Eskişehir'de 29 Ekim Kadınları Derneği, Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 90. yıl dönümünde anlamlı bir yürüyüş gerçekleştirdi. Kadın bandosu eşliğinde Ulus Anıtı'ndan Köprübaşı Adalar'a kadar uzanan yürüyüşte, çok sayıda kadın bir araya gelerek, kadınların siyasi hayattaki eşitsizlikleri bir kez daha gündeme getirildi. Yürüyüşte konuşan 29 Ekim Kadınları Derneği Eskişehir Şubesi Genel Başkanı Şenal Sarıhan, “Hak ihlali ile karşılaştığımız her yerde ve durumda yüksek sesle ‘Hayır’ demeye devam edeceğiz” dedi.
KADINLAR SİYASETTE EŞİT DEĞİLLER
Etkinlikte, 29 Ekim Kadınları Derneği Eskişehir Şubesi Genel Başkanı Şenal Sarıhan bir basın açıklaması yaptı. Sarıhan, yaptığı açıklamada, “Türk kadınlarının siyasi hakları elde etmelerinin üzerinden 90 yıl geçtiğini hatırlatarak, “Bugün Anayasal bir engel olmamasına karşın, kadınlar siyasette eşit olarak söz ve yetkiye sahip değiller. Anayasa’nın “ Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10. Maddesinde,” herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep, ve benzeri nedenlerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu” ifade ediliyor. Aynı maddede “ kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesinı sağlamakla yükümlüdür.” denilerek, devlete sorumluluk veriliyor. Eşitliğin sağlanması konusunda alınacak önlemlerin, eşitlik ilkesine aykırı olmadığı ayrıca belirtiliyor. ” Son iki hüküm, Türkiye kadın hareketinin bir başarısı olarak Anayasa’ya girmiş bulunuyor. Yine Anayasa’da “Siyasi Haklar ve Ödevler “ başlığı altında , “seçim kanunlarının temsilde adalet ilkesine bağlı kalınarak düzenlenmesi” emrediliyor” diyerek kanunları hatırlattı.
KADINLARIN TEMSİLİ YETERSİZ
Yasalarda belirtilen eşitliğe rağmen, pratikte bu eşitliğin sağlanamadığını belirten Sarıhan, ”Tarafı olduğumuz BM Kadınların Siyasal Haklarına İlişkin Sözleşme, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), Pekin Deklarasyonu ve son olarak fesih işlemine karşın yürürlükte olduğuna inandığımız İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası belgeler, her iki cinsin kamusal görevlerde eşit temsili konusunda tüm imzacı devletlere sorumluluk yüklüyor. Ancak, yasalardaki bu pembe tablo, yaşamın içine yansımıyor. 1935 seçimlerinde parlamentoda %4.6 olan kadın oranı bugün hala % 30 lara dahi çıkamıyor. Kadınlar, kotalarla değil %50 eşit temsille var olmak istedikleri parlamento ve yerel meclisler de hala azınlıktalar. 2023 seçimlerinde TBMM’nde yer alan 600 vekilin yalnızca 121’i’ kadın” şeklinde konuştu.
DESTEKTEN YOKSUN KALIYOR
Sarıhan, siyasi partilerin kadınları seçilebilecek sıralara yerleştirmediğini belirterek, “Eşitlikçi olduğunu iddia eden partiler dahi, listelerde kadınları seçilebilecek sıralara yerleştirmiyorlar. Aynı anlayış, yerel yönetimlere ve devlet yönetimine de aynen yansıyor. Bu durum, ataerkil bakış açısının bir sonucu olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin hala sürmekte olduğunun bir kanıtıdır. Kadın kuruluşlarının ve genelde kadınların eşitlik mücadelesi, topyekün bir destekten yoksun kalıyor” ifadelerini kullandı.
SORUNUN ÇÖZÜMÜ MÜMKÜN DEĞİL
Sarıhan, kadınların parti organlarında da eşit temsilden yoksun olduğunu ifade etti. Partilerdeki yönetim görevlerinin erkekler tarafından doldurulduğunu ve kadınlara “kadın-işi” olarak görülen görevlerin verildiğini belirten Sarıhan, “Parti yönetimleri kadınları siyasi özne olarak görmedikçe, karar organlarında eşit temsili sağlamadıkça, kota anlayışını terk edip, fermuar sistemi ile her iki cinse eşit seçilme hakkı tanımadıkça bu sorunun çözümü mümkün olmayacaktır” öne sürdü.
KADINLAR EŞİTLİĞİ SAĞLAYACAK TEMEL GÜÇTÜR
Kadınların dünyada yapılan işlerin %70’ini yapmalarına rağmen refahtan yalnızca %1 oranında yararlandıklarını hatırlatan Şenal Sarıhan, siyasette de %10’un altında temsil edildiklerini söyledi. “Kadınlara yasa üzerinde hak vermek yetmiyor. Temsilde adaleti sağlamak için bütüncül politikalarla, olumlu ayırımcılık yaparak, fırsat öncelikleri sağlayarak özel önlemler almak gerekiyor” ifade etti.
Son olarak, eşitliği sağlayacak temel gücün kadınlar olduğunu vurgulayan Sarıhan, “Hak ihlali ile karşılaştığımız her yerde ve durumda yüksek sesle ‘Hayır’ demeye devam edeceğiz. Mücadelenin kazandıracağını biliyoruz. 1923’lerde Nezihe Muhittin, Latife Bekir, Sabiha Zekeriya Sertel’in başkanlığında kurulan Kadınlar Halk Fırkası’ndan bu yana çok yol aldık. Halide Edipler’den aldığımız güçle, dayanışarak yılmadan kazanacağımıza inanıyoruz” basın açıklamasının ardından 29 Ekim Kadınları Derneği Eskişehir Şubesi üyeleri ve kadın bandosu, Ulus Anıtı'ndan Köprübaşı Adalar'a kadar düzenlenen bir yürüyüşle etkinlik sonlandı.