Eğitim Sen Eskişehir Şube Sekreteri Süreyyna Üner, Eskişehir'deki üniversitelerde yaşanan sendika temelli tartışmalar ve atamalar konusunda sert eleştirilerde bulundu. Eğitim Bir Sen ve Türk Eğitim Sen arasındaki çekişmeleri "kayıkçı kavgası" olarak nitelendiren Üner, her iki sendikanın da liyakatten uzak, siyasi ilişkilerle koltuk kapma yarışına girdiğini iddia etti.
Üner, "Siyasi iktidara sırtını dayayan Eğitim Bir Sen ile iktidar ortağı Türk Eğitim Sen arasında Eskişehir’deki üniversitelerin yönetimleri konusunda kayıkçı kavgası yaşanmaktadır" diyerek, her iki sendikanın da üniversitelerdeki kadrolaşma süreçlerinde benzer yöntemleri kullandığını öne sürdü. Üner, özellikle Türk Eğitim Sen 2 Nolu Şube Başkanı'nın son dönemde yaptığı açıklamaları eleştirerek, "Sayın başkan, bugün ne değişti de açıklama yapma gereği duydunuz? Geçmişte aynısını yapmadınız mı?" sorusunu yöneltti.
"LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMEZ!"
Üner, Eğitim Bir Sen'in hem üniversitelerde hem de milli eğitimde koltuk kapma çabalarının artık sıradan hale geldiğini belirterek, Türk Eğitim Sen'in de geçmişte benzer şekilde hareket ettiğini hatırlattı. Her iki sendikanın da liyakat kavramını göz ardı ederek, yalnızca kendi adamlarını kollamak için mücadele ettiğini savunan Üner, "Yetkili oldukları üniversitelerde sadece siyasetle ilişkisini kuran bu iki sendika için liyakat diye bir dert yoktur" dedi.
"ÜÇ ÜNİVERSİTEMİZDE PERSONELİN HAKLARI GERİ PLANDA KALDI"
Üner, Eskişehir'deki üç üniversitede (Anadolu Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi) idari ve akademik personelin sendikal haklarının ve işyeri sorunlarının geri planda bırakıldığını, bunun yerine personelin psikolojik şiddete maruz kaldığını belirtti. Üner, "Her iki sendika yerden yere vurulan ve hakları gasp edilen tüm üniversitelerdeki personelin dertlerinden bihaber" diyerek, sendikaların üniversitelerdeki sorunlara yeterince duyarlı olmadığını ifade etti.
"TÜRK EĞİTİM SEN, TARİHE BİR BAKSIN!"
Eğitim Sen Şube Sekreteri Üner, Türk Eğitim Sen yönetimini yakın tarihe bakmaya davet ederek, üniversitelerde liyakat ve hukuk ilkelerinin göz ardı edilmesi, akraba kadrolaşması ve seçime özel kadro ilanlarının rutine dönüşmesi gibi konularda neden sessiz kaldıklarını sorguladı. "Ehliyet ve liyakatin, hukuk ilkelerinin kapı dışarı edildiği bir dönemde, sesiniz niye çıkmadı?" diye soran Üner, her iki sendikanın da birbirinden farkı olmadığını savundu.