Eğitim İş Eskişehir Şube Başkanı Hüseyin Yurtman, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle başka bir eğitim binasına taşınan okullarda sistemsel sorunların yaşandığına dikkat çekerek, “İkili öğretimden öte vardiyalı okullar oluşturduk. Bir okul binasında iki tane müdür var. Sabahtan biri müdürlük yapıyor öğleden sonra başkası yapıyor” dedi.

Eğitim İş Eskişehir Şube Başkanı Hüseyin Yurtman, ES TV’de canlı yayınlanan Ekstra Gündem programında Sonhaber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ayşegül Hümmet’in konuğu oldu.

ENERJİ TASARRUFU BAHANE

Hamamyolu’nda gerçekleştirdikleri eğitimde karanlığa hayır eyleminden bahseden Yurtman, “AK Parti Hükümeti 2016 yılından beri aslında coğrafi ve bilimsel temeli olmayan kalıcı yaz saati uygulamasını sürdürüyor. Özellikle kış aylarında bu uygulama büyük sıkıntı yaratıyor. Bizim senelerdir söylediğimiz okul, derslik sayısının artırılması, ikili öğretimden vazgeçilmesi; iktidar söz verdiği halde gerçekleşmediği için ikili eğitim yapan okullarda sabah okula giden öğrencimiz güneş doğmadan karanlıkta, soğukta velileriyle beraber yollara düşüyorlar. O saatte kalkan çocuk uykusunu alamadığı için kahvaltı etmiyor, birçok öğrencimiz okula aç geliyor. Bunun sonucu olarak sabah ilk saatlerimiz çok verimsiz geçiyor, hem öğretmen açısından hem öğrenci açısından. Aynı şeyi öğlenci öğrencilerimiz akşam saatlerinde yaşamaktalar. Bu hem güvenlik sorunu yaratıyor; trafik kazaları da o saatlerde daha fazla oluyor. Tüm bu sorunları iktidarın dayatmasından dolayı yaşamaktayız maalesef. Biz Eğitim-İş sendikası olarak eğitimin aydınlıkta olduğunu söylüyoruz. İktidar bu uygulamayı hala diretiyor. Gerekçe olarak da enerji tasarrufu gündeme getiriliyor ama ortada hiçbir veri yok enerji tasarrufu anlamında. Çocuklar sabah o saatte okula giderken yine ışıklar yanıyor, ısıtma sistemleri çalışıyor. Bilimsel temeli olmayan milli eğitimi ve milli ekonomiyi baltalayan bu uygulamadan vazgeçilmeli” diye konuştu.

FETÖ’DEN NEDEN DERS ALMADIK?

AK Parti hükümeti döneminde 9 milli eğitim bakanının görev yaptığını ve her görev değişikliğinde sistemin değiştiğine dikkat çeken Yurtman, “Değişmeyen tek şey var: Eğitimin gericileştirilmesi, ticarileştirilmesi sürdürüldü. Yusuf Tekin bakan zamanında da bu durumun zirve yaptığını görmekteyiz. Sayın bakan geçen yaptığı bütçe konuşmasında talihsiz diyeceğim ama bilerek yapılan bir konuşmaydı bir suçun itirafıydı, biz öyle görüyoruz: Siz onlara cemaat, tarikat diyorsunuz ama biz STK diyoruz, onlarla protokoller yaptık, yapacağız da dedi. Açıklamanın en talihsiz yeri de niye karşı çıkıyorsunuz bunlar çocukların dağa çıkmasını engelledikleri için mi gibi bir cümle kurdu. Biz bunu esefle karşılıyoruz. Koskoca ülkemiz çocukların dağa çıkmasını engellemek için derneklere, vakıflara mı kalmıştır? Ülkemiz yakın geçmişte bir FETÖ belası yaşamıştır, hiç mi buradan ders alınmamaktadır? Bu ülkenin 1 milyonun üzerinde öğretmeni var, 200 bin civarında özel okullarda çalışan öğretmeni var ve atama bekleyen de 700 bin civarında öğretmenimiz var. Bizim 2 milyonun üzerinde bir eğitim ordumuz var. Ne idüğü belirsiz, pedolojik eğitimi olmayan insanlara ihtiyacı yok eğitimin” ifadelerini kullandı. ÇEDES Projesi’nin geçtiğimiz temmuz ayında imzalandığını ve İzmir ile Eskişehir’in pilot il seçildiğinde ilk karşı çıkan sendika olduklarını belirten Yurtman, “Kesinlikle karşıyız. Öğretmenlik mesleğine bir hakaret olarak kabul ediyoruz” dedi.

ZAMLAR ELİMİZE GEÇMEDEN ERİDİ

Öğretmenlerin yıllardır emeğinin karşılığını alamadığını söyleyen Yurtman, “İktidar her ne kadar enflasyon karşısında ezdirmiyoruz dese de, enflasyonun altında bütün memurlar gibi eğitim emekçileri de ezilmektedir. Öğretmen emeklileri açlık sınırının altında çalışan emekçilerimiz ise yoksulluk sınırında bir maaş dahi alamıyor. Bu ayın 15’inde zamlı maaşlarımızın yüzde 49,25 civarında artışla alacağız. Büyük bir rakammış gibi gözükmesine rağmen bunun yüzde 34’lük kısmı TÜİK’in makyajladığı, düşük gösterdiği enflasyon farkı. Toplu sözleşmemizden gelecek olan rakam sadece yüzde 15’tir. Bu rakamlarla bizim geçinmemiz mümkün değil. Zaten elimize geçmeden gelen zamları görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Eskişehir miniklere iklim değişikliği eğitimi Eskişehir miniklere iklim değişikliği eğitimi

Okulların depreme dayanıksız olduğunu vurgulayan Yurtman, şunları söyledi: “1999 depremin ardından yaklaşık 20 senedir maalesef depreme yönelik bir deprem hazırlığımız yapılmadı. Okul binaları yetersiz, fiziki koşulları yetersiz. Ancak geçen yıl deprem kendini hatırlatınca acilen okul taşımaları başladı. Mesela Yunus Emre Teknik Anadolu Lisesi yıllardı bu okul binası yıkıldı, yapılmıyor. Öğrenciler üç ayrı okulda. Baksan Mesleki Eğitim Merkezi binası yıkıldı şimdi onlar Devlet Malzeme Ofisi Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde eğitim görmeye çalışıyorlar. Eskişehir Anadolu Lisesi, İkram Cirit Anadolu Lisesi ile aynı binayı kullanıyor. Osmangazi İlkokuluyla Ortaokulu aynı binayı kullanıyor. Sami Sipahi Ortaokulu şu anda Orgeneral Halil Sözer’deler. Gündüzalp Ortaokulu 24 Kasım Ortaokulunda eğitim görmeye devam ediyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün. İkili öğretimden öte vardiyalı okullar oluşturduk. Bir okul binasında iki tane müdür var. Sabahtan biri müdürlük yapıyor öğleden sonra başkası yapıyor. Eskişehir Anadolu Lisesi’nden öğrenci, Söğütönü’ne gidiyor şimdi İkram Cirit Anadolu Lisesi’ne gidebilmek için. Ulaşımı ayrı bir dert, veli ayrı bir sorun yaşıyor. Ne beklenirdir? Okul binasını acil boşaltıp yıkmadan önce yeni binalar, yeni planlı şekilde yapılıp o okul oraya geçerdi. Şimdi biz dönem başında apar topar öğrencileri toplayıp hemen başka bir okula taşıyoruz. Bu da çok büyük sıkıntıları beraberinde getiriyor. Talebimiz bir an önce bu durumun ortadan kalkması. Plan program açıklasalar bile hiçbir zaman denildiği tarihte okul binaları tamamlanamıyor. Biz de deprem dayanıklılık çalışmaları yapılan okulların ne zaman öğrencilere yeniden tahsis edileceğini bilmiyoruz.”

Kaynak: Volkan Kılınç