Eskişehirliler son iki büyük seçimde (2014 yerel ve 2015 genel) iktidar partisine, ancak ikinci olabileceği kadar oy verince, AKP Eskişehir örgütü yöneticileri ve AKP Eskişehir milletvekilleri, strateji değişikliğine giderek yeniden eski sistemlerine dönüş yaptılar…

Neydi AKP örgütünün Eskişehir yerelinde uyguladığı siyaset?

Bir türlü kazanamadıkları Büyükşehir Belediyesi'ne, sonrasında sırasıyla kaybettikleri Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyeleri'ne salvo atışlarda bulunmak…

Hep dile getirilen genel kanı şuydu;

AKP örgütü, eleştirdikçe aslında Yılmaz Büyükerşen'i ve Büyükşehir Belediyesi'ni güçlendirdiğinin farkında değil…

Bu kanı doğruydu, çünkü 2004, 2009, 2014 yerel seçimleri bunu tüm açıklığıyla ortaya koyuyordu…

Hatırlayacaksınız;

AKP 2015 genel seçimi öncesinde de CHP'yi, Eskişehir'de hiç milletvekili olmaması (Kazım Kurt'un belediye başkanı olması, Süheyl Batum'un partiden ihraç edilmesi) ile eleştirmişti…

Zaman zaman da,

Eski genel başkanlarının üslubuna yakın sert ve sıra dışı ifadeler kullandıkları da olmuştu…

***

O aralar, Büyükşehir Meclisi'ndeki AKP'li üyelerin Yılmaz Büyükerşen'i ve CHP'yi çok fazla eleştirmemeleri, daha doğrusu belediye başkanı ve meclis olarak tüm gayretlerini ilçelerine hizmet götürmek olduğu için kendi işlerine bakmaları, bazı kesimler tarafından farklı yorumlandı…

'AKP taktik değiştirdi, Büyükerşen'i ve CHP'yi artık eskisi kadar eleştirmeyecekler…'

Ancak son hafta görüyoruz ki;

Önce milletvekili Salih Koca, sonrasında Odunpazarı İlçe Başkanı Volkan Doğan, son olarak da İl Başkanı Dündar Ünlü yeniden taarruza geçtiler…

***

Eleştiri elbette olacak, olmalı da...

Siyasetin daha doğrusu hayatın içinde, olmazlardan biri de eleştiri…

Özellikle siyasetin vazgeçilmez argümanlarından biri…

O nedenle,

Kimsenin eleştirilemez olduğunu söylemek kadar, kim kimi niye eleştiriyor gibi bir soru sormak da o kadar komik…

***

Bence AKP Eskişehir örgütündeki ana sorunlardan biri şu;

AKP, Eskişehir'de kazanmayı ya da kaybetmeyi, yalnızca kendi stratejileri çerçevesinde düşünüyor…

Daha doğrusu empati yapmıyor…

Kendi doğruları ya da yanlışlarını değerlendirmek kadar, karşıdaki siyasi rakibin özelliklerini de çok iyi tartıp değerlendirmeli…

Elbette bunu, Eskişehir'in sosyo-ekonomik yapısı, toplumsal davranış biçimi gibi, sosyolojik özelliklerini temel alarak yapmalı…

***

Eskişehir, bir çok özelliği açısından Türkiye'de; belki birkaç şehirde daha, belki de hiçbir şehrinde rastlanmayacak özelliklere sahip…

Demografik yapı itibariyle farklı kültürlerden (yerleşik halk, göçlerle gelenler gibi) oluştuğunu söyleyebileceğimiz şehir, kendi özünden gelenler tarafından inşa edilmemiş ya da temsil edilmeyen yapılarla kolay kolay uyum sağlamıyor…

Çünkü çıtası yüksek…

Daha yüksek bir çıta getirmediğiniz sürece, sizi bağrına basmaya çok da sıcak bakmıyor…

AKP, kuruluşundaki ana felsefesi gereği, hiçbir zaman Eskişehir'in özümseyeceği bir fikri yapıya sahip olmadı…

Öyle değildi, öyle olması da beklenemezdi…

Bunun yanında, siyasete kattığı isimlerin, milletvekili adaylarının önemli bir bölümü de ya Eskişehirli değillerdi ya da Eskişehir'e uzak isimlerdi…

AKP Eskişehir'de, inanç ve güven temeline değil, farklı ilişkilere dayalı siyasi bir yapılanma içinde kaldı hep…

***

O nedenle,

Bence AKP'li milletvekilleri ve yöneticiler kendilerini hiç üzmesinler…

Eskişehir'de aşağıya doğru hızla giden ivmeleri, stratejilerindeki yanlışlıklardan değil, şehrin ruhuna uymayan ve hiçbir zaman da uymayacak olan, temel siyasi yaklaşımlarından kaynaklanıyor…

O yüzden canlarını sıkmasınlar, bu kumaştan ancak böyle bir elbise çıkar…

Eskişehir'de tabii…

Başka yerleri bilmem…