RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ

Savaşın bedeninden öte ruhunda açtığı yaraları sarmaya çalışan Asma Ahmed, savaşın kendilerine büyük zararlar verdiğini anlatıyor. Asma, 'Savaş bizi yıktı. Vardık ama yok etti. Artık hiçbir şey kalmadı. Kıymetimiz de kalmadı' diyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nü geride bıraktık. Şimdilerde de 10 Aralık İnsan Hakları Haftası içindeyiz. İnsan hakları dendiğinde son yıllarda ülkemize sığınan mülteciler ve onların bilmedikleri bir ülkede birey olma mücadelesi akla geliyor. Birkaç gün önce ESOGÜ Kadın Sağlığı Danışma Merkezi'ne giderek, burada çeşitli kurslara katılan Suriye Rakka'dan Eskişehir'e gelen Asma Ahmed ile yeni hayatı üzerine konuştuk. Asma, üniversitenin Danışma Merkezi'nde çok mutlu. Yeni arkadaşları olmuş ve merkez çalışanlarının desteğini sürekli hissetmeye başlamış.

Birleşmişler Milletler Nüfus Fonu ile ortaklaşa oluşturulan ESOGÜ Kadın Sağlığı Danışma Merkezi'nde çalışan tercümanın yardımıyla Asma ile sohbete başlıyoruz. Asma, eşi ve o zaman beş yaşında olan oğlu ile Akçakale Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye savaş uçaklarının saldırıları altında girmiş. Rakka'da yaşayan Asma ve ailesi, normal şartlarda 45 dakikada gittikleri Rakka -Tel Abyad arası yolu iki günde geçmiş.



SURİYE'DE ÖĞRETMENDİM

Hatırlatıp sizi üzmek istemiyorum ama Suriye'de siz neler yaşadınız? Nasıl kaçabildiniz?
'Biz çok zorluklar çektik de geldik Türkiye'ye. İki yıl IŞİD'in zulmünde yaşadık. Çok zor koşullarda çıktık. Kaçarak geldik. Çünkü IŞİD kadınlara çok kötü davranıyordu. Kuralları vardı ve zulmediyordu. Aslında orada mesleğim vardı. Ben öğretmendim. Eşim de okulda depolardan sorumlu kişiydi. İşimiz, evimiz, komşularımız vardı. Ama bırakmak zorunda kaldık.

IŞİD BENİ ALABİLİRDİ

Savaş herkes için kötü ama siz bir kadın olarak nelere maruz kaldınız?
IŞİD'in kendisi yeterliydi bizim kaçıp buraya gelmemiz için. Bir yerden bir yere tek başına kadın çıkamazdı. İlla yanımda eşim ya da 15 yaşında bir erkek olması lazım, o da oğlum olabilirdi ancak. Eşimle bile yürüdüğüm zaman IŞİD orada gelip beni alabilirdi. Korkunç bir şeydi. Müdahale edemiyorduk asla. Bize demirden bir kafes yapmışlardı. Mesela bir kabahat ettim, hafiften ayağımın ucu gözüktü. Beni o kafese koyarlardı ceza olarak. Daha da kötüsü mesela kafese koymadılar. Eşime kırbaç verirler beni 70 defa kırbaçlaması gerekirdi. Kırbaç cezası verirlerdi. Bu bile yeterliydi kaçmak için. O koşullarda yaşamak çok zordu. Mesela benim çocuğum beş yaşında. Orada IŞİD'in söylediği şarkıları söylemeye başlamıştı. Ben orada korktum onlar gibi olur diye. Eşim, çocuklarım için çıkmak zorundaydım.

Kaçarken yaşadıklarınızı anımsıyor musunuz?
Her şeyimi, evimi, işimi bırakmak zorunda kaldım. Gece ortası araba geldi bizi aldı kaçtık. Oğlum ve eşim yanımdaydı birlikte geldik. İki gün sürdü. Rakka'dan Tel Abyad'ya geçmek iki günümüzü aldı. Normalde 45 dakikalık bir yolu iki günde geldik yani. Sınırda da üç gün kaldık. Tel Abyad'da uçaklarla saldırı oldu. Sonra sınırı açtılar, geçtik biz. Uçaklar vuruyor biz de altından geçip kaçıyoruz. Biz o zaman 5 bin kişiydik. Hepimiz Akçakale kapısından Türkiye'ye geçtik. 2 yıl 2 aydır Eskişehir'deyim.



KIRBAÇLANMAM GEREKİYORDU

Çok acı gerçekten anlattıklarınız. Kadın olarak, insan olarak baskı altındasınız…
IŞİD'in orada olması bizim için en zoruydu kaçarken. Ama mesela orada savaş başlamıştı. Ama IŞİD'in gelmesiyle oldu bu kötülükler. Çocuğum dışarda mesela. Ben çıkıp ya da perdeyi açıp bakamam. Her an IŞİD'i görebilirsin kapının önünde. Kapıyı açar açmaz hem de. Asla kapının önüne çıkıp oğlunu eve çağıramazsın. Böyle bir araba var. Orada erkek ve kadın var. Beni tuttular bir kere. Çünkü 5 yaşındaki oğlumla kapının önündeydim. Beni alıp 'Sen nasıl bu çocukla dışarı çıkarsın. Bu reşit değil' dediler. Beni tuttular mesela orada. Uzun siyah cübbe gibi elbisem vardı üstümde. Benden para aldılar. 3500 Suriye Lirası. Öyle kurtuldum. Çocuğum var diye elbisemde kurallara uygun diye siyah uzun. Bıraktılar. Yoksa benim kırbaçlanmam gerekiyordu orada. Ben kesilmiş kafaları gördüm kendi gözümle. Bizim orada bir kavşağımız var. Askerler kesip kafaları oraya attılar. İbret olsun diye. İnsanın kafası düşünebiliyor musun? Çok acı, çok kötü.

Hiç Rakka'da tanıdıklarınız kaldı mı? Görüşüyor musunuz?
Benim oturduğum yer Rakka. Kimse kalmadı o bölgede. Görüşeceğim kimse de kalmadı. Ailelerin bazıları tamamen öldü. Enkaz altında kaldı. Kimse yok artık.

CANIMIZI KURTARDIK

Eskişehir'e gelmeye nasıl karar verdiniz?
Bizim için önemli olan canımızı kurtarmaktı. Akçakale'den girdik. Ailem oradaydı. Eskişehir'de erkek kardeşim vardı. Eskişehir'i çok seviyorum. Sakin bir yer. Gündoğdu Mahallesi'nde yaşıyoruz. Ev sahibi sağ olsun bizden kira almıyor. Eşyalarımızı bile verdi. Ev sahibi kızları ile birlikte bize yardım etti. Bize evi veren kişi, o artık benim babam. Sağ olsun. Eşim çalışmıyor. Yardımlar geliyor. Elektriği bile ev sahibi ödüyor. Allah razı olsun.



Peki, üniversitenin bu Merkez'i size iyi geldi mi?
İlk defa bu merkeze geldim. Dışarı çıkmazdım. Duydum burayı. Gelmeye başladım servisle. Yoksa sürekli evdeydim. Benim özgüvenim yükseldi. Varlığımı hissettim. Hep evdeydim hiçbir şey yapmıyordum. Okumayı yazmayı öğrendim. Beni bağlayan bir şey var burada artık. Sosyalleşiyorum. Otur otur evde nereye kadar.

KOMŞUYA BİLE GEÜVENMİYORDUK

Mültecileri ülkesinde kalıp savaşmamakla eleştirenler var. Size böyle sorular soruldu mu? Ya da eleştiri geldi mi?
Bana kimse böyle bir soru sormadı. Ama kimin savaşı? Kiminle, kime karşı o savaş. Bütün toplum olarak buna karşı savaş olmadı ki. IŞİD var. IŞİD zaten bizi böldü. Bazı insanlar onlara tabi oldu. Komşuya güven bile kalmadı. Gidip komşusunu IŞİD'e şikayet eden olurdu. Muhbirlik yapardı, para alırdı karşılığında. Güven bile yoktu orada.

ORADA GELECEĞİM YOK
Bütün Rakka yerle bir oldu. Benim evim yerle bir oldu. Haberlerden de görüyorsunuz. Her gün orada olan biten haberlere bakıyorum. Ama benim orada geleceğim kalmadı. Korkuyorum. Gidip ne yapacağım. Evim yok, eşyam yok. Çocuğum şu an 8 yaşında. Türkçe öğrendi burada. Okula gidiyor. Arapçayı bilmiyor şimdi. Ne yapacak oğlum? Beni orada bağlayacak bir şey kalmadı.

Türkiye'den beklentileriniz neler peki?
Benim beklentim vatandaşlık verilmesi. Çalışma iznimiz de yok. Keşke o da olsa. Onu bekliyoruz. Belirli bir şeylerimiz yok. Biz de bilmek istiyoruz, burada hayat kurmak istiyoruz. Köklerimizi buraya salmak istiyoruz. İş bulup çalışmak istiyoruz.

KIYMETİMİZ KALMADI

Bitiriyorum. Savaş ne yaptı size?
Bizi yıktı. Vardık ama yok etti. Artık hiç bir şey kalmadı. Kıymetimiz de kalmadı. Almanya'ya giden tanıdıklarımız var. Burası daha iyi. Çocuklarımız en azından burada bizimle. Ama orada alabiliyorlar çocukları. Savaş, IŞİD her yerde olabilir, her yerde var. Savaş çok zor ve kötü bir şey.


Editör: TE Bilisim