyodunda karşılaştıklarını, bunlara karşı yaptıklarını, bakış açılarını, bildiklerini, zannettiklerini , sorunlarını yüz yüze birinci ağızdan duyma ve yerinde görme şansını elde ediyorum. Böylece bunları kendi bilgi ve tecrübelerimle değerlendirerek , üreticilere ve ülke tarımın yararına çalışma ve sonuçlarından yararlandırma fırsatı buluyorum.
Bu dönemde katıldığım toplantılarda da, ele alınması, tartışılması ve çözüm getirilmesi gereken konular ortaya çıkmıştır. Bazısı yeni, bazısı yıllardır süregelen , bazısı kolay çözülebilecek, bazısı için sabır ve inat gerektiren sorunlar vardır. Uygulamayı bilen, deneyim sahibi uzmanların aydınlatıcı ve doğruya ikna edici bilgilendirme çalışmalarına gerçekten büyük ihtiyaç bulunmaktadır. Bu açık giderilmeden verim ve kalitesi yüksek, çevreye zararsız, pazar isteklerine uygun, maliyeti düşük bir üretime ulaşmak ve kırsal kesimde refahı istenen düzeye çıkarmak pek kolay gözükmemektedir.

Kış boyu süren bu toplantılarda konuştuğumuz, fikir alışverişi yaptığımız konulara zaman zaman köşe yazılarımda yer vereceğim. Bu konular arasında, bu yıl dikkati çekenlerden birisi erken ekimin neden olduğu sorundur. Özellikle kuru tarım yapan üreticilerin bir kısmı 15 Eylül den başlayan tarihlerden itibaren ekime girmişler, sonbahar aylarında sıcaklıkların uzun süre uygun gitmesi nedeniyle bitkiler büyümüş ve kışa, sapa (kamışa) kalkma döneminde girmişlerdir. Bitkilerin kışa en iyi dayanabildikleri büyüme dönemi kardeşlenme dönemidir, bu dönemin öncesinde de, sonrasında da çeşitli derecelerde zarar görmektedirler. Bazı yerlerde , örneğin Çukurhisar'da bazı üreticilerin bitkileri kışa neredeyse 20-25 santimetre, Çifteler'de ve Sivrihisar'da 15-20 santim boyunda girmişlerdir. Kış aylarında aldığımız kalın kar tabakası bitkileri soğuk havanın ve dondurucu rüzgarların zararından korumuş, kışa olması gerekenden daha büyük giren bitkilerin göreceği zararı bir oranda azaltmıştır, ancak diğer taraftan ağır kar tabakası bitkileri birbirinin üstüne yatırdığından, çürümelere neden olabilecek ve bu nedenle kayıplar oluşabilecektir.

Orta Anadolu'da 'ambarda duracağına, toprakta dursun' diye bir deyiş vardır. Ancak bu deyiş kuru tarımda, genellikle Ekim ayının başlarında iyi bir yağış alan yerlerde, bu yağıştan yararlanıp, çimlenme ve çıkış sağlanabilme fırsatının değerlendirilmesine yönelik olarak, tohumu kuru toprağa ekmenin uygunluğuna işaret etmek için söylenmiştir ve genel olarak Eylül ayının son haftası olarak benimsenmiştir. Ancak küresel ısınma sonucu ciddi şekilde iklim değişiklikleri yaşayan ülkemizde, sonbahar aylarının yıllarca alışılmış olandan daha sıcak geçmesi nedeniyle bitkiler kış uykusuna geç girmekte ve istenenden daha fazla büyümektedirler. Özellikle son yıllarda yaşadığımız bu yeni koşullara uyarak ekim tarihini biraz daha geciktirmemiz gerekmektedir. Bunu daha önce de yazmış, ekim zamanı için artık çok kolaylaşan meteorolojik verileri takip etmenin çok yararlı olacağını belirtmiştim.

Diğer önemli bir konu ise ilkbahar gübrelemesindeki aceleciliktir. Yanlış gübre seçimi, yanlış miktarlarda gübre kullanma oldukça yaygın olduğu kadar gübreyi yanlış zamanda verme de istemediğimiz ölçüde yaygın görülmektedir.