Öncelikle "12" sayısının İngilizce yazılışı "twelve", okunuşu ise "twelv" şeklindedir. Ama işin detayları bununla bitmiyor! Saatler, tarihler, matematiksel işlemler ve günlük konuşmalarda "12" nasıl kullanılır? Hepsini açıklayacağız. Ayrıca yaygın yapılan hatalara da değinecek, İngilizcede sayıları doğru telaffuz etmenin püf noktalarını paylaşacağız.
İngilizce 12 Ne Demek?
İngilizcede "12" sayısının karşılığı "twelve" kelimesidir. Yazılışı "twelve" şeklinde olup, okunuşu "twelv" olarak yapılır. Sonundaki "e" harfi okunmaz ve kelimenin sonunda hafif bir "v" sesi duyulur. 12, İngilizcede temel sayılardan biri olup saatler, tarihler, yaş ve birçok farklı durumda yaygın olarak kullanılır. Günlük konuşmalarda sıkça karşımıza çıkan bu sayı, matematikten spora kadar birçok alanda önemli bir yere sahiptir.
İngilizce 12 Ne Demek? 12 İngilizce Nasıl Okunur?
İngilizcede "12" sayısının yazılışı "twelve", okunuşu ise "twelv" şeklindedir. Türkçeye benzer şekilde okunuşunda "-e" harfi duyulmaz, sonu "v" sesiyle biter.
12 Sayısının Kullanım Alanları ve Örnek Cümleler
"12" sayısını İngilizcede pek çok farklı bağlamda kullanırız. İşte bazı yaygın kullanım alanları ve örnekler:
Saatlerde Kullanımı
Saatleri söylerken 12 sayısı sıkça karşımıza çıkar.
It is twelve o’clock.
(Saat on iki.)
The meeting is at twelve thirty.
(Toplantı saat on iki buçukta.)
Tarihlerde Kullanımı
Ayın 12. gününü belirtirken "twelfth" şeklinde kullanılır.
Today is the twelfth of March.
(Bugün Mart'ın on ikisi.)
Her birthday is on December twelfth.
(Onun doğum günü Aralık’ın on ikisinde.)
Sayılarla İlgili Cümlelerde Kullanımı
12 sayısını miktar veya sıra belirtirken de kullanırız.
There are twelve books on the table.
(Masada on iki kitap var.)
Twelve students came to the class.
(On iki öğrenci derse geldi.)
He finished the race in twelfth place.
(Yarışı on ikinci sırada bitirdi.)
Günlük Konuşmalarda Kullanımı
İngilizcede 12 sayısı günlük hayatta birçok yerde geçer.
The basketball team has twelve players.
(Basketbol takımında on iki oyuncu var.)
The movie starts at twelve.
(Film saat on ikide başlıyor.)
My little brother is twelve years old.
(Küçük kardeşim on iki yaşında.)