Tezcan Gökçe’nin babası Recep Gökçe’nin “Karanlığın içinden kül yağıyordu” sözlerini hatırlatan Tiftikçi, “Onun sözleri önüne geçemezsek Sakarya Vadisi’ndeki yaşam tarzının habercisi” dedi.
Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu üyeleri Koza Altın İşletmeleri AŞ tarafından Sarıcakaya’da yapılmak istenen altın gümüş madeni projesine karşı bölge halkına yönelik bilgilendirme toplantılarına devam ediyor. Sarıcakaya’nın Laçin Mahallesi’nde yöre halkıyla bir araya gelen platform gönüllülerinden Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği (ESÇEVDER) Başkan Yardımcısı Fatma Filiz Özkoç, ESÇEVDER üyeleri Hüseyin Gül, Nursel Derinöz, TEMA Vakfı’ndan Metalik Maden Alanında Kıdemli Savunuculuk Koordinatörü Onur Küçük, Çevre Mühendisi Ozan Devrim Yay, Umut-Sen İl Temsilcisi Cevat Aydemir, Sol Parti İl Başkanı Avukat Mert Yedek, Tiyatro Sanatçısı Latif Tiftikçi, Yüksek Ziraat Mühendisi Zevaiddin Özcan, Eskişehir Bilecik Tabip Odası’ndan (EBTO) Doktor Mehtap Yıldız madenin doğada yaratacağı kalıcı tehlikelerini anlattı.
HUKUKİ ZAFER DUYURULDU
Platform gönüllüleri tarafından bölge halkına yönelik yapılan açıklamalarda, TEMA Vakfı tarafından açılan dava sonucu Eskişehir İdari Mahkemesi’nin Sarıcakaya Bilalhabeşi Mahallesi’nde yapılmak istenen Altın ve Gümüş Madeni Açık Ocak İşletmesi projesine yönelik yürütmeyi durdurma kararı verildiği duyuruldu. Mahkemenin, maden çalışmalarının hukuka aykırılığını ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğurabileceğini tespit ederek, itiraz yolu kapalı olmak üzere aldığı karar detaylarıyla Laçin Mahallesi sakinlerine anlatıldı. ‘ÇED gerekli değildir’ kararının iptal edilmesi için gönüllü tüm kurum ve kuruluşların hukuki mücadeleye devam edeceği vurgulanan toplantıda platform üyeleri tek tek söz aldı.
HATALAR VE EKSİKLER…
TEMA Vakfı’ndan Metalik Maden Alanında Kıdemli Savunuculuk Koordinatörü Onur Küçük, bölgedeki maden çalışmalarına yönelik harita üzerinden detaylı bilgi verdi. Madenin 22 hektarda yapılacağı ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Küçük, proje tanıtım dosyasındaki hataları ve eksikleri anlattı. Dosyada ‘Projenin etrafında su alanı yoktur’ ifadelerinin yer aldığını söyleyen Küçük, “Bu bölgeyi bilen sizlersiniz, Sakarya Nehri geçiyor. Aynı zaman açık ocak etrafında iki tane dere var. Sarıcakaya’da su varlığının bulunmadığını söylemek son derece abes bir durum. ‘Bu bölgede tarımsal üretim, tarım alanı yoktur’ deniliyor dosyada. Bizim bildiğimiz buradaki insanların çoğu zaten tarımsal üretimle geçiniyorlar” dedi.
İKİ FACİAYI BİRDEN HATIRLATTI
Tiyatro Sanatçısı Latif Tiftikçi, Karaman’ın Ermenek ilçesindeki kömür ocağında 2014 yılında mahsur kalan 18 işçiden Tezcan Gökçe’nin anne ve babasının acı bekleyiş sırasında yaşadıklarını ve 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 işçinin öldüğü, 162 işçinin yaralandığı Soma Faciasını anlattı. Soma’nın ülkemizdeki en büyük maden facialarından biri olduğunu vurgulayan Tiftikçi, “Termik santralin hemen dibindedir, bu madenin olduğu bölge. Sonunda 301 işçi öldü 6 ay sonra da Ermenek’te maden kazası ve çok sayıda kişi hayatını kaybetti. O ölenlerden biri Tezcan Gökçe’nin babası da Recep Gökçe, gazetelere çok konu oldu, yoksulluğundan çok dem vuruldu. Hatta annesi ‘Benim oğlum yüzme bilmezdi, suyun içinde ne yaptı’ demişti de gazetelere geçmişti” dedi.
KARANLIĞIN İÇİNDEN YAĞIYORDU
Baba Recep Gökçe’nin termik santralle ilgili anlattıklarını Laçin sakinlerine hatırlatan Tiftikçi, “Babaya sordular ‘Sizin burada yaşam nasıldır?’ diye. Recep amca da diyor ki belki yüzlerce defa okudum. Onun sözleri belki de eğer önüne geçemezsek önlem alınmazsa bizim buralarda Sakarya Vadisi köylerindeki yaşam tarzının bir habercisi gibi geliyor bana. Diyor ki Recep amca, ‘Bizim burada rüzgar estiği zaman termik santralin kül barajından kalkan küller üzerimize doğru geliyor. Karanlığın içinden bile kül yağıyor üzerimize. Sanki bir karanlığın içinde yaşıyoruz burada. Hep kül ve toz yağıyor. Her yer gri, kara… Burada ağaçlar bile kara. Kömürün tozu, termik santralin külü üzerlerine yapışmış kalmış sanki devrileceklermiş gibi duruyor. Burada güneş doğruca yüzünü bile gösteremiyor. Birazcık görünse hemen kaçıveriyor sonra’ demiş Recep amca. ‘Hep akşam gibi yaşıyoruz, her yer gri, kara. Böyle sanki zifir gibi’ diyor. ‘Bizim burada çocuklarımız sabahları işe gittiklerinde biz her sabah arkalarında dualar ediyoruz her evde. Akşam eve sağa salim gelebilsinler diye.’” diyerek madenin ve maden faciasının insanların hayatında bıraktığı izleri hatırlattı.
BÖLGE SAKİNLERİ: ŞİDDETLE KARŞIYIZ
ESÇEVDER Başkan Yardımcısı Fatma Filiz Özkoç, “Biz her zaman yanınızdayız, her zaman bu bölgedeyiz” dedi. Toplantıyı takip eden vatandaşların kulaktan dolma bilgilerle maden konusuna uzak kalmamaları gerektiğini vurgulayan Özkoç, “Biz konunun uzmanlarını getirelim, onlar anlatsın, onlardan dinleyelim istedik. Başarılı olduğumuzu da düşünüyorum. Bu iş Atalan-Alpagut’la başladı ama sonra Sarıcakaya da işin içine girdi. Sarıcakaya’da yapılacak maden yürütmesi durduruldu ama daha mücadelemiz devam edecek” diye konuştu. Vatandaşlara madene yönelik düşüncelerini soran Özkoç, bölge sakinlerinden “Bizim maden konuyla ilgili bilgimiz yoktu. Sizin gerçekleştirdiğiniz toplantılarla konu hakkında bilgimiz oldu. Teşekkür ederiz. Bölge olarak bu madenin yapılmasına şiddetle karşıyız” yanıtlarını aldı.