Mustafa Kemal Ortaokulu kentimizin en gözde eğitim kurumlarından birisidir. Veliler, Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Yerleşkesi'nin içerisinde bulunan okula çocuklarını kayıt ettirmek için büyük çaba sarf ederler. Genelde üniversite personellerinin çocukları bu eğitim kurumunda okuyor. Bundan dolayı dışarıdan fazla öğrenci alınamıyor. Bu eğitim kurumunda okuyan 19 zeki çocuk Mahallinde Yerleştirme Sistemi mağduru oldu. Bu okulda okuyup Anadolu Üniversitesi lojmanında oturan çocuklar, Muzaffer Çil, Tayfur Bayar Anadolu Liselerine yerleşti. Ancak lojmanda oturmayıp, başka mahallelerde ikametgah eden çocuklar dışarda kaldı. Ne gittikleri okul ne de mahalle tutmadıkları için hiçbir Anadolu Lisesine yerleşemediler. Girdiği sınavda Yüzde 6'lık dilime girip, kıl payı Eskişehir Anadolu Lisesi'ni kaçıran öğrenci nasıl bir okula yerleşemez? Maddi durumu iyi olan veliler yaşanan bu duruma tepki göstererek, çocuklarını özel okullara kayıt ettirdi. Ya maddi durumu iyi olmayan zeki çocuklar ne olacak? İkinci yerleştirmede Hoca Ahmet Yesevi Anadolu Lisesine giremezlerse meslek liselerine gitmek zorunda mı kalacak? Zaten bu çocuklar sınavda aldıkları puanlarla ETİ Sosyal Bilimler veya Sabiha Gökçen Anadolu Lisesi'ne girebilirlerdi.
Sayısalcı oldukları için ETİ Sosyal'i tercih etmediler. İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen bu başarılı öğrencilerin en azından Hoca Ahmet Yesevi Anadolu Lisesi'ne girmelerini sağlamalıdır. Sonradan değişen kural nedeniyle çocuklarımızı heba etmeyelim. Bakanlığın görüşü de alınarak, yüzde 6'lık dilime girmiş öğrencilerin açıkta kalmaması için gerekenler mutlaka yapılmalı...
---------------------------------------------------
ŞAŞI BAKAN GÖZLERİ AÇABİLSEK

Amerika'da bir kadın, kocasını ameliyat eden hastane hakkında tazminat davası açar! Dava dilekçesinde şunları yazar; 'Kocam hastanede ameliyat geçirdikten sonra benimle seks yapmıyor. Gayet düzenli olan seks hayatımız mahvoldu. Bu nedenle hastanenin tarafımıza 1 Milyon Dolar tazminat ödemeye mahkûm edilmesini istiyorum.' Yargıç, hastane yönetiminden konu ile ilgili olarak açıklamalı bir rapor ister. Hastane yönetiminden sadece bir cümlelik yanıt gelir; 'Kocanız, hastanemizde gözlerinden katarakt ameliyatı geçirmiş ve %95 olan görme kaybı, %5'e indirilerek, gözleri açılmış bir halde sağlıklı olarak taburcu edilmiştir!' Keşke ülkemizde de Cumhuriyet ve Atatürk'e şaşı bakanların gözlerini açabilsek.
Laiklik olmadan demokrasinin olmayacağını kafalarına kazıyabilsek. Atatürk'ün yolundan sapıldığında ülkenin felakete sürükleneceğini onlara idrak ettirebilsek. Türkiye'nin ileri medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi için 'Dindar' değil, 'Atatürkçü' nesil yetiştirilmesi gerektiğini anlatabilsek.
-----------------------------------------
BİZİ KENDİ TOPRAĞIMIZIN GERÇEK EFENDİSİ YAPTI

Yıl: 1893. Yer: İzmir. Fotoğrafta Osmanlı Bankası çalışanları görülüyor... Kafalarında şapka olanlar muhtemelen İngiliz, ortadaki fesliler ise Rum ya da Ermeni... Bir zamanlar Osmanlı'nın tüm banka, su idaresi, demiryolları, ticareti kısacası her şeyi ama her şeyi bu imtiyazlı devşirmelerin elindeydi... Biz Türkler ise bu devşirmelere bedava bekçilik yapardık...
Zenginlik, her türlü ayrıcalık onlarda, fakirlik bizdeydi... İyi bakın fotoğrafa, en sağ ve en soldaki çaycı kılığındaki bekçileri görüyor musunuz? İşte onlar biz Türkler idik... Bu fotoğraf Cumhuriyeti ve Atatürk'ü küçük gören Osmanlı sevicilerine kapak olmalı. Yaşasın Cumhuriyet yaşasın Atatürk, bizi kendi toprağımızın gerçek efendisi yaptığı için...
--------------------------------------------------------
BÜYÜK KARİKATÜR USTALARI

Tarihi fotoğraf 1960'lı yıllara ait. Eskişehir'in büyük karikatür ustaları merhum Pertev Ertün, merhum M. Rüştü Yetilmezer ve Yılmaz Büyükerşen açtıkları karikatür sergisinde objektiflere poz veriyor. Pertev Ertün 6 Ağustos 2009 tarihinde vefat etti. Büyük sanatçının bugün 9'uncu ölüm yıldönümü. 1922 yılında Eskişehir'de doğan Ertün, genç yaşlardan itibaren mizah dergilerinde karikatür çizmeye başladı. İlk Karikatürü 1944 yılında Seda Simavi'nin Karikatür dergisinde yayınlandı. Daha sonra Şaka Dergisinde de yayınlandı. İlk kişisel sergisini 1946 yılında Eskişehir Halkevi Salonu'nda açtı. 1953 yılında Yılmaz Büyükerşen ve Beytullah Heper ile birlikte Eskişehir'de Saksağan adlı mizah gazetesi çıkardı. Orman Bakanlığının 'Orman konulu' afiş yarışmasında birinciliğe layık görüldü. Sakarya Gazetesi'nde birlikte çalışma fırsatı bulduğum Pertev Ertün'ü saygı ve özlemle anıyorum. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun...
--------------------------------------------
FOTO ŞAKA

AK Parti Üyesi Yetkin Tetik:
Nabi Bey, seçimde halka dağıttığım çiböreklerin parasını hala alamadım.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı: Yetkinciğim arkasında TOBB ve KOÇ'un olduğu Harun varken, çiböreklerin parasını benden mi istiyorsun. Bak daha maaşımı almadım.
-----------------------------------------
FIKRA
BENİ NİYE TAŞLIYORSUN?

Bir gün adamın biri Hacca gidiyor. Belden aşağısı felç, bir kolu sakat, kulağı duymuyor, bir gözü de kör...
Adam şeytanı taşlarken, Şeytan başını uzatıyor ve soruyor?
-Belden aşağın ne oldu?
-Allahın işidir,
-Koluna ne oldu?
-Allahın işidir,
-Kulağına ne oldu?
-Allahın işidir,
-Gözüne ne oldu?
-Allahın işidir...
Şeytan bağırıyor;
-Ulan o zaman beni niye taşlıyorsun