Cumhuriyet Devletinin kuruluşundaki Atatürk ilkelerinden ve devrim kanunlarının en önemlilerinden biridir, 1925 tarihli Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Seddine ve Türbedarlar ile Bazı Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun…
Ne gariptir ki, TBMM'ne teklifi veren Konya milletvekili Refik Koraltan'dır…
Sonrasında 1950 yılında CHP henüz iktidardayken, türbelerin tamir edilerek açılması kabul edilince kanun nispeten değişikliğe uğramış, 1982 anayasanın 174. maddesine göre anayasaya aykırılığı iddia edilip iptal edilemeyecek kanun arasında kabul edilerek koruma altına alınmış…
Diyeceksiniz ki, nereden çıktı şimdi bu mesele?
Bugün manşet haberimizde de konu edildiği üzere Milli Eğitim Bakanı ve Eskişehir milletvekili Nabi Avcı, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada; Eskişehir'e yapılacak yatırımların Türk Dünyası Kültür Başkenti Vakfı aracılığıyla devam edeceğini açıkladı…
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da, dün yazılı bir açıklama yaparak Bakanın bu sözlerine cevap verdi…
***
Bakan Avcı, genel seçimlerin ardından Eskişehir'de aldıkları sonuçla hayli büyük bir hayal kırıklığı yaşamış olmalı ki, 'az laf çok iş' düsturundan vazgeçip, 'çok iş çok tanıtım' düsturunu hedef olarak koydu partililerin önüne…
Bir kere, Eskişehir'de şunu herkes sevinerek kabul eder ki,
Çok tanıtım yapılabilmesi için çok iş yapılması gerekir…
Çok iş yapmayıp çok tanıtım yapmaya kalkarsanız, yeni stadyumu geçtiğimiz 19 Mayıs'ta hizmete açılacağını duyurmak ve sonrasında kulak üzerine yatmak gibi hoş olmayan durumlarla karşılaşırsınız…
Neyse işin bu tarafına sonra yine değineceğiz…
Biz gelelim, bundan sonra Eskişehir'e hizmetlerin Türk Dünyası Kültür Başkenti Vakfı (TDKBV) aracılığıyla yapılacağı şeklindeki bakan Avcı'nın sözlerine…
***
Şüphesiz Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı bu sözleri, TDKB Vakfı'nı Eskişehir'e daha çok hizmet getirmenin araçlarından biri olarak gördüğü için söyledi…
Ancak zaten 2013 Türk Dünyası Kültür Başkentliliği süreci, etkinliklerin düzenleyen ajansın iş ve işlemleri, 2013 yılının sonunda kapatılması gerekirken 2014 yılına sarkıtılması, ardından da Kanunla belirtilen kapatma prosedürleri sonucunda kalan mal ve nakit varlığının İl Özel İdaresi ile Büyükşehir Belediyesi'ne aktarılması zorunluluğu nedeniyle apar topar kurulan bir vakfa aktarılması, akıllarda bir sürü sonu işareti yaratmıştı…
Zaten 2013 TDKB etkinliklerinden şehir halkı beklediğini bulamamış, yalnızca yeni stadyum için aktarılan bütçe akıllarda kalmıştı…
Aslına bakarsanız, Eskişehir'e bu yolla yeni bir stadın kazandırılması ve daha da önemlisi, mevcut stat arazisinin TOKİ'nin insafına bırakılmayıp Kent Meydanı olarak değerlendirilmesi bile son derece önemli hizmetlerdi…
Vakfın bütçesinin ne olduğu, ne kadarlık bir malvarlığına sahip olduğu bilinmiyor…
Bununla birlikte Bakan Avcı, bundan sonraki hizmetlerin Eskişehir'e Vakıf aracılığı ile geleceğini söylüyorsa ve bunda da ciddiyse,
Bu demektir ki;
Bu Vakfın yıllık en az 150-200 milyon liralık bir bütçesi var, her yıl da böyle devam edecek…
Bir diğer soru da şu;
Örneğin Eskişehir'in en acil sorunlarından biri olan 'Gerçek bir çevre yolu' yatırımı (Kuzey-Güney Çevre Yolları) Vakıf aracılığıyla yapılabilecek mi?
Önemli bir mali bütçe gerektiren böyle bir yatırımı Vakıf mı yapacak?
***
Hülasa,
Benim Bakan Avcı'nın bu sözlerinden anladığım şudur;
Hizmetler Vakıf sayesinde gelecekse,
Demek ki Eskişehir'e bundan böyle dişe dokunur bir yatırım gelmeyecek…
Bakan'ın bu sözleri;
AKP iktidarının Eskişehir'e yapacağı yatırım ve hizmet vaatlerini 'küçültmekten' başka bir anlamı olabilir mi?
Bu Vakıf Eskişehir'e hangi bütçeyle TC Devletinin yapacağı hangi yatırım ve hizmeti getirebilir, söyler misiniz?