Dost sohbetlerinin konusu oldu, çok da yazıldı siyasilerin dil sürçmeleri.

TDK'ye göre, ağızdan yanlış söz çıkması, sürç-ü lisan,

Söz ya da yazıyla belirtilmek istenen bir düşüncede, kimi sözcüklerin istenmeden araya girmesi, anlamını değiştirmesi,

Ruhsal çözümcülere göre, sözde meydana gelen yanılgı, bilinçaltında tutulmaya uğraşılan bir duygu, bir dilek ya da düşüncenin ortaya çıkışıdır.

Freud, bunun tesadüf olmadığını, bilinçaltının konuştuğunu söylüyor.

'Dil sürçmesi yoktur, beyin sürçmesi vardır.'

***

Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu kısa zamanda dil sürçmesinin efsanesi olmaya namzet.

14 Ekim'de Show TV'de 'Başbakan ile Özel' programında konuştu:

'…Onların (DAEŞ'in) kafasındaki İslam ile Türkiye'de yaşanan İslam arasında 180 değil, 360 derece fark var…'

Etrafında 360 derece dönersen, aynı istikamete gelirsin.

***

23 Ekim'de Ankara'da Hak-İş Konfederasyonu Genel Kurulu'nda seslendi:

'…Nerede zalim varsa onun yanında olacağız…'

***

22 Ekim'de Urfa'da konuştu:

'…DAEŞ ne kadar nankörse, alçaksa; PKK'da o kadar alçak, hain ve korkaktır…'

TDK sözlüğüne göre nankör; iyilik gördüğü kimseye hainlik yapan, aldığı yardımı inkar eden anlamına geliyor.

DAEŞ'e yardım mı edildi? DAEŞ nankör(!) mü gerçekten?

***

13 Mayıs'ta Kütahya'da konuştu:

'Adnan Menderes asılırken CHP neredeydi, MHP neredeydi?'

Menderes 1961'de asıldı.

MHP 1969'da kuruldu.

***

Bir de Eskişehir sayfası var dil sürçmelerinin. 'Eskişehir adama doğruyu söyletir.' özlü sözü kazandırıldı sosyal kültürümüze.

7 Mart 2014'te Eskişehir'de konuşan (o zamanki) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şöyle seslendi Kılıçdaroğlu'na:

'…Sen, benim evlatlarıma helal lokma yedirmediğim halde, evlatlarıma haramdan bahsedecek kalitede değilsin…'

***

Bazen de yazıyla oldu sürç-ü lisan.

28 Ekim'de AKP'li Seyitgazi Belediye Başkanı ilçedeki çocuklara dağıttığı kırtasiye malzemelerinin konulduğu torbaların üzerine 'Gelecek için çalışıyoruz.' yazdırmak istedi. Kağıt torbaların baskısında bir 'ofset sürçmesi' yaşandı:

'Gelecek için çalıyoruz!'

***

Bir Eskişehirlinin de etkisi görüldü:

17 Aralık'ta CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel, TBMM Genel Kurulu'nda 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili bir konuşma yaptı. AKP Grup Başkanvekili İlknur İnceöz sataşma gerekçesiyle söz aldı, kürsüye çıktı ve Yüksel'e cevap verdi:

'…Biz hırsız değiliz demiyoruz…'

Alkışlandı tabii ki!

***

Enam Suresi, 22. ayette 'Allah, onların dillerini çözüp doğruyu söyletir.' diyor.

Kültürümüzde de 'Dervişin fikri neyse, zikri de odur.' diye bir söz var.

Çağımızın günlük koşturmacasından yorulan beyinlerin doğal sonucu olarak, herkesin dili sürçebilir. Ama sizler ülkenin önde gelen insanlarısınız. Sizin dilinizin sürçmesi, telefonla konuşurken kapı zili çalınca 'Kim o?' yerine 'Alo!' demeye benzemez.

***

Belki 'yolcu ve şoför diyalogları' biraz neşemizi getirir:

'Şoför bey, mükemmel (müsait diyecek) bir yerde inebilir miyim?'

'Buyurun, size layık değil ama…'

'Şöfür bey, müsait bir yerde iner misiniz?'

'Niye? Sen mi kullanacan?'

'Kaptan, orta kapıyı rica edebilir miyim?'

'Buyur götür, senden kıymetli mi?'

***

En iyisi biz de burada 'kesimizi seselim!'

'Her ne kadar sürç-ü lisan ettiysek affola.'