BİR ADIM ÖTESİNE GEÇİLDİ
Hazır beton kullanımı ve beton sınıfının C25 olması gibi nedenlerle Eskişehir'de binaların sağlam olduğu söyleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz bununla ilgili?
Öncelikle yüzyılın afeti olarak adlandırılan yaşadığımız bu depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ne yazık ki Türkiye'nin büyük bir bölümü deprem tehdidi altında. Daha önceki deprem felaketlerinin sonrasında yıkılan binalarda beton kalitesinin çok düşük olduğu, dere ve deniz kumu kullanıldığı, zemin değerleriyle yapı uyumunun göz önüne alınmadığı görüldü. 1998 yılında yayınlanan deprem yönetmeliğinde 1.ve 2. derece deprem bölgelerinde en az C20 sınıfı beton kullanma şartı zorunlu hale getirilmişti. Eskişehir'imiz de 2. derece deprem bölgesinde yer alıyor. Ancak Eskişehir'de deprem yönetmeliğinin bir adım ötesine geçilerek, zorunlu olan C20 sınıfı betonu C25 olarak değiştirildi. Bu adımın Eskişehir'in konut stoku açısından önemli bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü neredeyse 20 yıl sonra, 2018 yılındaki deprem yönetmeliğinde zorunlu hale gelen C25 sınıfı betonu zaten yıllardır Eskişehir'de kullanılıyor.
2000 SONRASI DAHA FAZLA GÜVEN VERİYOR
İlerleyen süreçte beton sınıfının C30'a çıkarılması gündeme gelebilir deniyor. Beton sınıfı C30'a çıkarılabilir mi ya da çıkarılmalı mı? Buna ilişkin İnşaat Mühendisleri Odası ile bir görüşme ya da toplantı oldu mu?
Yaşadığımız Kahramanmaraş depreminden sonra Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyesi imar müdürlükleri, TMOBB İnşaat Mühendisleri Eskişehir Şubesi'nin aldığı ortak kararla şehrimizdeki inşaatlarda kullanılacak beton sınıfı minimum C30 seviyesine yükseltildi. Çünkü betonun taşıma gücünün yükseltilmesi, deprem kuvvetine karşı binaların en önemli unsurlarından biridir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımızın beyanlarıyla öğrendik ki; deprem bölgesinde yıkılan ve ağır hasar alan binaların yüzde 98'i 2000 yılı öncesinde üretilmiş yapılar. Özellikle Eskişehir adına düşündüğümüzde 2000 yılından sonra yapılan binalar öncekilere göre deprem riski adına daha fazla güven veriyor. Çünkü 2000 yılından sonra hazır beton kullanımı ve nevürlü demir kullanımı zorunlu hale geldi. Ayrıca Eskişehir'in de içinde bulunduğu 19 pilot ilde Yapı Denetim Uygulaması başlatıldı. Kahramanmaraş'ta meydana gelen son depremden etkilenen illerimizin birçoğu yapı denetim uygulamasına 2011 yılında neredeyse Eskişehir'den 10 yıl sonra geçti. Bu yönden bakıldığında da Eskişehir'in bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü yapı denetim sistemi, depreme dayanıklı yapı üretiminin en önemli kilometre taşlarındandır.
GÜVENLİ HALE GETİRİLMELİ
Üç belediye ve İnşaat Mühendisleri Odası arasında yapı stokunun çıkarılmasına ilişkin imzalanan protokol hakkında ne düşünüyorsunuz?
Elbette önemli bir adım olarak görüyoruz. Acil olarak yapı stokumuz 2 kısma ayrılarak 2000 yılından önce üretilen konutlarımız incelenmeli ve depreme karşı güvensiz görülen binalar belli bir plan dahilinde güçlendirilerek ya da yıkılıp yeniden yapılarak güvenli hale getirilmeli. Bunun dışında çok önemli bir mesele de kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşüme hız verilmeli, parsel bazlı uygulamaların yanında, ada bazlı ve mahalle bazlı yenileme çalışmaları yapılmalı. Ayrıca kullandığımız araçlar nasıl iki yılda bir muayeneden geçiriliyorsa, özellikle altında işyeri olan binaların belirli zaman aralıklarıyla kontrol edilmesi gerekiyor. Çünkü ne yazık ki deprem bölgesinde yıkılan birçok binada kolon kesildiğini görüyoruz. Öte yandan üzülerek ifade etmeliyim ki, yaşadığımız sıkıntılı olayları çok çabuk unutma gibi bir huyumuz var. Bu sebeple tüm kurumlarımızı ve halkımızı deprem bilinci açısından her daim dinamik tutmak adına, afet bakanlığı kurulmasının ülkemiz açısından elzem olduğunu düşünmekteyiz. Bir kez daha deprem sebebiyle hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarını kaybedenlere sabır, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Umuyorum ki depremin yaralarını en kısa sürede ve elbirliğiyle sarabiliriz. MELTEM KARAKAŞ
Editör: TE Bilisim