KAYBEDENLERİN YALANCILARIN
VE PSİKOPATLARIN FİLMİ

Yönetmen: Danny Boyle
Senaryo: John Hodge
Yapım yılı: 1996-İskoçya
Oyuncular: Ewan McGregor, Ewen Bremmer, Jonny Lee Miller, Kevin McKidd, Robert Carlyle, Kelly Macdonald, Shirley Henderson, Peter Mullan

Mark Renton ve arkadaşlarıyla 21 yıl sonra buluşacağımız devam filmini bekleyeduralım, bizim kafadarların 21 yıl önceki hikayelerini yeniden izlemek elzem oldu elbette. Mark'ın (Ewan McGregor) arkadaşlarıyla paylaşması gereken 16 bin Paundu alıp kaçmasıyla (pardon 2 bin Paundu Spud'a bırakır) alıp kaçtığı 14 paundun hesabını 21 yıl sonra nasıl verecektir bilinmez, ama, Hasta Çocuk ve Begbie'nin onu çok da özlemle ve sevgiyle karşılamayacakları açık.
Trainspotting, İskoçya'nın kendisine has umursamaz ve soğuk toplumsal yapısını verirken, filmin uyuşturucu ile ilişkisi o günden sbugüne hep tartışıldı. Requem for a Dream (Bir Rüya İçin Ağıt) uyuşturucuyu çok daha yok edici ve vahşi olarak gösterirken, Trainspotting, bir taraftan insanın zayıflığıyla alay ederken, diğer taraftan uyuşturucuyu çok hafife alıyormuş gibi görünse de, insanların uyuşturucuyla neden ilişki kurduklarını, bunun ne kadar basit ve anlamsız olduğunu vurguluyor.
İskoçya Edinburg'daki 5 arkadaş, birlikte zaman geçirmektedirler. Ancak hiç bir işleri yolunda gitmez. Küçüklüklerinden beri hep 'kaybedenler' tarafında olmuşlardır. Bu, ne içinde yaşadıkları toplumun ne de birlikte yaşadıkları ailelerinin umurundadır. Bir gün artık yapacak bir şeyleri kalmadığını düşünür ve uyuşturucuya başlama kararı verirler. Bu kadar basit ve nettir. Dramatik bir yönü bile yoktur uyuşturucuya başlamanın. Küçük hırsızlıklar, gelip geçici işlerde çalışıp günlerce uyuşturucunun girdabında yaşamalar. Sırf sevgilisi bırakıp gitti diye uyuşturucuya başlayanlar.
Aslında filmin asıl trajedisi orada başlıyor ya, Mark Renton uyuşturucudan kolayca vazgeçebileceğini sanmaktadır. Ancak her denemesinde 'bir son vuruş' isteği onu hiç bir yere ulaştırmamakta, her seferinde geri dönmektedir. İzleyen, okuyan, bakan her insan nasıl ki bir sanat eserinden ayrı ayrı sonuçlar çıkartırsa, Trainspotting için de aynı şeyi söylemek mümkün.
İskoçyalı sevimli gençlerin uyuşturucu hikayesi olarak adlandırılması nasıl en son seçenekse de, uyuşturucuya yakanızı kaptırırsanız asla vazgeçemeyeceğinizi ve onun için de her şeyi yapabileceğinizi gösteren, bu gerçekle de zaman zaman dalga geçen bir film.
Filme kendinizi gerçekten verir ve zihninize de izin verirseniz, filmden bırakın uyuşturucu özenmeyi nefret ederek çıkmanız çok mümkün.
T2 Trainspotting'izlemek için bile yeniden izlenmesi gerekiyor.


DANNY BOYLE

1956 yılında İngiltere'nin Manchester kentinde doğdu. Mezarını Derin Kaz (1994) adlı ilk uzun metrajlı filmiyle BAFTA ödüllerinde dikkatleri çekti, Trainspotting (1996) ile ismini hafızalara kazıdı ve Milyoner (2008; !f 2009) ile En İyi Film Oscar'ı da dahil olmak üzere sayısız ödül ve adaylık kazandı. Diğer önemli filmleri arasında Kumsal (2000), 28 Gün Sonra (2002), Gün Işığı (2007), 127 Saat (2010) ve Steve Jobs (2015) sayılabilir.