AKP Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl'ün imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapan teklif, Devlet Memurları Kanunu'nda değişiklik öngörüyor.

ŞUBE MÜDÜRLERİNE SÖZLÜ SINAV
Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen maddeyle; şube müdürü, tesis müdürü ve basımevi müdürü kadrolarına sözlü sınav, diğer kadrolara ise yazılı sınav sonuçları esas alınarak oluşturulan başarı listeleri üzerinden, tercihleri de dikkate alınarak puan üstünlüğüne göre atama yapılacak. Eşitlik halinde şube müdürü, tesis müdürü ve basımevi müdürü bakımından sırasıyla yazılı sınav puanı yüksek olana, daha üst öğrenimi bitirmiş olana, hizmet süresi fazla olana, diğer kadrolar bakımından ise sırasıyla daha üst öğrenimi bitirmiş olana, hizmet süresi fazla olana öncelik verilecek.

'BAKAN YARGI KARARLARINI UYGULAYACAĞIZ DEMİŞTİ'
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk twitter hesabından yaptığı açıklama ile bu değişiklik teklifine tepki gösterdi. Koncuk açıklamasında şu görüşleri dile getirdi; 'Daha önce şube müdürleri ile ilgili iptal kararlarını bypass etmek için çıkarılmak istenilen, ancak girişimlerimizle durdurulan kanun bir defa daha Cevdet Erdöl tarafından teklif olarak verilmiş. Bilindiği üzere sendika olarak açtığımız davayla 1709 şube müdürü atamasını iptal ettirmiştik. Müsteşar Yusuf Tekin tarafından bazı milletvekillerince TBMM'ye verilen kanun teklifi ile kazandığımız dava etkisiz kılınmaya çalışılmaktadır. Böyle bir rezalet bugüne kadar görülmüş değildir. Müsteşar Yusuf Tekin'in inadı sebebiyle MEB yargı kararlarını uygulamakta direnmekte, kanun çıkararak yargı kararını işlevsiz bırakmak gayreti içindedir. MEB Bölge idare mahkemesine itiraz etmiş, Sn Nabi Avcı yargının verdiği kararı uygulayacaklarını açıklamıştır. Bakan Avcı'nın sözüne rağmen böyle bir kanun teklifi vermek, Bakanın sözünü de havada bırakmak, bir anlamda Bakan Avcı'yı verdiği sözü tutmayan bir kişi durumuna düşürmektir.


'MAZLUMUN AHI İNDİRİR ŞAHI'
Müsteşar Yusuf Tekin şube müdürlüğü konusunu tamamen şahsileştirmiş, dediğim dedik anlayışı ile Sayın Nabi Avcı'yı da ne duruma düşüreceğini hesaba katmadan bencilce davranmaktadır. Daha önce açıklamış olduğu B planı devre dışı kalan Müsteşar Yusuf Tekin, anlaşılan B planından hala ümit kesmiş değildir. Şu yaşananları gördüğümde düşünmeden yapamıyorum, BAKAN MI büyük, yoksa MÜSTEŞAR MI? Yakında göreceğiz, ancak sonuç ne olursa olsun hukuksuzluk kimseyi büyütmeyecektir. Allah doğrularla beraberdir. Mazlumun ahı, indirir şahı.' Aynı zamanda Eskişehir Milletvekili de olan Sayın Avcı'nın, Koncuk'un bu açıklamasına ne yanıt vereceği merak konusu oldu.

*******

KIZILAY BAŞKANI YÜKSEL
GİRGİN KAZA GEÇİRDİ

Türk Kızılayı Eskişehir Şube Başkanı Yüksel Girgin, Kızılay Bolu Şubesi'nin Bolu'da düzenlediği toplantıya katıldı. Geçtiğimiz Cuma günü Eskişehir'e dönmek için buradan yola çıktı. Bolu'nun içindeki bir kavşakta meydana gelen kazada Yüksel Girgin ve Kızılay Tuzla Şube Başkanı Okyay Biçer'in içinde bulunduğu otomobile bir halk otobüsü çarptı. Kazada hafif yaralanan Girgin Bolu Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Aynı günün akşamı hastaneden kendisini taburcu ettiren Girgin Eskişehir'e geldi. Kaza haberini öğrendikten sonra kendisini aradım. Girgin bana, 'Halk otobüsü benim oturduğum sağ kapıdan vurdu. Vücudumda ufak tefek ezikler var. Sağlık durumum iyi. Evimde istirahat ediyorum' dedi. Ben de kendisine geçmiş olsun dileğinde bulundum.

*************

NOSTALJİ

EKMEK GİBİ TEMİZ, SU GİBİ AYDINDI

23 yıl önce. Gazeteci Yazar Uğur Mumcu 25 Nisan 1992 tarihinde Ecza Koop Başkanı Azmi Kerman'ın davetlisi olarak Eskişehir'de bir konferans vermişti.

BEŞ GÜN SONRA
ANACAĞIZ
Bu konferanstan 9 ay sonra 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirmişti. Mumcu, bu hain saldırı sonucu 22 yıl önce aramızdan ayrıldı. Cinayetin failleri hala bulunamadı. 5 gün sonra Uğur Mumcu'yu büyük bir özlem anacağız. Bedri Rahmi Eyüpoğlu, aslında Nazım Hikmet için yazdığı ve ölümünden sonra hep Uğur Mumcu için söylenen 'Yiğidim Aslanım' Türküsü'ndeki 'Ne bir haram yedin ne cana kıydın/Ekmek gibi temiz su gibi aydın/Hiç kimse duymadan hükümler giydin/Döşek diken diken yastık batıyor/ Yiğidim aslanım aman burda yatıyor' dizelerindeki gibi 'Ekmek gibi temiz su gibi aydındı'

ÇIKARCILARIN DÜŞMANI
Uğur Mumcu'nun 'Ben Atatürkçüyüm,/Ben cumhuriyetçiyim,/Ben laikim,/Ben anti emperyalistim, /Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım./Ben özgürlükçüyüm,/ Ben insan hakları savunucusuyum,/Ben, yobazların, vurguncuların, Çıkarcıların düşmanıyım' sözleri ülkeyi bölmek ve karanlığa götürmek isteyenlerin iyice arsızlaştığı bu son süreçte aklımızda hep kalmalı. Ülkeyi bölmek ve Ortaçağ karanlığına götürmek isteyenlere karşı Tam Bağımsız Türkiye'yi savunanlar bugün her zamankinden daha dik ve kararlı durmalıdır.'

****

foto şaka

Başbakan Ahmet Davutoğlu: Bayan Merkel, bizde bu kadar basın özgürlüğü vardır. Bizde ileri demokrasi vardır.
Almanya Başbakanı Angela Merkel: Ahmet Bey sizde ne kadar basın özgürlüğü olduğu cezaevlerinde yatan gazetecilerden belli oluyor.