Aşağıkuzfındık'ta doğup büyüyen Keskin, yükseköğrenim sürecinde kısa dönemlerde beden eğitimi öğretmenliği ve plastik sanatlar eğitimi alıp bıraktıktan sonra heykeltıraşlığa yöneldi.

Atölyesinin bitişiğindeki evde kendisine yaşam alanı da inşa eden Keskin, sanatının parçası olan eskiz ve çizim aşamalarını evinde, yontma ve kesme işlemlerini atölyesinde icra ediyor.

Atölyesinde 5 yıldır heykel üreten Orhan Gazi Keskin, AA muhabirine, zor bir malzeme olan mermerin kendisi için zamanla tutkuya dönüştüğünü, heykel sanatının zaman, mekan ve sınırının bulunmadığını söyledi.

Aşağıkuzfındık'ta doğup büyüyen Keskin, yükseköğrenim sürecinde kısa dönemlerde beden eğitimi öğretmenliği ve plastik sanatlar eğitimi alıp bıraktıktan sonra heykeltıraşlığa yöneldi.

Keskin, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünden mezun olduğu 2019'dan bu yana babasının eskiden ahır ve depo olarak kullandığı alandaki atölyesinde mermerden heykeller yapıyor.

Atölyesinin bitişiğindeki evde kendisine yaşam alanı da inşa eden Keskin, sanatının parçası olan eskiz ve çizim aşamalarını evinde, yontma ve kesme işlemlerini atölyesinde icra ediyor.

Atölyesinde 5 yıldır heykel üreten Orhan Gazi Keskin, AA muhabirine, zor bir malzeme olan mermerin kendisi için zamanla tutkuya dönüştüğünü, heykel sanatının zaman, mekan ve sınırının bulunmadığını söyledi.

Tonlarca ağırlıktaki mermerin yolculuğunun çok meşakkatli olduğunu belirten Keskin, şöyle devam etti:
"Mermer binlerce çeşidi olan bir malzeme. Sertliği, yontulması, yapısı, reaksiyonları çok farklıdır. Her katmanında farklı bir yapıya ve renklere sebep olursunuz. Temelde bakmamız gereken şudur: Karşımızda bir mermerden ziyade dağdan kopmuş bir parça var. Ocaktan gelirken bir blok 5 ton da olsa 50 ton da olsa bir ciddiyetle yaklaşmanız gerekiyor."

Keskin, heykele dönüştürdüğü mermeri genellikle Afyonkarahisar'dan, bazen Balıkesir'in Marmara Adası'ndan, yurt dışından temin ettiğini dile getirdi.
Afyonkarahisar'da çok sayıda mermer ocağının bulunduğunu, bu endüstrinin geliştiğini anlatan Keskin, "Birçok mermer üreticisi de bana destek oldu. Afyonkarahisar'dan edindiğim mermerler kolay işlenebilir, parlak ve kontrol edilebilir kırılmalar yaratıyor." dedi.

Yeni tanıştığı kişilerin, atölyesini gördüğünde şaşırdığını kaydeden Keskin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dış kapıdan içeri girdiklerinde burası bir vaha gibi görünüyor. Elbette bu da onları çok şaşırtıyor, neticede alışık olunmadık bir durum. Ben daha ulaşılabilir bir yerdeyim, bu da güzel sonuçlar doğuruyor. İnsan sosyal ilişkileri güçlü olduğunda, kendini ifade etme yolları aradığında bundan akademik eğitim almamış, belki plastik sanatsal ögeleri hiç görmemiş insanlar bile etkilenebiliyor. Bu durum köylülerimle pozitif anlamda pozitif bir etki oluşturdu. İnanç, görüş fark etmeksizin şu an çevremden destek görüyorum."