Platform adına açıklama yapan Uygar Kurtcu, “Gelin yıllardır tekrarlanan bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına ne iktidarın ‘refah payı’ aldatmacalarına kanmayalım” dedi.
Adalar’dan İl Sağlık Müdürlüğü’ne yürüyen KESK üyeleri, açıklanan enflasyon oranlarına ve maaş zamlarına tepki gösterdi. Yapılan zamlar ve hayat pahalılığı sebebiyle maaşlarının eridiğini dile getiren üyeler, ‘insanca yaşamaya yetecek ücret istiyoruz’ çağrısı yaptı. KESK Şubeler Platformu adına açıklama yapan Uygar Kurtcu, “Yeni yıla girdik. Ama değişen bir şey yok. Zam yağmuru temel tüketim maddelerinden, gıda ürünlerine, akaryakıt ürünlerinden tekel ürünlerine kadar iğneden ipliğe sürüyor. Bu koşularda Ocak 2024 itibari ile altı aylık enflasyon farkı yüzde 29,78 artı toplu sözleşme artışı yüzde 15 ile maaşlarımızın toplamda yüzde 49,25 artacak olması büyük bir müjde gibi sunuluyor. Oysa bu ‘müjde’ koskoca bir yalandan ibarettir. Çünkü ücretlerde enflasyon oranında artış demek dünyanın her yerinde sıfır zam demektir. Yaşanan gerçek hayat pahalılığının suni TÜİK rakamları ile yarı yarıya düşük gösterildiği Türkiye’de ise bunun anlamı emekçilerin cebinden çalmaya devam etmek demektir. Mevcutta 7 bin 500 TL olan en düşük emekli aylığının ne kadar artacağı ise hala belirsizdir” ifadelerini kullandı.
OYUNA ARTIK DUR DİYELİM
Yoksulluk ve sefalete karşı birliktelik çağrısı yapan Kurtcu, “Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil, hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz. Öncelikle tüm kamu emekçilerine bugün için brüt 12 bin 147 TL olarak verilen ilave seyyanen ödeneğin taban aylık katsayısına dâhil edilmesini istiyoruz. Ardından en düşük kamu emekçisi maaşının eş, çocuk, kira ve ulaşım gibi yardım kalemleri ile bugün 50 bin TL’yi aşan üstünde olan yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını istiyoruz. Bu rakamın her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmesini, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamlarının refah payı olarak eklenmesini istiyoruz. En düşük emekli aylığının 16 yıl önceki seviyeye yani asgari ücretin yüzde 110’una çıkarılarak net 18 bin 700 TL’ye çıkarılmasını istiyoruz. Gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülmesini, yoksulluk sınırına kadar olan ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini istiyoruz. Tüm kamu emekçilerine ücretsiz öğlen yemeği istiyoruz. İşyerinde yemek çıkmayan kamu emekçilerine aylık 4 bin TL yemek yardımı verilmesini istiyoruz. Buradan tüm kamu emekçilerine sesleniyoruz. Gelin yıllardır tekrarlanan bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına ne iktidarın ‘refah payı’ aldatmacalarına kanmayalım. Yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenli gelecek için omuz omuza verelim” dedi.