Emek ve Demokrasi Platformu, Yediler Parkı'nda bir araya gelerek 2025 yılı için açıklanan asgari ücrete tepki gösterdi. Platform adına basın açıklamasını yapan Zeynep Kaya, belirlenen asgari ücretin "işçi ve halk düşmanlığı" olduğunu savundu.
"YOKSULLUK SINIRI 70 BİN TL İKEN BU ÜCRET KABUL EDİLEMEZ"
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından açıklanan net 22 bin 104 TL ve brüt 26 bin 5 TL'lik asgari ücretin, işveren kesimi ve hükümet tarafından herhangi bir müzakere yapılmadan belirlendiğini vurgulayan Kaya, “bugün için yoksulluk sınırındaki yaşamın maliyeti asgari 70 bin TL iken açıklanan asgari ücretin anlamı işçi düşmanlığıdır, halk düşmanlığıdır. Kimsenin şüphesi olmasın ki hükümet, asgari ücreti belirlerken işverenlerin çıkarını gözetti; uluslararası sermaye çevrelerine verdiği yüzde 30’luk artış sözünün gereğini yaptı. Bu asgari ücret işçiyle, ücretliyle, dar gelirliyle dalga geçmektir, milyonları yoksulluktan öte açlığa mahkûm etmektir” ifade etti.
"YÜZDE 30 ARTIŞ AÇLIKTAN ÖLÜN DEMEKTİR"
TÜİK'in resmi enflasyonunun yüzde 46 ve vergi ve harçlardaki yeniden değerleme oranının yüzde 44 olduğu koşullarda, yüzde 30'luk bir artışın "açlıktan sürünün, ölün" anlamına geldiğini savunan Kaya, “ geçtiğimiz yıl asgari ücrete 5600 lira artış yapılmış iken, yıl boyunca asgari ücretin alım gücü 7500 lira azaldı. Bu kayıp telafi edilmediği gibi asgari ücret geçen senekinden bile az, 5100 lira artırıldı” ifadelerini kullandı.
"ASGARİ ÜCRET ORTALAMA ÜCRETE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ"
Türkiye'de ücretli çalışan sayısının 15 milyonun üzerinde olduğunu ve çalışanların en az %50'sinin asgari ücretle veya asgari ücrete yakın ücretlerle çalıştığını belirten Kaya, “Bu orana kayıt dışı olarak asgari ücret altında çalışmak zorunda kalanları; ezici çoğunluğu asgari ücretin altında maaş alan 16 milyon emekliyi de eklediğimizde asgari ücretin toplumsal yaşamdaki anlamı daha iyi anlaşılacaktır. Asgari ücret ülkemizde ortalama ücrete dönüştürülmüştür. Bu nedenle Türkiye dünden bugüne daha fazla açlar ve yoksullar ülkesidir” Bunun tek adam rejiminin bilinçli bir tercihi olduğunu iddia etti.
"ÇÖZÜM ÖNERİLERİ"
Kaya, yüksek enflasyon koşullarında yılda bir kez asgari ücret belirlenmesinin çalışanları açlığa mahkûm etmenin bir yöntemi olduğunu belirterek, şu taleplerde bulundu:
Asgari ücretin yılda en az 4 kez insanca yaşam standartlarına göre güncellenmesi.
Asgari ücret artışlarında TÜİK'in gerçek dışı enflasyon oranları yerine, en az 4 kişilik bir ailenin aylık insani ihtiyaçlarının dikkate alınması.
En düşük emekli aylığının da asgari ücretten düşük olmaması.
Kaya, kaynak olmadığını iddia edenlere karşı, büyük sermaye gruplarına vergi affı getirilmemesi, vergide adalet uygulanması, yandaş kayırmaktan vazgeçilmesi, Suriye'deki cihatçı çetelerin beslenmesine son verilmesi ve tarikat ve cemaatlere kaynak aktarılmaması gerektiğini söyledi. Bu şekilde davranıldığında ülke kaynaklarının herkese yeteceğini ve kimsenin aç sefil kalmayacağını ifade etti.