Aslında böyle bir yazının çok önce yazılması gerekiyordu. Çünkü dostumuz üstat gazeteci yazar Önder BALOĞLU'nun 'Görüşler' adlı kitabı okurlarıyla buluşalı bir ay oldu ve bu süre içinde kitapla ilgili birçok yazı yazıldı.

Ancak sizlerle 5 Eylül tarihli yazımda paylaştığım gibi, ailecek bizi sarsan sağlık sorunumuz nedeniyle yazılarıma ara vermek zorunda kaldığım için ben bir şeyler yazamadım.

Bu gecikme için başta Önder BALOĞLU olmak üzere tüm okurlarımdan özür diliyorum.

Önder BALOĞLU'na ve 'Görüşler' kitabına bir de benim KESİT penceremden bakarsanız sevinirim.

İzninizle işe Önder'den başlamak istiyorum, çünkü 'Görüşler' onun eseri.

O Bir 'Gazeteci'

Önder BALOĞLU 46 yıldır 'gazetecilik' yapıyor. 1968 yılında Sakarya'da başlayan bu uzun yolculuk; TRT, Günaydın, Cumhuriyet ve Anadolu gibi önemli medya kuruluşlarında yapılan muhabirlik, kameramanlık, yazı işleri müdürlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı gibi önemli görevlerle bugünlere ulaşıyor.

Başlangıçta BALOĞLU'nun yaşamına tesadüfen giren gazetecilik, daha sonra onun için bir tutkuya dönüşüyor. Onun gazetecilik tutkusu Eskişehir tutkusuyla bütünleşince, yaşam gemisi başka limanlara demir atamıyor. Oysa o yıllarda genç, başarılı ve üniversite mezunu bir gazeteci için büyük kentlerde birçok çekici liman vardır…

Benim tanıdığım Önder BALOĞLU, geçimini sadece 'gazetecilikten' sağlayan ve bu toplumda gazeteci olmanın dolaylı olarak sağladığı(!) ekonomik ve sosyal çıkarlardan uzak duran ender gazetecilerden birisidir. Hatta bu uzak durma konusunda o kadar titizdir ki, özel günlerde gazeteciler için düzenlenen sosyal etkinliklere bile katılmaz.

Günümüz Türkiye'sinde 'doğru ve tarafsız habercilik' ile 'kaliteli ve ilkeli yorumculuk' konularında örneği az kalmış bir basın emekçisidir o.

O Bir 'Yazar'

Gazeteciliğin olmazsa olmazıdır 'yazmak'. Üstelik haber, gözlem, röportaj, yorum gibi yazıların; yazım kurallarına uygun, kolay anlaşılır ve özlü olması gerekir. Yani yazma işi derin bir birikim ve beceri ister.

İlk akla gelen bu özelliklerin yanında yazma işinin tüm özelliklerini ve güzelliklerini bulursunuz Önder üstadın köşe yazılarında. Üstelik onun köşe yazıları, birçoğumuzun yaptığı gibi kupkuru gazete yazıları gibi değildir. Okuduğunuzda satırlar arasında 'yazma sanatı' nın inceliklerini tadarsınız. Onun su gibi içilen köşe yazıları insanın içini aydınlatır ve huzur verir.

Sözün özü, ' o bir yazardır '. Ama o hiçbir zaman 'köşe kadısı' olmamıştır…

O, 'Duyarlı Bir Yurttaş'

Bence Önder üstadın yazılarının okurlara ulaştırdığı en önemli ileti, 'haklarını ve sorumluluklarını iyi bilen duyarlı yurttaşlar olmak…' konusudur. Yakın dostları onun özellikle 'Cumhuriyet değerleri' konusunda hop oturup hop kalkacak kadar duyarlı olduğunu iyi bilirler.

Önder BALOĞLU aynı zamanda 'bir Eskişehir sevdalısıdır.' Eskişehir ve ES- ES sevdası, kendisinin çocukluk aşkı olan FB'yi bile gölgede bırakır…

Eskişehir yerelinden ulusala ve evrensele uzanan demokratik değerlerle yoğrulmuş bir insanlık sevdasıdır onunki…

O, 'Dost Yürekli Bir İnsan'

Çok uzun zamandır uzaktan tanıştığımız Önder kardeş ile yaklaşık son 10 yıldır 'sıcak bir dostluk' paylaşıyoruz.

Daha çok EĞİT- DER ortamında paylaştığımız onun dost sofrasında 'hoşgörü, güven, içtenlik, dürüstlük, kalite' gibi mezeler paylaşıldıkça daha da artar…

Hayatta bildiği tek oyun olan 'anastra' da gösterdiği 'ustalık' ve 'dürüstlük' sözcükleri, bence Önder dostumuzun kişiliğinin özetidir…

Dostlarının iyi ve kötü günlerinde köşesindeki yazılarda dokundurduğu sihirli sözcükler insanı öyle mutlu eder ki…

O dost yürekli insanla ilgili olarak eşimin bana yüklediği bir görev var:

'- Yıllardır yazmayı düşündüğün kitabı hızlandır artık. Unutma o kitabın önsözünü Önder BALOĞLU yazacak…'

'GÖRÜŞLER' Üzerine Görüşler

'GÖRÜŞLER', Önder BALOĞLU'nun 1999 yılında çıkan '9: Sütun' adlı kitabından sonra okurlarla buluşan ikinci kitabının adı.

Kitap, yazarın 1999'dan sonra Sakarya ve Anadolu gazetelerindeki '9. Sütun' köşesinin 'Görüşler' bölümünde çıkan binlerce yazısı içinden özenle seçilmiş 312 yazıdan oluşuyor. Ve 399 sayfalık pırıl pırıl baskılı bir kitap.

Kitabın önsözünde Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN'in vurguladığı gibi 'bal gibi bir kitap…'

Kitapta yer alan yazıları belki önceden okumuşunuzdur. Ama tekrar okuyunca sanki ilk kez okumuş gibi hissediyorsunuz. Çünkü aradan yıllar geçse de hepsi tazeliğini koruyor.

Çünkü o yazılarda, başta Eskişehir olmak üzere Türkiye'den ve dünyadan örnekler veren insan sıcaklığı var…

Bence başta gazeteci dostlarımız olmak üzere tüm duyarlı yurttaşların okuması gereken bir kitap.

Eline, aklına ve yüreğine sağlık Önder BALOĞLU. Sana nice yazılar ve kitaplar diliyorum.

***

NOT: Özel yaşamımızdaki yeni durumlar nedeniyle bundan sonra KESİT köşesinde haftada bir Çarşamba günleri yazacağım.

Çarşamba yazılarında buluşmak dileğiyle.

Sevgiyle, dostlukla ve sağlıkla.