İYİ Parti’yi sert söylemlerle eleştiren Hatipoğlu, “Partinizden istifa etme nedenim teşvik değil, bugün ayyuka çıkan rezil dedikodulardır. İftira siyasetinizdir. Parti dediğiniz şeyin aslında bir sekreterin CEO olduğu bir aile şirketi olmasıdır” dedi.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, İYİ Parti’den AK Parti’ye geçmek için teşvik aldığı yönündeki iddialarla ilgili TBMM kürsüsünden konuştu. Hatipoğlu konuşmasında şunları söyledi:
“Bahse konu şirket ailemin 3 kuşakta inşa ettiği, bin 700 kişiyi çalıştıran, ihracat şampiyonu, Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşundan biridir. AK Parti’ye geçmem için siyasi rüşvet aldığım iddia ediliyor. Yönetim kurulu olduğum şirket ilk teşvik belgesini 1985 yılında almıştır. Sanayi şirketlerinin teşvik belgesi alması çok doğal olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1960’lardan beri bu tür teşvikleri dil, din, mezhep, parti ayırt etmeksizin yatırım yapmak isteyen bütün babayiğitlere vermektedir. Bahse konuolan yatırım içinde teşvik 24 Mart 2023 yılında, yani
ben İYİ Parti aday adayı iken verilmiş ve onaylanmış bir teşviktir. Ayrıca bu yatırımın yapıldığı organize sanayi bölgesinde 17 şirkete daha 4,7 milyar TL’lik teşvik verilmiştir. Bana özel bir durum yoktur. Teşvikler nakit olarak ödenmez. Bir şirket teşvik belgesini aldıktan sonra yatırımlarını yapar, imalata başlar, şayet para kazanırsa kurumlar vergisi üzerinden bir kısım indirimler sağlanarak. Malum kişilerin, gazetecilerin ve trollerin söylediği gibi değildir. Şirketimin aldığı teşvikin siyasi herhangi bir yanı yoktur. 3 kuşaktır ne ailem ne de ben devletimin bir kuruşuna göz dikmemişimdir. Gırtlağımızdan haram lokma girmemiştir, girmeyecektir. Yüce Meclis kürsüsü iftira ve yalan siyasetine alet edilecek yer değildir. Benim partinizden istifa etme nedenim teşvik değil, bugün ayyuka çıkan rezil dedikodulardır. İftira siyasetinizdir. Parti dediğiniz şeyin aslında bir sekreterin CEO olduğu bir aile şirketi olmasıdır. Bu iftirayı atanlar sizin ağababanız, feriştahınız, patronunuz gelse beni bir milim geri attıramaz. Sözlerime bir atasözü ile son vermek istiyorum: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.”