RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

Eskişehir Barosu Olağan Genel Kurulu'nda baro başkanlığı için Mayıs ayında aday olduğunu duyuran Mustafa Elagöz, 2012 yılından bu yana baronun yönetim kurulunda görev aldığını, başkan olduğu taktirde tek amacının meslektaşlarına faydalı olabilmek olduğunu söyledi.

Baro başkanlığına adaylığınızı açıklama gerekçeleriniz nelerdir?
2012 yılından bu yana Eskişehir Barosu yönetim kurulu üyesiyim. Altı yıllık bir tecrübem var baro yönetimlerinde. Haliyle değişik birimlerde görev almam sebebiyle özellikle saymanlık görevi esnasında ciddi şekilde baronun gerek sorunları gerek meslek sorunları olsun baronun meslektaşlarımızla diyalog sorunları olsun bu tür konulara vakıf olma şansı elde ettik. Bir tecrübemiz var. Ve arkadaşlarımızın teveccühü ile bu yola çıktık. Amacımız burada mesleğimize ve meslektaşlarımıza faydalı olabilmek. Başka hiçbir amacımız söz konusu değil. Çünkü biz baroya emek vermiş insanlarız. Biz mesleğimizi icra edebiliyorsak barolar sayesinde yapabiliyoruz bunu. Amacımız 'Güçlü baro güçlü avukat.' Sloganımız da bu zaten. Bu sebeple de yola çıktık. Hiçbir şekilde hiçbir siyasi saikle hareket etmeden; meslektaşlarımıza eşit mesafede olmak kaydıyla yöneticilerin hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben veya başka arkadaşlar seçilsin hiçbir şekilde bu rotadan sapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir siyasi zümrenin veya grubun adayı değilim. Bunu açık ve net söylüyorum. Avukatların adayıyım diyebiliriz.

ÖTEKİLEŞTİRMEYEN BARO

Başkan seçildiğiniz takdirde nasıl bir baro başkanı göreceğiz peki?
Tamamen hizmet odaklı bir baro başkanı göreceğinizden emin olabilirsiniz. Biz bu yola çıkarken asla reklam veya siyasi amaçla yola çıkmadık. Uzun süredir de baro yönetimde bulunmam sebebiyle zaten olayın içindeyim. Tamamen tarafsız bir baro başkanı olmam gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir siyasi saikle hareket etmeyeceğimin bilinmesi gerektiğini söylüyorum. Barolar meslek kuruluşları olması sebebiyle hiçbir siyasi otoritenin veya iradenin arka bahçesi yapılmaması gerekir. Bu sadece barolar için değil bütün meslek kuruluşları için de geçerli. Çünkü siyaset maalesef toplumun bütün hücrelerine işlemiş. Siyasetin siyasi partilerde kalması gerektiğini, meslek örgütlerinin de mesleklerini icra etmesi gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir meslektaşımı ayırmadan, kendi siyasi görüşümüzden arındırılmış şekilde ötekileştirmeden bütün meslektaşlarımızın sorunlarına yardımcı olmak gayemizdir. Bunun haricinde de bir düşüncemiz yoktur.

Yönetim kurulu adaylarınızı nasıl oluşturdunuz?
Yönetim kurulundaki arkadaşlarımızın bir kısmı daha önce yönetimlerde yer alan tecrübeli meslektaşlarımız. Yönetim kurulları görevi öncesinde de baromuzun değişik komisyonlarında ve birimlerinde görev almış arkadaşlar. Tecrübeliler ve Eskişehir Barosu içerisinde herkes tarafından sevilen, sicilinde olsun duruşunda olsun mesleki yeterliliğinde olsun hiçbir sorun olmayan düzgün arkadaşlarımızdır. Mesleklerinin gereğini yapan arkadaşlarımızdır. Baroda hizmet üretmek için yola çıktığımız için bu arkadaşlarımızı da yakinen tanıdığım için baroyu seven arkadaşlarımız, baroya da hizmet edeceğini düşündüğümüz arkadaşlarımız. O yüzden güçlü bir yönetim kurulu aday listemin olduğunu düşünüyorum. Hizmet odaklı ve meslek odaklı anlayışla belirlenmiş yönetim kurulu. Başka hiçbir düşünce ile hareket edilmemiştir. Çalışkanlığına, dürüstlüğüne, meslek etiğine bağlı arkadaşlarımızdan oluşan bir yönetim kurulu listemiz var. Bu tabi diğer arkadaşlarımız öyle değil demek gibi yanlış anlaşılmasın. Benim kıstasım buydu hizmet üretebilmek için beraber çalışabileceğim bir yönetim kurulu listem var.



BENİ RAHATSIZ EDİYOR

Özgür Kırdemir ile sizin aynı siyasi kesime hitap edeceğiniz bunun da oylarınızı böleceğini söyleyenler var. Ayrıca sizin ve Pınar Turhanoğlu Gücüyener'in sağ kökenden geldiğiniz için yine bu durumun da oyları bölebileceğine dair yorumlar var. Siz ne düşünüyorsunuz bunlarla ilgili?
Ben sağ, sol olayına karşıyım. Siyasetin hem kurumlarımıza hem toplumun bütün kesimlerine girmiş olması sebebiyle baro seçimlerinde de adayların siyasi düşünceleri ön plana çıkarılmaya çalışılmakta. Ben buna açık ve net bir şekilde itiraz ediyorum. Herkesin bir düşüncesi olabilir. Özellikle biz avukatların düşünceleri daha ön plandadır. Ama biz Eskişehir yereliden bakarsak bir belediye seçimine gitmiyoruz veya bir partinin il başkanlığı seçimine gitmiyoruz. Biz avukatız. Kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütüyüz ve yargının kurucu unsuruyuz. Nasıl hakim, savcı varsa avukat da bunlardan biridir. Siyasi düşüncelerinden arınmış bir şekilde baro başkanlığına adayım. Hiçbir siyasi parti ile bağım yok. Üyeliğim yok. Her kesimden arkadaşım var. Sağcısı, solcusu vs. Ben meslektaş olarak baktığım için olaya herkesle mutlaka bir sohbetim vardır. Sağdan, soldan vs bunları kabul etmiyorum. Biz avukatız. Hukukçuyuz. Ülkemizde hukukun, adaletin, insan haklarının, demokrasinin gelişmesi için mücadele etmemiz lazım bizim. Yoksa siyasi düşüncelerimizle hareket etsek bir siyasi partide bunu yapmamız gerekir. Baro bunun yeri değildir. Bu benim net tavrımdır. Gazetelerde söylendiği gibi sosyal demokrattır, ülkücüdür vs ben bunların hiçbirini doğru bulmuyorum. Bunlar beni rahatsız ediyor. Ben avukatım önce. Birinci önceliğimiz avukat. Bunun ötesi yok. Hangi arkadaşımız seçilirse seçilsin siyasi düşüncesiyle meslektaşını ayırmadan, meslektaşı bir sorunla karşılaştığı zaman kendisine oy vermemiş olsa dahi onları öteleyemez. Meslektaş gözüyle bakıp sorunları çözmeli.

Peki sizin de bir takım projeleriniz var. Sizin projeleriniz nasıl oluştu?
Uzun süredir yönetimde bulunuyorum. Olayın içindeyim. Bu da avantajlı hale getiriyor sizi. Bazı sorunlara vakıf oluyorsunuz. Benim projelerim mesleki ihtiyaçlara göre gelişti. Çünkü avukatlık mesleği son yıllarda erozyona uğramış vaziyette. Eskişehir Barosu nezdinde çözebileceğim sorunları çözeceğim. Projelerimin de tabanı olan yapılabilir, uygulanabilir projeler. Bunu meslektaşlarımız da biliyor. Baro başkan adayının projelerini gazetelerde uzun uzun paylaşmasını doğru bulmuyorum. Vatandaşları ilgilendiren konular değil çünkü. Mesela CMYK sisteminin vatandaşlarımızın ilgi alanı olduğunu sanmıyorum. Vatandaşımızın ilgi alanı nedir, hukukun geldiği noktadır. Türkiye'de baroların ne durumda olduğudur, baroların bu mücadeleyi hangi şartlarda verdiğidir. Bunun ötesinde benim projem şu vs kamuoyunu ilgilendiren şey değildir. Meslektaşlarım zaten biliyor bunları. Meslektaşlarımla da paylaştım bunları. Ben tamamen sahadayım. Üç aydır ziyaretlerim devam ediyor. Bunlar nezaket ziyaretleridir.

YÖNETİM ANLAYIŞI
FARKLI OLACAK

Rıza Öztekin ile aynı yönetimde yer aldınız. Rıza Bey yaşanan olaylara anında tepki veren ve düşüncesini hemen söyleyen bir Baro Başkanıydı. Siz de böyle olacak mısınız?
Rıza Beyle yönetimde bulundum. Kendisini severim, sayarım. Ama yönetim anlayışımız Rıza Beyle aynı olmayacak. Özellikle hakkımda bir algı yaratılmaya çalışıyor Rıza Bey'in devamı şeklinde diye. Rıza Beyle aynı yönetimde bulunmuş olmam Rıza Beyle aynı şekilde başkanlık yapacağımı göstermiyor. Hukuk temelinin dışına çıkmadan, her şeye koşup açıklama yapan bir baro başkanı istemiyorum. Yerinde, zamanında, hukuk sınırları içerisinde bir konuşma olması gerektiğini düşünüyorum. Tabi ki biz baro başkanı olursak mesleğimize ve meslektaşımıza hizmet etmek için uğraşacağız. Bu hizmet sadece fiziki imkanlar yaratmak değil, bizim birinci önceliğimiz tabii ki hukukun üstünlüğünü, adaleti, insan haklarını savunmak olacak. Siyasi iktidardan gelsin gelmesin her türlü saldırıya karşı zaten bir çizgimiz var. Bu Eskişehir Barosu'nun yıllardan gelen çizgisidir. Ve bu korunacak.

BİZ HALKIN SAVUNUCUSUYUZ
İkinci önceliğimiz hak, hukuk, adalet. Çünkü avukatlar kendi şahsi işleri için adliyelerde mücadele etmiyor, vatandaşın haklarını savunmak için bu mücadeleyi veriyor. Biz halkın savunucusuyuz. Halkın maruz kaldığı bir hukuksuzluk varsa biz zaten orada olmak orundayız. Bu bizim birinci görevimiz. Bu olmazsa olmazımız. Bunu her platformda dillendireceğiz. Biz kimseye boyun eğmeyeceğiz. Ne siyasi iktidara boyun eğeriz ne de başka bir iradeye boyun eğeriz. Ama diyalog kanallarını asla kapatmadan, doğru bildiği ve hukuk temelinin dışına çıkmadan bir duruş sergileyerek bir yönetim anlayışı ortaya çıkacaktır. Rıza Başkan bu baroya çok şey katmıştır. Çok emek vermiştir. Ayrıca barolarda başkan temsiliyeti esastır. Yönetim kurulu üyelikleri onurlu ve meşakkatli görevlerdir. Ama başkan temsiliyeti önemlidir. Asıl kahramanlar yönetim kurulu üyeleridir. Başkanın başarısı yönetim kurulu üyelerinin başarısına bağlıdır. Dediğim gibi diyalog kanalları her zaman açık kalacak. Kavgacı, gürültücü değil ama hiçbir zaman da meslektaşımın hakkını kimseye yedirtmem. Benim amacım makam, mevki, siyaset, ora, bura değil; kartvizit dahi taşıyamayan bir insanım.

İnsan hakları komisyonundan atılan avukatlar oldu. Yaygın basına da yansıdı konu. Siz de o dönemde yönetimdeydiniz. Böyle bir durum tekrar yaşanır mı? Komisyonların durumları ne olacak?
Bunun sebebini biliyorum. İnsan hakları komisyonunda görevden alınan bazı arkadaşlarımızla yüz yüze istişare yapma şansım oldu. Olaylar bu boyuta gelmezdi aslında. Keşke olmasaydı. Eskişehir Barosu'na yakışan bir tavır değil açıkça söyleyeyim. Hoş bir durum değil. Yeni dönemde hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğim. Bunu popülizm olsun diye konuşmuyorum. Ama şuna da asla izin vermeyeceğiz. Baronun veya komisyonların öncelikle sorumluluğu yönetim kurulunda olduğu bilinerek komisyonların çalışması ve yönetim kurullarıyla uyum içinde çalışması gerekir. Uyumsuzluk ahenk bozulduğu için meydana geldi. Bu da nasıl sağlanacak; yönetim kurulu üyelerimiz komisyon başkanlığı görevine getirilecek; eskiden öyleydi 2012'ye kadar. Ama her meslektaşım komisyonlarda görev alabilir. Ama bunu Eskişehir Barosu'nun duruşuna, hukukun üstünlüğüne ve hukuk sınırları dışına çıkmayacak şekilde yapılmak kaydıyla o ahengi yakalarsak bir sıkıntı yaşanmaz. Bütün arkadaşlarımız bizim meslektaşımız. İnşallah böyle nahoş olaylarla karşılaşmayacağız.





Editör: TE Bilisim